Ay aklımda o kadar güzel şeyler var ki(biraz kötü) size spoi vermemek için zor duruyorum fjckxkckckkfj
Bu kadının kim olduğu merakı daha çok beni ele geçirdiğinde derin bir nefes alarak beni ele geçirmeye çalışan toksik düşüncelerimi bir kenara koymaya çalışmış ardından Giray'ın telefonunu yeniden yerine koymuştum.
Mutfağa geçtiğimde yemek dolu tencereleri ve masamın üzerindeki bir buket kırmızı gülü görmüş gülümseyerek çiçeğimi almıştım.
Kapımın zil sesini duyduğumda çiçeklerime daha sıkı sarılarak kapıya ilerlemiş kapıyı açtığımda elinde bir paketle Arın'ı görmüştüm.
"Selam bücür, abim senin uyuduğunu ve uyandığında sana bunu vermemi istedi." diyerek bana paketi uzattığında kaşlarımı kaldırmış tam bir şey söyleyeceğim sırada istemsizce esnemiştim.
Arın gülmeye başladığında "Git uyu kızım sen, uyandığında gel." demiş ona istemsizce göz devirdiğimde kucağıma paketi bırakmasıyla cırlamıştım.
"Çiçeklerimi ezdin!"
Paketi diğer koluma aldığımda merdivenlerden birinin geldiğini duyduğumda parmaklarımın üzerinde yükselerek Arın'ın omzunun arkasından bakmış babamı gördüğümde heyecanla kaşlarımı kaldırmıştım.
"Baba!"
"Güzel kızım."
Gülüşüm büyüdüğünde Arın yana doğru çekilmiş babamı görmüştüm. Babam siyah takımının ceketinin önünü açmış ve elinde tuttuğu bir buket çiçekle geliyordu.
Elimdeki gül buketini ve hediye paketini gördüğünde gülüşü büyümüş ardından benim onu izlediğimi bildiği için yüz ifadesini hızla toplayarak burnunu kırıştırmıştı.
Memnuniyetsiz bir sesle "Bunları sana Giray mı aldı?" dediğinde onu başımla onaylamıştım.
Babam yanıma gelerek bana sarıldığında "Hiç güzel şeyler de almamış." dese de bana vermek için elinde tuttuğu buket de gül buketiydi. Babamın bana karşı sergilediği ufak çaplı oyununa gülmüş ardından kapıdaki ikiliyi eve davet etmiştim.
İçeri girdiklerinde koltuktaki Armin Giray'ın telefonunu alarak cebime atmış ardından hepimize yemek ısıtmak için mutfağa geçmiştim.
*
Armin Giray Saraçoğlu...
Bir gün sonra...
Telefonumun zil sesi odayı doldurduğunda küfredip kalkacağım an üzerimde hissettiğim ağırlık ile ilk önce ne olduğunu anlamamış ardından mırıldanarak oflayan ve çenesini enseme yaslayarak yüzünü boynuma gömen huzursuz seslerini duymuştum.
"Sabahın köründe ben hariç seni kim arıyor?"
Ona güldüğümde belime sarılmış kollarından birini tutmuş ve önce avuç içini sonra bileğini, daha sonra da kolunun içini öpmüştüm.
Gece Kutlu Amca, Elenor'un yanında kaldığı için yanıma gelememiş veya yanına gidememiştim ama anlaşılan o ki Elenor bir şeyler yapıp benim yanıma gelmenin bir yolunu bulmuştu.
Ardından uyku sersemiyle konuştuklarımız aklıma geldiğinde yanağımı yastığıma gömmüştüm.
Birinin parmaklarının çıplak omuzlarımda gezdiğini hissettiğim an irkilerek gözlerimi açmış yatakta hızla döndüğümde gördüğüm yüz derin bir nefes vermeme neden olmuştu.
Elenor yanağıma uzandığında "Özür dilerim, korkutmak istemedim." diyerek öpmüş ardından dudaklarını dudağımın hemen kenarına bastırmasıyla yutkunmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Notaların Ruhu/ Yarı Texting
ChickLitEleanor: Sorunun nedir? Eleanor: Neden bana yazdın? Armin: Seni seviyorum. Eleanor: Eros'un okları önceki mesajlardan anladığım kadarıyla münasip bir yerine girmiş onu anladım. Eleanor: Ama bu durum ile ilgilenmiyorum. Armin: Ayyaş değilim, eğe...