•"Artık açsan mı şu kapıyı." diye Peter yerinde rahatsızca homurdandı. Stiles ona ters bir bakış atarken, "Anahtarı bulmaya çalışıyorum." dedi.
"Neden bu kadar fazla anahtarın var ki?" diye Peter yeniden söylendi. "Kıçım dondu burada."
"Sen de daha kalın giyinseymişsin Peter." Stiles elindeki anahtarlığı karıştırırken çıkıştı.
Apartmanın ön kapısından bu kadar kişini içeri girerken görülmesini istemeyen Stiles, binanın arka kapısından girmeyi planlamıştı. Gece yarısını on dakika geçiyordu ve hava soğumaya başlamıştı. Stiles aslında onda olmaması gereken acil çıkış kapısı olan arka kapının anahtarını ararken beş dakikadan fazladır sokakta dikiliyorlardı.
Gök gürlediğinde Peter dudağının altından yeniden homurdandı. Scott arkadaşının yanına yaklaşıp "Kıralım gitsin." diye önerdiğinde herkes şaşkın bakışlarını onun üzerine dikti. Onlara bakarak "Ne?" diye isyan edercesine çıkıştı. Liam omzunu silkerek, "Bunu ilk Malia söyler diye düşünmüştüm" dedi normal bir sakinlikle. Herkes aniden neden Malia'nın sesi çıkmadığını merak edercesine etraflarına bakındı ama genç kız görünürde yoktu.
Peter kaşlarını çatarak, "Muhteşem, size katlanmamı sağlayan tek kişi de ortada yok." diye homurdandı. Derek bu durumdan ne kadar sıkılsa da sakinliğini koruyordu, telefonunu çıkarıp kuzenini arayacakken arkalarında bir yerden Malia'nın sesi duyuldu.
"Ah baba, beni bu kadar çok sevdiğini bilmiyordum."
Herkes onun nerede olduğunu anlamaya çalışarak karanlık ara sokakta gözlerini gezdirdi.
"Buradayım moronlar."
Peter kafasını kaldırarak yanlarındaki diğer apartmanın yangın merdivenlerinde oturan kızına baktı. O sırada Stiles elindeki anahtarı havada sallayarak, "Ah, buldum." diye kısık sesle bağırdı.
Stiles anahtarı çelik kapının deliğine yerleştirmeye yeltelendiğinde görünmez bir güç tarafında geriye itildi. Bir duvara çarpmış gibi sendelediğinde Scott onu tutmuştu.
Derek kaşlarını çatıp, "Bina üvez ağacı ile mi korunuyor?" diye sordu. Stiles ona dönerken aklına yeni gelen bilgi ile iç çekerek kafasını arkaya doğru attı. "Ah, unutmuşum. Binayı üvez ağacı ile kaplamıştım."
"Neden bu kadar dahice bir şey yaptın acaba?" dedi Peter, iğneleyici bir tonda.
"Hadi ama açsanıza şu kayıpı." diye Malia oturduğu yerden isyan etti. "Theo, üvez ağacını geçebiliyorsun işte. Aç kapıyı."
"Ne güzel rica ediyorsun sen öyle," diye Theo ona bakarak yapmacık bir gülümseme sundu. Elini göğsüne bastırırken, "Duygulandım bak." dedi, dalga geçerek.
Malia gözlerini devirirken Stiles bunun mantıklı olduğunu düşünerek anahtarları Theo'ya fırlattı. Anahtarlar Theo'nun suratına çarpacakken Liam havada yakalamıştı. "Hangisi şimdi? Yine kaçırdın." diye Peter bıkmış bir tonda konuştu. "Sarı olan, 24 numara." Stiles Peter'e kötü kötü bakarken Liam anahtarı bulmuştu. Theo anahtarı alıp kapıya yaklaştı.
"Ne için üvez ağacı ile bir koruma aldın ki? Bir sorun mu var?" diye Scott merakla sorduğunda Stiles ağzını açıp cevap vermek üzereyken, yağmur bardaktan boşalırcanına yağmaya başladı.
"Harika!" diye Peter elini alnına yaslayıp sinirle bağırdı. Theo kapını açtığında herkesten önce Peter homurdanarak içeri girdi. Karanlık holde hiçbir şey göremeyince gözlerini açığa çıkartıp görüşünü netleştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'd Let You Win | Sterek
FanfictionStiles karşılaştığı bir vaka için Derek Hale'den yardım almaya karar verir. Tam da bu yüzden Beacon Hills'e geri döner.