4.BÖLÜM

43 5 0
                                    

   Fatma korkuyla kalktı. Saniye hala yerde hareketsiz yatıyordu. Hemen ambulans çağırdı. Ambulans gelene kadar ağlayarak Saniye’nin başında bekledi. Çok pişman olmuştu. Ona bir şey olmaması için dua ediyordu. Bir süre sonra ambulans geldi. Saniye’yi sedyeye koyup götürdüler. Fatma da onunla birlikte hastaneye gitti. Muayene ettiler.  Bir sürü test, tahlil yaptılar. Nefeset’ in dediği doğru çıkmıştı. Felç geçirmişti. Ölmeyecekti. Fatma rahatladı. İnşallah kısa sürede iyileşir diye dua ediyordu. Saniye bir hafta kadar hastanede kaldı. Tedavisi artık evinde devam edecekti. Fatma  bu süre içinde Saniye’nin evine kaldı. Nefeset ile anlaştılar. Evde eşi ve çocuklarına asla yaklaşmayacak. Evin üzerindeki engel kalkınca da hemen gidecekti. Nefeset bunu kabul etmiş hatta o gittikten sonra bu koruyucu kalkanı yapan suyun tarifini de vermişti. Fatma onun gitmesinin yeterli olacağını buna gerek kalmayacağını söylese de Nefeset ısrarla yazdırmıştı. Fatma kısa sürede taşındı. Eşyalarını bahçedeki küçük bir müştemilat vardı oraya yerleştirdi. Zaten ev sahibi onları çıkarmak istemiş yeni ev ararlarken artık bulmalarına gerek kalmamıştı. Kocası ve çocuklar bu olaydan çok memnundu. Onların memnun olması Fatma’yı mutlu etse de çok tedirgindi. Saniye ise artık ne hareket edebiliyor ne de konuşabiliyordu. Sadece gözlerini hareket ettirebiliyordu. Fatma buna kendi sebep olduğu için çok pişman olmuştu. Ona bebek gibi sevgi ve ihtimamla bakıyordu. Nefeset ise sabırla bir ayın dolmasını bekliyordu. O da Saniye’nin yanında duruyordu. Bunu ona yapanın onlar olduğunu bilmesini istemese de yine de bu evden kurtulacağını anladığını biliyordu. O gün gelmişti. Gece herkes uyuduktan sonra kedinin içinde yanına geldi. Kedi artık sadece kanepede yatmıyordu. Saniye’nin ayak ucunda daha çok uyuyordu. Saniye’nin vücuduna sürtünerek etrafını dolandı. Boynunu kokladı. Yanaklarına yüzünü sürdü. Sonra odada ki zayıf ışıklardan daha parlak bir kadın sulieti aldı. Ayaklarına kadar parlayan siyah saçları vardı. Zarif bir yüzü ince bir bedeni vardı. Yatakta yatan Saniye’nin başında durdu. İçindekini dökmenin fırsatını yakalamıştı.
-          Cin kabilesinin güçlü lideri İlkinyas’ın insan eşi Saniye! Bak az kaldı! Bize yaşattığın esaret bitiyor. Ama senin için değil bizim için. Sen şimdi yatağa esirsin beni anlamanı beklerdim ama anlamazsın. Çünkü bu esaret senin gibi korkaklar için ödüldür. Bir cin ile evli olduğun için sakın kendini cesaretli zannetme. Sen cinlerin ve ademoğlunun en şerlilerinden birinin kızısın. Onun başındaki kötülüğünü gösteren siyah hale o kadar korkunçtu ki gölgesi yanaklarına vururdu. Ağarmış sakalları bile beyaz değil gri idi. En kötü cin padişahlarından daha kötü bir ruha sahipti. İlkinyas  ona bakınca bir melek sayılırdı. Senin onunla evlenmiş olman bu yüzden cesaret sayılmazdı. Kuman Lilibel ne derse desin ben onun sana aşık olduğuna eminim ama sen korkakça davrandın bu sevgiye layık olamadın. Babanın aileni mahvetmesine izin verdin. Kocamın katili sadece Lilibel değil sende onun kadar suçlusun. Babanı durdurabilirdin ama seyrettin. Sustun. Babandan korktuğun için aileni mahvettin. Oğlunun ölümüne sen sebep oldun. Bu yüzden içimde sana bir kızgınlık var.

Yatağın paralelindeki duvar boyunca duran dolabın yanına gitti. Cam kapağı açtı. İçinden altı gümüşten nakışlı dört ayakla tutturulmuş küreyi aldı. İçinde kiremit rengi bir toz vardı. Eline alıp sallayınca içinden zayıf belli belirsiz parıltılar göründü. Küreyi alıp, Saniye’nin yanına geldi. Yatağın kenarına oturdu. Küreyi ona gösterdi. Saniye’nin gözünden bir damla yaş süzüldü.

-          Ağlama , sakın ağlama bunu düşünmeye vaktin var. Eğer Sen babana karşı dursaydın oğlun ölmezdi. Şimdi küllerine bakıp ağlamazdık. Ben onunla vedalaşıyorum. Seninle de vedalaşmak istiyorum. Çünkü ben ailem için savaşacağım. Belki benimde küllerim savrulacak ama zalimlere boyun eğmeyeceğim.  

Yeniden kalktı küreyi öpüp yerine koydu.  Orta çekmeceden kırmızı kadife kaplı bir kutu çıkardı. İçini açtı. İçinde yakut taşlarla süslü çok güzel bir kolye vardı. Onu içinden aldı. Önce kendi boynuna tuttu. Sonra yeniden yatağa gelip oturdu. Kolyeyi Saniye’nin boynuna yerleştirdi. Uzun parmak ve tırnaklı elleri ile okşuyordu.

ESİR CİN 1 Nefeset (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin