Bölüm 15

419 50 9
                                    


"Hadi ama Liam, daha sıkı yumruk atabilirsin." Stiles'ın sesi geniş salonda yayıldığında Liam kafasını eğerek nefeslendi. Kurtadam güçlerini kullanmadan antreman yapacaklarını söylemişti. Kendisini bu kadar sıkacağını düşünmemişti. Normalde olduğundan iki kat daha dikkatli davranıyordu ve bu onu yormuştu.

"Seni incitmek istemiyorum." diye mırıldanırken yere bakıyordu. Theo taburelerden birinde oturmuş dikkatle onları izliyordu. Liam'ın zorlandığını fark etmişti ama onları bölmek istemedi.

"Liam, artık sıradan bir insan olmadığımın farkında mısın?" diye Stiles nefeslenirken gülümsedi.

"Şey," diye mırıldanırken gözlerini kaçırdı. "Kontrolümü kaybetmekten korkuyorum."

Scott şehrin haritasını incelerken, "Liam, Stiles da sana zaten bunu öğretmeye çalışıyor." dedi onlara bakmadan. "Dönüşmeden savaşabilmeyi öğrenmelisin." Elindeki kalemle geçen gün Marcus'un devriye gezen adamlarının olduğu sokakları işaretliyordu.

Malia ne ara aldığı belli olmayan bir sürü abur cubur zulalamıştı, böylece kanepede oturmuş onların antremanını izlerken patlamış mısırları ağzına tıkıştırıyordu. Peter elini kaba götürecekken Malia elinin üstüne vurdu. "Hey ben senin babanım ama." diye Peter kısık bir sesle sızlanırken Malia ona bakmadan yanındaki poşeti alıp onun kucağına bıraktı.

Peter gördüğü çipsler ile gözleri parladı, "Beni sevdiğini söylemesen bile buna inanıyorum." diye sevgi dolu bir tonda mırıldandığında Malia gözlerini devirmişti.

Cora diğer tarafda Kira ile beraber antreman yaparken ara verip Malia'nın yanındaki boş yere attı kendini. İsaac ona havlu uzattığında sarışın oğlana bakarak gülümsedi. Malia ve Peter aynı anda dönmüş dikkatle onları izlerken Cora kafasını çevirip onlara baktı. "Ne?" diye sorarak suratlarındaki muzip ifadenin sebebini anlamaya çalıştı.

Peter Malia'ya dönüp, "Sana demiştim, geçen telefonla konuştuğumuzda bu sarışının sesini duydum." diye ağzı doluyken konuştu.

Kira onlara doğru gelerken gülümseyerek kılıcını katladı. "Cora ve İsaac'ı garip mi buldunuz?"

Malia kıza bakarken ağzına bir patlamış mısır attı. "Sen nereden biliyorsun?"

Cora da onun patlamış mısırından alırken, "Hani bir süre bizimleydi ya," diye kaşları havalanırken kuzenine baktı.

"Hepimizin böyle yakın olabileceğini hiç hayal etmemiştim." diye Malia antreman yapan arkadaşlarına bakarken dalgınca mırıldandı.

"Aslında pek de yakın sayılmayız." diye İsaac ona katılmadığını belirtti. Elindeki bandajı açarken durdu ve onlara baktı. "Hepimiz buraya ne için geldik?"

Kira omzu ile sarışın oğlanın kolunu dürttü, "Bu kadar kötü düşünme." diyerek gülümsedi. "Buraya Stiles için endişelendiğinizden geldiniz."

"Liam!" diye Stiles'ın sinirli sesi duyuldu. "Denemiyorsun bile." Theo kaşlarını çatarak oturuduğu yerden kalktı ve yerde yatmaya devam eden sarışın oğlanın kolunu omzuna atıp kaldırdı. Liam o kadar gergindi ki bedenini kastığı için Stiles'dan dayak yemeye devam etmişti. Theo sesini yükselterek, "Yeter bu kadar, Stiles." dedi.

Stiles bir an neden öfkelendiğini düşündü, Liam'ın suratı iyi gözükmüyordu. Liam avuçlarını o kadar çok sıkmıştı ki, kanadıklarını bile mindere akmış kan lekesini görünce fark etti. Theo Liam'ı koltuklardan birine oturturken Scott ortamın sesizliği ile kafasını kaldırdı. Liam'ın solgun yüzünün gördüğünde "Ne oldu?" diye endişeyle sordu. Betasına doğru ilerlerken diğerlerinin de dikkati Liam'a kaymıştı.

I'd Let You Win | SterekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin