21. BÖLÜM

35.3K 1.8K 484
                                    

Helloooo

Herkese yeni bölümden selam 🫡

Oy vermeyi ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayınız,

Keyifli okumalar dileriz🫶




🌹



Zeynep'ten,

Hansa'yı ziyarete gitmemin üzerinden tam bir hafta geçmişti. Hemen ertesi gün iş yüzünden dönmek zorunda kalmıştım. Hansa'yı hiç öyle bırakıp gelmek istemesem de mecburdum.

Hem bakınca kocası da gayet ilgili gibiydi. Bilmiyorum emin olamıyorum. Kimseye güvenemiyorum. Hansa'dan başka bir arkadaşım yok, zorla da olsa güvendiğim tek insan. Kardeşim o benim, kanımdan, canımdan olmayan tek parçam, diğer yarımım.

Başına bir şey geldiğini duyunca neye uğradığımı şaşırmıştım. Elim, ayağım buz kesmişti. Gelip Hansa'yı gözlerimle görene kadar iyi olduğuna emin olamıyordum.

Kimseye güvenemiyorum ve bu hallerim beni de oldukça rahatsız ediyordu. Her şeye şüphe ile yaklaşmak, samimi olup olmadıklarını öğrenmek için uzun bir süre incelemek ve bu süre içerisinde insanlara karşı soğuk olmam.

Bu güven problemimin başlıca sebebi de en yakınım, canımdan çok güvendiğimdi.

Beni insanlara karşı şüpheyle yaklaşmama sebep olan. Babamdı...

Her ne kadar o yaptığına inanamasam da yapmıştı ve beni, annemi büyük bir hayal kırıklığına uğratmıştı.

Yapmasaydı. Beni ve annemi bu hale getirmeseydi, her şey daha güzel olabilirdi. Ama o yapmıştı.

Annem ile severek evlenmişlerdi. Ama ben 12 yaşındayken annemi aldatmaya başlamıştı.

Bilmiyorum belki de daha önce de aldatmıştı. Ama öğrendiğimizde ben daha 12 yaşındaydım.

Tabii o zaman babama aşık bir kızdım ve bu olayı ciddiye almıyor, umursamıyordum.

Ta ki o güne kadar. Babam olacak adam metresinin elinden tutup eve getirene kadar.

Ben de, annem de bu hareketiyle büyük bir şok yaşamıştık. İnanamıyorduk bu yaptığına. Her ne kadar önceden duymuş olsak da gözümüzle görmediğimiz için itibar etmemiştik.

Annem, babama o metresi evde istemediğini söyleyince babamdan uzun bir süre dayak yemişti.

Karşı çıkıp engellemeye çalıştığım zamanlarda ben de nasibimi alıyordum. Ama vazgeçmiyordum ve sürekli annemin arkasında durup ona destek oluyordum.

Annemi o kadar çok dövüyordu ki ne yüzündeki ne de vücudundaki morluklar eksilmiyordu.

Annem gördüğü şiddetler yüzünden uzun bir süre dışarı çıkamadı, gelmek isteyen misafirleri veya davet edildiği misafirlikleri hep reddetti.

Bu zorluklar arasında zorla da olsa okuyup mesleğimi elime almıştım. Ve psikiyatrist olmuştum.

Bu mesleği istememin nedeni de annem ve annem gibileri hasta eden canavarları iyileştirmek.

Çok doğru bir söz vardır. "Psikiyatriye hastalar değil. Hasta insanların hasta ettikleri gelir." diye.

Çok haklı bir söz. Ki bana gelen hasta demeye yüreğim el vermeyen insanlar da öyleydi. Onlara hasta demek haksızlıktı.

Ben de babam yüzünden uzun bir süre psikiyatrist desteği almıştım. Eski alışkanlıklarımı bırakmak zorunda kalmıştım.

Mesela babam yüzünden artık saçlarım kısa. Uzatamıyorum. Çünkü babam o kadından önce saçlarımı okşar, tarar ve örerdi.

GÜL GÜZELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin