•Ertesi gün uyandığında kendini büyük yatakta bulmuştu. O uyuduktan sonra Derek onu taşımış olmalıydı. Dün yaptığı şey aklına gelince yüzü kızarmaya başladı, heyecanla ellerini yanaklarına bastırdı. Dolunay sırasında saldırgan olması gerekiyordu, azgın bir kedi gibi adamın üzerine atlamıştı. Stiles utançla gözlerini kapattı. O sırada kenardaki demir merdivenlerden birinin kalktığını duydu. Oraya baktığında karşısında Peter'i gördüğü için rahatlayarak nefesini bıraktı.
"Ne o, dün gece zor mu geçti?"
Stiles ona aldırış etmeden ayaklandı. Aşağı kattan gelen tartışma sesleri ile sorgulayıcı bakışlarını Peter'e dikti.
Omuzlarını umursamaz bir biçimde silkerek, "Betalardan birini yakalamışlar, Theo yaralanmış." diye açıkladı.
Stiles hızla aşağı kata indi, Liam Malia ile kavga ediyordu. "Ona karşı biraz kibar olmanı istedim sadece. Baksana şu haline," diye eliyle koltukta yarı baygın uzanan Theo'nu işaret etti. "Bizim için öne atıldı ve yaralandı."
Scott onları ayırmak için ortalarında durmuştu, Stiles'ın geldiğinin farkına değil gibilerdi. Sonra gözleri Derek'i buldu, kollarını önünde kavuşturmuş düşünceleri buradan çok uzaklarda gibi yere bakıyordu.
"İyileşti ya daha ne istiyorsun?" diye Malia sert bir şekilde karşılık vermişti. Stiles, Theo'a doğru adımlarken Derek'in yanından geçti.
Göğsünde merhem vardı ve gözleri yarı kapalıydı, uyumak üzereydi. Dudağının altından bir şeyler mırıldanıyordu. Stiles ilk kez onun için üzüldüğünü hissetti. Ne de olsa kendisi yüzünden kasabaya gelmiş ve yaralanmıştı. Koltuğun yanında diz çöküp elini avcunun arasına alırken Theo gözlerini araladı. Odadakilerin dikkati onlara çevrildiğinde tartışma kesildi.
"Stiles" diye Derek'in uyarıcı sesini duysa da buna aldırış etmedi. Gözlerini kapatıp odaklanmaya çalışırken Theo'nun elini sıktı, bedenine akın eden acı bir süre sonra yüzeyde kaybolsa da içinde bunu hissediyordu.
Theo'nun nefes alışverişleri daha düzenli olmaya başladı, Stiles gözlerini açtığında Liam yanı başında belirmişti. Theo ona kırık bir gülümseme sundu, Liam eli ile saçlarını okşarken "İyi misin?" diye sordu. Theo yerinden doğrulmaya çalışdığında Stiles ona yardım etti.
"Teşekkür -" diye söze başlamak üzüreyken Stiles, "Ne oldu?" diye lafını böldü.
"Alfa kaçtı." dedi Liam kızgın bir tonda.
"İyi tarafından bakalım, betalardan birini yakaladık." diye Lydia araya girdi.
"Evet, Theo sayesinde." diye üzerine basarak belirten Liam, Malia'ya ters bir bakış attı.
"Liam" diye Theo ona seslendi. Bakışları sakindi ve yüzünde küçük tebessüm vardı. Liam ona bakınca yüzü yumuşadı, Theo'nun elini okşadı.
"Ne duruyorsunuz o zaman? Beni betaya götürün." dedi Stiles ayaklanırken.
Jackson bu sefer de laf atmaktan geri kalmayarak, "Tüm işi biz yapalım, sense gelip emirler yağdır." dedi.
"Bu kertenkele çocuk fazla şansını zorluyor." diye Peter parmağı ile Jackson'u gösterdi. Jackson hırlayarak ona doğru atılacakken Ethan onu tuttu. "Yeter artık." diye onu göğsünden geriye doğru iterken söylendi.
"Scott, mükemmel sürün birbirinin boğazına yapışmadan şu dosyayı çözmem gerek." diye Stiles bıkkınca iç çekti. "Isaac ve Parish adamın başında mı?" Scott onaylayarak kafasını salladı, sonra da herkes birer birer daireden çıktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/253422108-288-k579308.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'd Let You Win | Sterek
FanficStiles karşılaştığı bir vaka için Derek Hale'den yardım almaya karar verir. Tam da bu yüzden Beacon Hills'e geri döner.