Atil"Bu ne amına koyayım! Gel istersen bir de üst araması yap." söylenişine güldüğümde kapımın önüne gelir gelmez kollarını açmış ve bana sarılmıştı.
"Selam kaçak."
"Selam, seni çok özledim." diyerek onu daha sıkı sardığımda Atil gülerek saçlarımın arasını öpmüştü.
"Bende seni özledim ufaklık, günlerdir neden olmadığını öğrenmiş oldum. Hayırdır, parayı bulup her şeyi bırakma kararı mı aldın?" demesiyle koluna vurmuştum.
"Seni çabuk unuturum."
"O zaman geri gel şarkı söyle lan." demesiyle kahkaha atmaya başlamış binada sesim yankılandığında Atil göz devirmişti. "Kız gülerken bile konser veriyor."
"Ben sahnede doğmuşum oğlum bilmiyor musun?" diyerek dalga geçtiğimde onu kolundan çekerek içeri almış ve kapıyı kapatmıştım.
"Yeni gelen şarkıcı sayesinde kovulmadın ama bana üç günün birini izin olarak kullandığını, birini de doğum günün diye es geçtiğini diğerini de müşterilerin gözdesi olduğun için tek seferliğine göz ardı ettiğini söyledi." demesiyle onu başımla onaylamıştım. İşten hâlâ kovulmadığımı bilmek iyi hissettirmişti.
Ama kafeden kovulduğumu bir mesajla öğrenmiştim.
"Yeni gelen nasıl?"
"Baya iyi sesi var, ismi Erdem." dediğinde sesini merak etmiş Atil ile koltuğa oturduğumuzda elime yastığı alarak yastığa sarılmıştım.
"Hangimizin sesi daha iyi?"
Atil"Sen benim arkadaşımsın tabii ki senin." dediğinde omuzlarımı kaldırıp indirmiştim.
"Doğruyu söyle."
"Ya kızım ikinizin sesi farklı şimdi." dediğinde objektif bir şekilde konuşmaya başlamıştı. "Senin sesin daha ince ama çocuk bariton yani orta bir ses tonuyla şarkı söylüyor."
Onu başımla onayladığımda "Her neyse, sesimiz uysun yeter." diyerek başımı koltuğa yaslamıştım.
"Baban ile barıştınız mı?"
"Tam olarak değil. Hem biz küs değildik."
"Biliyorum ama soğuk davranıyordun."
"Eskisi gibi kötü şeyler söyleyerek kalbini kırmıyorum ama samimi de değiliz."
"Komşularınla tanıştın mı?" dediğinde günlerdir yaşadığım şeyleri anlatmaya başlamıştım.
Konuşmayı bitirdiğim an kaşlarını çatmıştı. "O cafcaflı hayatlarının arkasında ne kadar pisliklermiş." diyerek Mine'ye ve Giray'a olanlardan bahsettiğinde onu başımla onaylayarak yanına gitmiş ve beline sarılmıştım.
"Ve bu beni tuhaf hissettirdi." sözüme karşılık yanağını göğsüne yasladığım başımın üzerine yaslamış ve konuşmuştu.
"Neden?"
"Onların hayatında da böyle hatta daha kötü şeyler olabiliyormuş ve bu tuhaf hissettirdi. Giray'ı görmen lazım, kocaman ve gerçekten kendini iyi geliştirmiş bir adam. Mine..." hafifçe tebessüm ettiğimde "O zaten çok tatlı, onu gören mutlu oluyor. Çok enerjik, çok mutlu ve bunlara rağmen o hayatın içinde ikisi de parlıyor."
"Sen de parlıyorsun."
"Hayır, ben bir eskortun kızıyım ancak bardaki terli pis adamların arasında parlayabilirim."
Bu sözümün üzerine ağzıma vurduğunda acıyla yüzümü buruşturmuş bana öfkeyle bağırmıştı.
"Şunu söyleyip durma, beni deli ediyorsun!" ardından beni kendinden ayırdığında ona yükseleceğim sırada işaret parmağını bana doğru sallayarak öfkeyle bağırmıştı. "Kendini bu duruma düşüren sensin, kendini böyle gören sensin Elenor. Kendine ima ettiğin şeyin farkında mısın sen?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Notaların Ruhu/ Yarı Texting
ChickLitEleanor: Sorunun nedir? Eleanor: Neden bana yazdın? Armin: Seni seviyorum. Eleanor: Eros'un okları önceki mesajlardan anladığım kadarıyla münasip bir yerine girmiş onu anladım. Eleanor: Ama bu durum ile ilgilenmiyorum. Armin: Ayyaş değilim, eğe...