Selammm.
Oy ve yorum yapmayı unutmayın...
Yazım hatası varsa affola.
İyi okumalar..
⚠️⚠️⚠️⚠️⚠️⚠️⚠️
Genç adam akan buz gibi suyla elini yüzünü yıkayıp kapattı musluğu. Lavabonun kenarlarını tutup bekledi bir süre. Yüzünden damlayan suların çıkardığı sese odaklanmışken derin bir soluk çekti. Başı ağrıyordu. Öyle ağrıyordu ki kafasını taşıyamıyordu. Yumulu gözlerini açıp karşısındaki aynaya baktı. Yorgundu. Siyaha çalan gözlerinin kenarlarında kırmızılıklar oluşmuş ve acıtıyordu gözlerini. Ama bunlara o kadar alışıktı ki acıya dikkat bile etmemişti. Şu an aklı sağ salim bitirip geldiği görevdeydi. Bir saat önce gelmişlerdi görevden. Çok şükür ki askerlerinden kimseyi geride bırakmadan eksiksiz gelebilmişti. Bunun verdiği bir huzur ve biraz da gurur vardı gözlerinde. Hakkıydı. O kadar çaba heba olmadan kimseye bir zeval gelmeden halledip gelmişlerdi. Kendi bir çabalasa timi bin çabalıyordu. Onlarla da gurur duyuyordu elbette.
Ancak dinleneceğini düşünürken bir de Van'daki karargahtan görev gelmişti. Ona gideceklerdi. Dinlenmek haramdı sanki ona. Şöyle doyasıya uyumamıştı. İnsan uykunun nasıl olduğunu unutur muydu hiç? O unutacaktı neredeyse. Ama çok şükür ki bu yeni görev öyle uzun sürecek bir görev değildi. En azından öyle umuyordu.
Kenardan aldığı peçeteyle yüzünü kurularken ortak tuvaletin kapısı kırılırcasına açıldı. İrkilmeden işini yapan adam bu ataklara da alışmış olmalıydı. Kendi timinden biri olmalıydı. Gurur duyduğu bu tim bazen kahır sebebi olabiliyordu. Keşke ortak tuvaleti kullanmasaydım diye içerledi.
"Komutanım bu şerefsiz Çağrı rahat durmuyo. Bunu niye dağda bırakmadık ki!"deyip sinirle söylenen askere bıkkın bir bakış atmakla yetindi.
Yine mi sizin sudan sebep kavgalarınız? Bitmiyordu ki kavgaları. Üstelik sebepleri de o kadar saçmaydı ki bazen kendisine şikayete gelen bu insanları paralayana kadar vurmak istiyordu.
"Dağda mı bıraksaydınız? Tch tch tch! Yazıklar olsun."deyip lavaboya adımlayan Çağrı olmalıydı. Yazıklar olsun dolu bakışları ile musluğu açtı ve elini yüzünü yıkamaya başladı. Kim bilir yine ne sebeple sinir etmişti arkadaşını.
Sinirli genç onun tepkisine karşın yüz buruşturdu. Bir de kendini masum yapması yok muydu iyice dellendiriyordu şu genci.
"Tabi dağda bırakacaktık. Dağ adamı seni! Mağarada yaşar giderdin!"
"Peki Vefa, şu dağlarda kar olsaydım arar bulur muydun beni?"diye ciddiyetle konuşan Çağrı ile güldü komutanları. Bazen cidden güldürüyorlardı. Komutanı gülünce Çağrı da gülmemek için zor tuttu kendini. Şu an ciddi bir soru sormuştu çünkü.
"Eriyip gitmen için dualar ederdim lan Rabbime! Ne araması"diye kızdı genç asker ve lavabonun önüne geldi. Aynada dağılan saçlarını düzenlerken aynı zamanda söyleniyordu.
"Dağda ayı var lan! Nasıl bırakacaktık!"deyip lavaboya giren üçüncü kişi ile Komutan sıkıntılı bir nefes verdi. Kambersiz düğün olmazdı. Sırayla geliyorlardı. Canını sıkmaya!
"Merhaba komutanım"deyip elini alnına koyup selam verdi. Komutanı başını sallamakla yetinip aynaya döndü. Islakken dağılmış saçlarını düzeltmeye çalıştı. Görev süresince uzamıştı saçları hepsinin. En kısa zamanda düzeltseler iyi olurdu.
"Hakket lan! Oğlum sen ayıyı da götürürsün!"deyip güldü Vefa. Onunla beraber diğer genç de güldü fakat Çağrı göz devirmekle meşguldü. Komutan onların bu boş muhabbetlerine dayanamamış olacak ki
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kız Kaçıran |Askeri Texting|
Teen Fiction0536***: ulan bak ben dayanamıyorum çabuk gel beni kaçır 0536***: çabuk gel camın altına atlıycam çabuk lan çabuuuk 0533***: sanırım yanlış numaraya yazdınız 0536***: inan hiç farketmez yeter ki beni kaçırın! ^*^ 24.09.22-Macera-2.numara ^*^ 17.05.2...