•Kanalizasyon tüneli boyunca adımladıkça koku yüzünden kendilerini tutuyorlardı. Aralarında bundan rahatsız olduğunu sesli dile getiren bir tek Jackson vardı. "Önceden böyle bir yere geleceğimizi söyleseydiniz gelmezdim."
Stiles gözlerini devirirken ona bakmaya tenezzül bile etmeden, "Kes mızmızlanmayı Jackson." diye çıkıştı. Kira'nın arkasından, Scott ile yan yana yürüyordu. Herkes sıra halinde tünelin karanlık loş ortamında bastıkları yeri görmeye çalışarak adımlıyordu. Kira ilerlerken gizli geçitin olduğu alana vardıklarını belli eden koruma büyüsünü gördü. Bu onun kalkanı olduğu için ondan başka kimse göremiyordu. Duvarda birkaç belli belirsiz yerlere dokunarak geçiti açtı. Sürü sıra ile içeri girerken Jackson burnunu sıkmayı bırakıp rahat bir nefes aldı. "Oh be, koku gittikçe daha kötüleşiyordu."
İçeri girdiklerinde herekesin dikkati onlara çevrilmişti. İçerde herkes kurtadam değildi, Stiles'ın sezdiği ilk şey buydu. Orta yaşlı bir adam öne çıkarken Hikari ilerleyip ona sarıldı. "Başına bir şey geldi diye endişelendim." diye adam mırıldandı. Arkada onları tebessümle izleyen bir kadın, "Kira ile beraber olduğu için güvende olduğundan emindim." dedi. Yaklaşıp kızı kolları arasına aldı.
"Hikari'nin ailesi." diye Kira eli ile onları işaret ederek sürüye tanıttı. "Burası da Deniro'nun acil durum sığınağı."
Dudaklarını hafif sarkıtırken, etrafta gözlerini gezdirdi. "Burayı bulmamız biraz zamanımızı aldı ve o sırada bir çok kişiyi kaybettik."
"Buraya bakmayı akıl edememişler mi?" diye Jackson etrafı incelerken sordu. Taş duvarlarda farklı türlerden bir sürü işaret vardı. 'Koruma büyüleri olmalı' diye düşündü. Duvarın bir kenarından sıra ile iki katlı ranzalar dizilmişti. Oturma masası, koltuklar, büyük kitaplık ve arkada içeri açılan bir oda vardı.
Kira somurtarak kılıcını koltuğun kenarına bıraktı. Gözleri yorgunlukla kapanırken sırtını duvara yasladı. "Buraya da geldiler. Kanalizasyona bakmak akıllarına gelen ilk şeydi." İç çektiğinde Cora onun omzunu sıvazladı. "Burayı bulduğumuzda her şey daha kolay olacak diye düşündük. Kira koruma büyüleri yapmaya başladığında tamamen güvende olabildik." diye Cora devam etti.
Sürü etrafta kendileri için bir yer bulup otururken Stiles en arkada duran kalabalığa baktı. Eli aralarına karışıp koltuklardan birine uzanmıştı. Aralarındaki tek çocuk o gibi görünüyordu. Scott kendini tanıtmak için öne çıktığında Eli ona bakmadan parmağı ile, "Sürünün alfası." diyerek onu işaret etti.
Herkes merakla yeni gelen sürüyü izliyordu. Scott küçük bir gülümseme sunarak, "Buraya sizi korumak için geldik. Alfanızı kaybettiğiniz için çok üzgünüz. Bu yüzden umarım bizimle işbirliği yapmaktan çekinmezsiniz." dedi. Stiles, "Marcusun icabına baktıktan sonra artık saklanmak zorunda kalmayacaksınız." diye devam ettirdi.
"Onu nasıl yapacaksınız? Marcus çok güçlü biri. Kurtadam olmadan önce de güçlü bağlantıları vardı." diye sürüden genç bir kurtadam sordu.
Eli uzanmaya devam ederek tavanı izliyordu, canı sıkkındı yine de konuşmaya dahil olması gerekmişti. "Fidel merak etme, onlar da yeterince güçlü."
Genç oğlan Eli'ye bakıp, "Sen öyle diyorsan.." diye dudaklarının arasında mırıldandı.
Derek, "Deniro öldükten sonra sürünün lideri kim oldu?" diye sorarken aralarından en yaşlı görünen Hikari'nin babasına baktı. O bir kitsuneydi bu yüzden onun kurtadamların lideri olacağını düşünmüyordu. Yine de burada ona saygı duyulduğunu hissetmişti.
Adam gülümseyerek, "Sen Hale olmalısın," dedi. "Laura'nın ailesi ile tanışmak büyük bir onur."
Derek'in elini sıkarak, "Ben sadece Deniro'nun danışmanıydım." diye açıkladı. Derek anladığını belli ederek kafasını salladığında adam, "Sürünün lideri bir Hale'den başkası olamazdı. Hepimiz Eli'nin yetenekli bir çocuk olduğunu biliyoruz ve ona güveniyoruz." diye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'd Let You Win | Sterek
FanfictionStiles karşılaştığı bir vaka için Derek Hale'den yardım almaya karar verir. Tam da bu yüzden Beacon Hills'e geri döner.