~Sunoo, parlak yıldızlara bakıyordu. Onların birkaç gece önceki kadar çok olmaması biraz üzdü.
Uyuyamadı. Bu korkunçtu. Çünkü kelimenin tam anlamıyla çok fazla uykusu gelmişti ama uyuyamıyordu. Böyle olunca, gecenin renklerindeki güzel gökyüzünü seyretmekle yetindi. Sizi sakinleştiren, tüm stresi ve negatif enerjiyi uzaklaştıran ve bir kenara bırakan harika bir manzaraydı.
Oğlan, bakışlarını yere çevirdi. Sonsuza kadar burada kalabilir miydi? Hayatına dair her şeyi unutmak istiyordu. Annesini, babasını...
Sunoo sadece normal bir genç hayatı yaşamak istiyordu; endişesiz,problemsiz,korkusuz. Özgür olduğunuz, sadece istediğinizi yaptığınız yaştır bu ve tabii ki de en önemli dönemdir.
Ama onun için bu, tam tersi. Annesi hastanede olduğundan faturaları o ödüyor, babası da...o küçükken vefat etti.
O çok genç ama çok sorumlu. Bir kafede çalışıyor ve bazen oradaki restoranın ona ihtiyacı olduğunda gece vardiyasına da kalıyor. Böylelikle, kendisinin ve annesinin ihtiyaçlarını karşılayacak kadar para kazanabiliyor
En iyi arkadaşı Jungwon, ona para vererek yardım etmek istedi ama Sunoo her zaman reddetti. En iyi arkadaşından para almak istemiyor,bu bencilce olurdu.
İkinci en iyi arkadaşı Jake de bunu yapmaya çalıştı.
Onlar en iyileri,Sunoo onları hak etmiyor.
Oğlan gerçeğe geri döndü. Yanağında ıslak bir şey hissederek ne olduğunu anlamak için elini uzattı ve gözlerinden yaşların süzüldüğünü fark etti. İçini çekti. Sakin ol Sunoo. Bunu atlatacaksın.
Oğlan, oturduğu banktan kalktı.
"Biraz yürümeli miyim?"
Sunoo derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalışarak yavaşça yürümeye başladı. Burası onun özel yeri. Ağaçlar ve çiçeklerle dolu bir park, içinde nadiren insan görürdü. Kendini güvende hissediyordu. Ne zaman uyuyamasa, buraya gelirdi.Herkesin böyle bir yeri olmalı,stres ve kaygı dolu uzun bir günün ardından ne olursa olsun sakinleşmek ve her şeyi unutup kendine odaklanmak.
Cennetmiş gibi hissettiriyordu. Sunoo, burayı bilen birkaç kişiden biri olduğu için mutluydu.
Farkında olmadan gülümsedi ve şimdiden stresinin hafiflediğini hissetti.Gece yarısını geçmişti ve o hâlâ yürüyordu. Görünürde kimse yoktu. Ancak bahçe benzeri bir yerin ortasında, köşelerinde güller olan bir çeşme görünce durdu. Bu, onu şaşırttı. Şimdiye kadar neden bunu görmemişti?
Ancak ayakları çeşmeye farkına varmadan hareket etmeye başladı. Çeşmenin üzerinde küçük bir not vardı.
"Bir kuruş at ve bir dilek tut. Eğer yeterince şanslıysan, gerçek olacak." Dilek çeşmesiyle bütün bu şeylerden eğlenerek notu okudu. Bir kuruş çok değil. Sadece denemeli.
Cebinde biraz para ararken,ondan birkaç metre ötede başka bir figür belirdi. Geceydi ve çevresini zar zor görebiliyordu ,eh, sokakta fenerler vardı ama burada, bu küçük bahçede ışık kaynağı yoktu. Bu yüzden figürün yüzünü göremedi.
"Sen de mi buraya geldin?"ses sordu. Sunoo ne cevap vereceğini bilemedi. "Biraz." dedi yavaş yavaş. Figür başını salladı.Sunoo, parayı bulmaya geri döndü ama diğer adam içinde bir kuruş olan elini uzattı. " Bir kuruş atmak istiyorsun sanırım, değil mi?" Neredeyse fısıldar gibiydi ama Aman Tanrım sesi çok tatlıydı ancak yine de derindi.
Sunoo eline şaşkınca baktı"Ben..-"
"Al onu."
Sunoo gülümseyerek parayı elinden aldı. "Teşekkür ederim."
Yanındaki adam kıkırdaeı. Başını salladı. "Gerek yok." Sunoo'nun kalbi, bu adamın nezaketi karşısında eridi. Kalbi dolu hissediyordu.
"Atmayacak mısın? Ben de şansımı deneyeceğim." Yüzünü göremese de o an gülümsediğini biliyordu. Ve fenerlerden gelen ışık hüzmeleri yüzüne değdiğinde, Sunoo bu adamın yakışıklı olduğunu anladı.
Oğlan bunu söyleyince düşüncelerinden sıyrıldı. "Ah- evet"
Hızla eline baktı, gözlerini kapattı ve ne isteyeceğini düşündü.
"Bana yardım et, lütfen."
Çeşmeye attı, yanındaki yabancı sadece gülümsedi. "Senin sıran." fısıldadı Sunoo. Oğlan başını salladı. Sunoo'nun duymayacağı bir şeyler mırıldandı ve parayı çeşmeye attı.
Sunoo, figürün telefonunu nasıl çıkardığına baktı. "Gidiyorum,saat neredeyse sabahın dördü." dedi figür, 'güle güle' demek yerine Sunoo'ya eğilmeden önce. Sunoo da eğildi ve gözleri adamın uzaklaşmasını izledi. O kadar zarif yürüyordu ki, gözlerini ondan alamıyordu.
Kalbi çok hızlı atıyordu ve o an, her zamanki gibi domates gibi kırmızı olduğunu fark etti. Ama neden? Yabancı hiçbir şey yapmadı,sadece ona bir kuruş verdi. Sunoo onun yüzünü bile görmedi.
Oğlan başını salladı. Sakinleşmesi gerekiyor. Hayatında bir kere bile karşılaşmadığı bir adamdı o. Onun kim olabileceğini sadece Tanrı bilir.
•
•
•
•
•
•
•
Eveet. İlk bölüm bitti. Lütfen yorum yapmayı unutmayın. Orijinal kitaba oy vermeyi de asla unutmayınn. hoonsice orijinal kitabın sahibi. Sonraki bölümde görüşmek üzere. Sizleri seviyorum ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dreams | sunsun✓
Fanfiction*TAMAMLANDI* "Sen gerçek bile değilsin!" Ağlarken bağırdı Sunoo. "... Sen de değilsin." Biri çalışkan ve diğeri sorumluluklardan kaçmak isteyen iki çocuğun, dilekleri yerine getirebileceğini söyleyen sihirli bir çeşmede buluştuğu bir hikaye... Her...