Sınır 120 okunma; 30 oy; 40 yorum.
Öncelikle bir aydır bölüm atmadığım için üzgünüm. Uzun bir bölüm oldu ve planlarıma göre yıl sonuna kadar final yaparız. Diğer hikayelerimi paylaşmak için heyecanlıyım. O zamana onları da bitirip daha düzenli bölüm paylaşacağım. Bu benim ilk sterek hikayem o yüzden biraz böyle oldu. Detayları düşünürken bazen planları değiştim. Gidişat değişti. Derek ve Stiles'ın birleşmesini çok uzatmamak istedim. Yine de finale kadar dramamız devam edecek. Hadi heyecanınız kaçmasın okuyun.
Üzgünüm ama sınır koymak zorunda hissettim. Zaten istediğim bir zamanda bitiremeyeceğimi fark ettim. Okunmalar da artmışken oyların ve yorumların da artmasını istiyorum. Bir tür beni yeni bölüm yazmaya ikna edin. Çünkü bazen çoğu şeyden bıkıyorum ve sıkılıyorum. Başka kitaplar da yazıyorum. Alışkanlığım kaybolmasın diye. Yani beklemede kalın güzel şeyler gelecek. Biraz dramatik olacak ama içine eğlenceli şeyler de serpiştireceğim.
Uyarı: Bölümde hafif bir smut ve kanlı sahne var.
•
Çok hızlı koştukları için arkalarından gelen arabaların ne kadar yaklaştığını fark edemiyorlardı.
"Bunu sessizce halledeceğimizi sanıyordum!" Derek bağırırken Stiles ile beraber yokuş aşağı koşmaya devam ediyorlardı. Stiles nefes nefese yanındaki adama baktı. "Senin yüzünden ulan!" diye çıkıştı.
Arkalarından gelen avcılar onlara ateş etmeye başladıkları an Derek Stiles'a doğru atılarak ona sarıldı. Ama onları saran bir ışık belirdi ve kitsune kalkanı kurşunları küle çevirdi. "Wow" diye Stiles gözlerini irileştirip hayranlıkla kalkanın alevlerine baktı. Derek kolundan tutup onu çekiştirerek koşmaya devam etti. Arabalarından inip onlara ateş eden avcılar peşlerinden geliyordu. Kurşunlar kalkana değip kül oluyordu ve bu avcıları daha da korkutmuştu.
Derek Stiles'ı peşinden sürüklerken dönerek başka bir sokağa saptı. Dönmeden hemen önce önlerinden gelen arabaları görmüştü. Scott ve sürü avcıların önünü keserken Derek Stiles'ı duvara yaslayıp soluklanıp kafasını eğdi. Stiles elini onun omzuna bastırarak, "Hey, iyi misin?" diye sordu. Yan sokaktan gelen ateş sesleri ve kükremeleri duyabiliyordu. Burası ıssız bir araziydi. Polisin gelmeyeceği bir yer.
Derek kafasını kaldırıp ona baktığında Stiles onun sinirden gözlerinin renk değiştirdiğini fark etti. Sertçe yutkunurken gözlerini kaçırdı. "Benim yüzümden öyle mi?" diye meydan okuyan sesi Stiles'ı hafif ürkütmüştü. Gözlerini yumarken, "Tamam, özür dilerim," diye bir çırpıda söyledi. "Benim suçum."
Derek yanağını avuçlayıp dudaklarına yaklaştı. "Evet öyle, senin suçun." Stiles dudaklarına değen nefesle gözlerini araladı. Derek dudaklarını birleştirdiğinde tepki vermeden kalakalmıştı. Derek onu kısaca öpüb geri çekildi. Sadece dudaklarına dokunmuştu. "Bir daha kendini tehlikeye atarsan, seni bir yerlere bağlarım ve bu boktan olaylarla kendim ilgilenirim."
Stiles gözlerini kırpıştırarak ona baktı. Ne söyleyeceğini bilemedi. Derek her zaman arkasını kollayacak gibiydi ama bu Stiles'ın istediği bir şey değildi. Az önce neredeyse avcılara yakalanacaktılar ve Derek kendisini kurşunun önüne siper etmişti. Kalkan olmasaydı ne olurdu? diye düşündü Stiles. Birinin ona zarar verecek olması düşüncesi göğsünün sıkışmasına sebep oluyordu.
Derek ona şaşkınlıkla bakan çocuğun yanaklarını kavrayıp yeniden öptü. Stiles usulca gözlerini kapattı ve onun öpüşüne karşılık vermek için dudaklarını araladı. Derek dilini içeriye ittiğinde Stiles onun yakasına yapışıp daha yakınına çekti. Derek onun dilini uzunca emip üst dudağını hafifçe ısırdığında Stiles'tan boğuk bir inleme döküldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'd Let You Win | Sterek
FanfictionStiles karşılaştığı bir vaka için Derek Hale'den yardım almaya karar verir. Tam da bu yüzden Beacon Hills'e geri döner.