12.BÖLÜM

20 1 4
                                    

                                                       12.BÖLÜM

   Şifa Aybüke’nin kendisine ettiği hakaretlere çok içerlemişti. Akşama kadar sıkıntı ile kıvranıp, odasından çıkmamıştı. Cihan yemek yapıp yemeğe çağırsa da istemediğini söyleyip odasından çıkmamakta ısrar etmişti. Nefeset Cihan veya onun bir nedenle vazgeçip emeklerinin boşa gitmesinden özellikle oğlunu kurtaramamaktan endişe ediyordu. En çok da Şifa dan tereddütleri vardı. Başında ki halenin bile yeşil rengi açılıyor beyaza dönüyordu. Bir şeyler yapması gerektiğini anlamıştı. Şifa’nın odasına gitti. Yatağına uzanmış, öylece boşluğa bakıyordu. Gözleri kırmızıydı ağlamış gibiydi. Önce yeniden saydam kadın siluetini alıp ona göründü. Onu görmezden gelince konuşmaya başladı.

-          Canın sıkkın olduğunu biliyorum ama konuşmamız lazım.

-          Konuşmak istemiyorum.

-          Bu yaptıklarının ne kadar mantıksız olduğunun farkında mısın?

-          Mantıksız olan ne?

-          Burada oturup ağlıyor olman. Ya da Aybüke’nin sana hakaret etmesinden dolayı üzülmüş olman. Sen bir hemşire değilsin. Aybüke senin bir hemşireye yakışmayan hareketlerin yüzünden sana hakaret etti. Hemşire olmadığına göre bu hakaretleri üstüne alınıp üzülmene gerek yok.

-          Sen de o kızı kayırıyorsun. Onunla beraber yaşadın. Onu tanıyor ve seviyorsun.

-          Hayır. Onlarla bir hafta kadar yaşadım. Fatma ya söz verdiğim için odalarına hatta yanlarına yaklaşmadım. Ben sadece objektif bakıyorum. Sen manasızca ona kızıyorsun. Senin bir görevin vardı bunu yaparken o sana zorluk çıkardı işini yapan profesyonel biri bunu önemsemez. Sonuçta amacına ulaştın görevini yaptın. Bu tavrın manasız.

-          Ama kız bana hakaret etti.

-          O kızın düşüncesinin ne önemi var. Belki bir daha onu görmeyeceksin bile.  Bu seni neden bu kadar rahatsız etti. Yoksa onu kıskanıyor musun?

Şifa yatağından kalkıp Nefeset’in siluetinin karşısına dikildi.

-          Ne demek istiyorsun sen?

-          Aybüke’yi kıskandığın için mi ona bu kadar kızdın. Canın bu kadar sıkıldı. Bu yüzden mi saatlerdir ağlayıp kendini odana kapattın.

-          Hayır. Onu kıskanmıyorum. Neden kıskanayım.

-          Bilmiyorum. Ya onun mesleğini ya da başarısını ya da !

-          Ya da ne?

-          Ya da Cihan’ı kıskanmış olabilirsin. Geçen sana anlattıklarım yüzünden onu kıskanmış olabilirsin. Belki Cihan’ı kıskandığın için Aybüke’nin seni hor görmesi gücüne gitti.

-          Asla benim günahımı alıyorsun. Yok böyle bir şey.

-          Ben sadece anlamaya çalışıyorum.

-          Sen hep beni üzmeye çalışıyorsun. Şimdi de bana iftira atıyorsun.

-          Asıl sen bana iftira atmış oldun. Benim amacım sadece oğlumu kurtarmak. Sen sorun yarattığın için bu sorunları çözmeye çalışıyorum.

-          İstediklerini yapmak için çabalıyorum. Bu yüzden hakarete uğruyorum. Sen karşıma geçmiş sana sorun yarattığımı söylüyorsun. Beni suçluyorsun.

ESİR CİN 1 Nefeset (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin