1.7

80 6 0
                                    

Yıllar Önce

Armin Giray Saraçoğlu...

Derin bir nefes aldığımda başımdaki kepi yüzüme daha çok indirmiş ve herhangi biri tarafından tanınmamak için taktığım mavi lenslerim ile Elenor'u ve Atil'i görebileceğim bir locaya oturmuştum.

Atil, her geldiğimde bu masaja oturduğumu bildiğinden olsa gerek gözleri masaya kaymış beni görür görmez yanıma doğru ilerlemişti.

Bardaki loş ışıklar bir yanıp bir sönmeye devam ederken derin bir nefes alarak önümdeki içkiye bakmıştım.

İçki sevmezdim, ağrılarım olmadığı sürece de alkol tüketmezdim.

Atil masama oturduğunda "Amına koyduklarımın piçleri Elenor'un artık barda şarkı söylemesini istiyor." diyerek homurdanmalarıyla kaşlarımı çatmıştım.

"Barda canlı müzik ne alaka?"

"İşte Elenor'u teşhir edecekler!" Atil derin bir nefes aldığında "Elenor'un haberi yok, şimdi konuşmaya gittiler. Birazdan burada olur, geldiğinde alıp götüreceğim buradan." diyerek önümdeki içkiye uzanmış ve kafasına dikmişti.

"Konuşmalarını bitirmeyi neden bekliyorsun, çekip alsana."

Atil"Çok biliyorsan sen git al, Elenor ağzıma sıçar. Zaten buradan çıkartırken kavga edeceğiz, şimdiden başlamasın."

Gözlerimi Elenor'un çıkacağı odaya diktiğimde oradan ayrılmasını beklemeye başlamış kısa bir süre sonra kapısı açılarak hışımla Elenor çıkmıştı.

Önündeki korumaların arasında sıyrılmış önce bara bakmış ardından gözleri bizim masayı bulduğunda Atil'i fark ettiği an buraya doğru gelmeye başlamıştı.

Locaya doğru ilerlerken onu durduran iki adama öfkeyle bacak aralarına tekme atmış ve yanımıza gelmişti.

Elenor, Atil'in yanına oturduğunda "İstifa ettim." demesiyle Atil"Bence de bu piçlerin derdi senin şarkı söylemen değildi. Ben de seninle istifa ediyorum." demişti.

Elenor"Saçmalama, sen işi-"

"İstemiyorum."

Elenor'un gözleri beni birkaç saniyeliğine bana kaydığında beni o kadar incelememişti ki sürekli yanıp sönen ışıkta başka bir an karşılaşsak istemsizce beni tanıyıp tanınmayacağını merak etmiştim.

"Her neyse ben gidiyorum."

Ayaklanacağı an bir adam masamıza gelerek Elenor'un yüzüne doğru eğilmişti. "Sevgilim? Burada ne işin var, kim bunlar?"

"Sevgilin mi var?" istemsizce konuştuğumda Elenor adamı iterek bana alayla bakmıştı.

"Karşıdan bakınca nasıl görünüyorum bilmiyorum ama ben de birini sevecek bir kalp yok."

"Ne demek yok? Sen kimseyi sevmez misin?"

"Ben bir tek kendimi severim yabancı. Ben kendi annemi ve babamı bile sevmiyorum, bir erkeği mi seveceğim?" öğürür gibi bir ses çıkardığı an Atil'in gözlerini üzerimde hissetmiştim.

Elenor ile ilk konuşmamızın böyle olacağını tahmin etmezdim.

"Seni seven bir adam olsa, her şeyini sana verse gerçekten yine böyle mi düşünürsün?"

Elenor alayla güldüğünde "Senin kafan mı güzel?" diyerek gözlerimin içine küçümsercesine bakmıştı. "Bana her şeyi verecek bir adama zaten sahibim ama suratına bile bakmıyorum. Ben sevmem yabancı, sevgi veya aşk midemi bulandırıyor. Ben daha çok kanatmaktan hoşlanıyorum ama bunun için uğraşacak enerjim de yok."

Notaların Ruhu/ Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin