0.8

160 12 7
                                    

"Yaranın enfeksiyon kapmaması gerekiyor, Giray maça hazırlanmanı katiyen istemiyorum. Dikişlerin patlayabilir, iki hafta boyunca dinlenmen lazım."

"Bir ay sonra maçım var."

"Bu beni ilgilendirmiyor, benim görevim senin sağlığın. Eğer ki maça hazırlandığını duyar veya görürsem bu gece üçümüzün arasında bir sır olarak kalmaz. Kenan ve Kutlu'ya haber veririm."

Giray, doktoru çağırdıktan hemen sonra ona hiçbir şeyi kimseye söylememesini tembihlemiş o ise ikimizin hatrına bu seferliğine susacağını söylemişti.

Beni nereden mi tanıyordu?

Babam, küçüklüğümden beri sağlığımı kontrol etmek için aile hekimini kaldığım eve getirirdi ve bu adam beni küçüklüğümden beri tanıyan cerrahlardan biriydi.

Benim büyümüş hâlimi gördüğünde şaşırmış ve bana babacan bir tavırla "Ne kadar güzelleşmişsin. Aynı babana benzemişsin." diyerek saçlarımı okşamış bense böyle bir şey duymanın şaşkınlığıyla suratına bakakalmıştım.

Giray ise bu süreçte beni dikkatle izlemişti.

Kemal Bey'i geçirdiğim sırada bana dönmüştü. "Bu gece her ihtimale karşı burada kal Elenor." demesiyle kaşlarımı kaldırmıştım.

"Bir sorun mu var?"

"Ateşlenebilir, o zaman yazdığım ilacı o isterse verirsin. Bir de onu çok hareket ettirmemeye çalış, olur mu? Giray biraz bu konularda vurdumduymazdır."

Neden? Annesi yüzünden miydi?

Konuşacağım sırada izin vermemişti. "Giray'ı sen de tanıyorsundur, beni çağırıp serum vermeme laf etmediğine göre gerçekten canı yanıyor olmalı." dediğinde meraktan kıvrandığım için ağzını aramıştım.

"Ben de ilaç verdim, karşı çıkmadı ama nasıl canının yandığını anlayacağım ki?"

"Onun kolay kolay canı yanmaz, baktın ki  ilaç istiyor ya da içiyor saat aralığına dikkat ederek izin ver, gerçekten canı yanıyordur. O sürede ona karşı biraz anlayışlı ol, gergin olabilir."

"Neden ilacı bu kadar zor içiyor?"

Gözlerimin içine bir süre bakmış ardından derin bir nefes almıştı. "Bünyesi herhangi bir ilaca her an bağımlılık yapacak düzeyde. Bu yüzden hiçbir şekilde ilaç tedavisini genelde kabul etmiyor." demesiyle kaşlarımı kaldırmıştım.

Onu başımla onayladığımda evden ayrılmış ben de Giray'ın nam-ı diğer Armin'in odasına girmiştim.

Odasına girer girmez kızıl gözlerine baktığımda "Şimdi sen uyuyorsun, ben de evden yemek getireceğim." Giray"Gerek yok Elenor, her şey için teşekkür ederim. Zaten yorgundun bir de benimle uğraştın, dinlen artık." kaşlarımı çattığımda bana kaşlarını kaldırmıştı.

"Bu gece yanında kalıyorum, ağrın olursa hemen bana söylüyorsun. Ateşine zaten ben bakacağım, onun dışında bilmiyorum. Bir hastaya tam nasıl bakılır emin değilim."

"Elenor! Buraya gel böcek!" annemin öksürerek bağırışıyla olduğum yerde sıçramış babamın bana aldığı telefonu gizleyerek koşa koşa yanına gitmiştim.

"Koşma Allah'ın cezası, koşma! Başım çatlıyor zaten."

"Efendim anneciğim?" diyerek yatağının üzerine minik ellerimi yerleştirdiğimde büyük bir sevgiyle annemin nefret dolu yüzüne bakıyordum.

"Git bana ilaç ve yemek getir. Bir işe yara."

Koşarak odadan çıktığımda arkamdan yine bana bağırıyordu. Mutfağa geçtiğimde ilaç ve dolaptan peynir, zeytin, ekmek alarak annemin yanına götürmüştüm.

Notaların Ruhu/ Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin