Alıntı

1.1K 164 37
                                    

Karşımdakine çocuğa bakarken öfkemi dizginlemek kolay değildi. Kaç gündür ondan bir adım bekliyordum hoş bir adım atmıştı sonunda evet ama bu yine de onu affedeceğim anlamına gelmiyordu.

O şansını kaybetmişti.

"Bir daha asla görüşmeyelim mümkünse," dedim sertçe.

"Saçmalama Çağla!" diye yükseldi. Ardından koridora bir bakış attı. Kısa süre sonra yeniden bana dönüp bu sefer daha kısık sesle konuştu.

"Bu söylediğin söz konusu bile olamaz!"

Ona alayla baktım. "Yapma ya, sen mi karar veriyorsun buna?" dedim.

"Çağla," dedi gözlerime bakarken.

"Ne!" diye bağırdım.

Koridora kısa bir bakış attı yine. "Bağırma," dedi eli bileğimi sardığında.

Sertçe kurtardım ondan bileğimi.

"Duysunlar umurumda bile değil!" diye bağırdım yine. "Senin nasıl bir pislik olduğunu duysunlar!"

Bana kırılmış gibi baktı. Geriye doğru adımladığında sinirim anında söndü ama bunu ona belli etmedim.

"Böyle bir insan olmadığımı biliyorsun," dedi eskisine nazaran daha solgun bir sesle.

Dudağımı büzdüm.
"Ben belki de seni yanlış anladım, ben seni belki de hiç tanıyamadım."

Bana içi gider gibi baktı. "Böyle olmadığını biliyorsun," diye konuştu. "Şu an sadece sinirden söylüyorsun tüm bunları. Çağla, ben böyle olsun istemedim. Gerçekten."

"Ne olmasını istedin?" diye sordum. "Suratıma bile bakmayarak ne olmasını amaçlıyordun?" Gözlerim dolduğunda ağlamamak için kendimi zor tuttum. "Kendimi ne kadar berbat hissettim, haberin var mı senin?"

Bana doğru bir adım attı. "Ya ben?" dedi. "Direkt engelledin beni, gece hemen. Hiçbir şekilde ulaşamadım. Kızlar bir araya gelince eve bile uğramaz oldun. Rahatsız oldun sandım bende. Daha fazla benden iğrenme diye uzak durdum."

Asıl sorunu anlayacağınca derin bir nefes aldım. Tam o an üzerimden bir yük kalkmış gibi hissettim. İkimizde birbirimizi yanlış anlamıştık.

"Çağla," dediğinde "Hmm," diye bir ses çıktı ağzımdan.

Bir adım daha attığında artık aramızda mesafe yok denecek kadar azdı.

"Bir gerçek var," dedi gözleri dudaklarım ve gözlerim arasında mekik dokurken.

"Neymiş?" diye sordum bende onun dudaklarına bakarken.

"Senden çok hoşlandığım," deyip konuşmama fırsat bile vermeden tahmin ettiğim şeyi yaptı.

Dudaklarını dudaklarıma mühürledi.

Şaşırmadım, aksine beklediğim bir adım olduğu için gülümsedim. Ellerimi ensesine çıkarıp onu iyice kendime çektim. Alt dudağımı dudaklarının arasına alıp ezdiğinde inlememek için kendimi zor tuttum. Beni öperek geriye yasladı. Soğuk duvar sırtımla birleştiğinde, ellerini iki yanımdan duvara koydu. Üst dudağını öptüm, içime çeke çeke hem de. O an dilini ağzımın içine ittiğinde aldığım zevkle ensesindeki saçlarını çekiştirdim ve ne kadar kendimi tutsamda inlememe engel olamadım.

"Sikeyim," diye ağzımın içine doğru konuştu. "Basılacağız."

Tam o an banyonun kapısını açtı, kendiyle birlikte beni içeri soktu. Bunu yaparken dudaklarımız bir an olsun ayrılmadı. Kapıyı ardımızdan örtüp kilitledi.

Beni kapalı kapıya yasladı ve dudaklarıma doğru "Bu odadan kolay kolay çıkamayacaksın," diye fısıldadı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 2 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TOMRİS | Gerçek Ailem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin