Notaların Ruhu/ Yarı Texting

0.1

Sorma ne haldeyim sorma

Seelaaamm

Nasılsınız?

Deneme sınavı olan ben :/

Ama sizin yorumlarınızı okuyunca ben :D

Hadi buraya herkes şarkı sözü bıraksın önce ben "Bir de seviyom dedi sana yanıyom dedi inan ölüyom dedi vah vah vah"

İyi okumalarrrr

Yallah bölüme❤️

Babamın aradığını gördüğümde telefonu elime alarak aramayı yanıtlamıştım.

"Güzelim? Nasılsın?"

Yüzümü buruşturduğumda "Bir şey mi istiyorsun?" diyerek önümdeki marketten aldığım soğuk sandviçi yemeye devam etmiştim.

Babam huzursuz bir soluğu içine çektiğinde "Evet, bebeğim artık yanıma taşınmanı istiyorum. Daha fazla annenle kalamazsın." dediğinde gülerek konuşmuştum.

"Zaten kalmıyorum."

Babam"Motel ya da herhangi bir yer, evin kadar güzel olamaz bebeğim. Beslenme alışkanlığın çok kötü, lütfen artık buraya gel."

"Ben böyle iyiyim, burada çalışıyorum." diyerek açıklama yaptığımda konuşmaya başlamıştı.

"Sana bir kafe, bar, bilmiyorum herhangi bir şey satın alabilirim. Orada söylersin, lütfen Eleanor. Seni önemsiyorum, benim kızımsın ve öylece seni bırakamam."

"Neden biriyle evlenmiyorsun? Bir eskorttan olma çocuğu neden bu kadar önemsiyorsun ki? Bir ailen olursa eğer sana layık bir çocuğunda olur, eşinde."

"Çünkü seni istiyorum ufaklık. Başka biriyle aile kurmak istemiyorum, zaten benim bir ailem var. O da sensin."

Şaşkınlıkla dudaklarım aralandığında istemsizce içimde bir sıcaklık meydana geldiğini hissetmiştim.

Beni bu kadar önemseyen biri tuhaftı...

Ama babam gibi birini böyle bir bok çukuruna düşüremezdim.

"Gerek yok, başka bir şey var mı?" dediğimde ofladığını duymuştum.

"Yok güzelim. İyi günler."

Onu onaylayan bir mırıltı çıkardığımda telefonumu kapatmış ardından yediğim sandviç ile yatağa yatmıştım.

*

Bilinmeyen Numara: Bir mucize Tanrım bize...

Görüldü...

"Eleanor! Müşteri çağırıyor, telefonunu bırak." diyerek uyarı yapan patronum ile onu başımla onaylamış hemen masaya ilerlemiştim.

"Buyurun, efendim. Ne arzu ederdiniz?"

Sabahları garsonum.

Akşam şarkı söylüyorum.

Gecede arada uyuyorum.

Buğday tenli, siyah saçlı kadın siyah gözlerini menüde gezdirmeden direkt mavi gözlerimin içine baktığında aşağılayıcı bir şekilde konuşmuştu.

"Ben bir Türk kahvesi istiyorum, a durun. Vazgeçtim, filtre kahve."

Burası zenginlerin uğradığı işlek bir mekan olduğu için onların beni küçümseyerek bakmalarına alışmış başımla onaylayarak yanındaki beyaz tenli, yeşil gözlü adama dönmüştüm.