1.4

1.4K 88 19
                                    

Neymar elimden aldığı kameraya dikkat etmediğim bir şeyler söyledikten sonra yürüdüğümüz yolu ve arkamızdaki Mauro ile Kylian'ı göstermişti.

"Bu kadar hevesliysen sana da bir YouTube hesabı açalım Junior," Kylian'ın söylediği şeyle güldüm, klasik Junior, her şeye elini atıyordu. Aylar sonra YouTube'a video çekmem için zorlamıştı beni, tozlanan kameramı silip onlarla buluştuğumuzda kamera benden çok onu çekmişti.

"Yemek mi yesek artık?" Mauro'nun sorduğu soruyla ona döndüm.

"Doymak bilmiyorsun Mauro,"

"Ee, bu vücut nasıl yapıldı sanıyorsun?"

Kısılan gözlerimle ona bakmayı sürdürürken Neymar ile Kylian önümüzden yürümeye başladığı için rahattım.

"Hangi vücut İcardi?"

"Görmek ister misin?"

Eli tişörtünün eteklerine gittiğinde kolunu tuttum hızlıca.

"Sokak ortasındayız, aptal."

Havalanan kaşlarıyla cevap verdi. "Ha, yani eve geçersek..."

"Öyle bir şey demedim!" Güldü, gamzelerine baktım bir süre. İyice alışmıştım gamzelerini izlemeye, tatlı bir adamdı.

"Alttan alttan ima ediyorsun, gözümden kaçmadı." Ciddi değildi, ikimizde gülerken o gün onunla karşılaştığımız için pişman olmadığımı fark ettim.

"Hızlansanıza!" Bize dönerek seslenen Kylian, Junior'un onun kulağına bir şeyler fısıldamasıyla tekrar seslendi. "Neyse siz yavaş yavaş yürüyün, biz önden gidiyoruz!"

Salak olmadığımızdan ne düşündüğünü anlayıp tekrardan gülmüştük. Son olayların üzerinden bir aya yakın zaman geçmişti. Depresif halimden birazda olsa kurtulmuş ve yanımdaki adamla zaman geçirmeye alışmıştım. Benim mutluluğum için çabalayan üç adam, benim ailem olmuştu. Mauro'nun bu kadar kısa sürede hayatıma nasıl bu kadar yerleştiğini düşündüm. Sıcak gülümsemesi, onu çok fazla tatlı gösteren gamzeleri, hiçbir şeyi umursamadan sadece yanımda olması... Garipti, tanıştığımızdan beri kaç kere kalbini kırdığımı hatırlamıyordum fakat o her defasında bunu unuttu. Yıllardır sakladığım geçmişimi o çok kısa sürede öğrendi. Kaygılanmadım, bana olan bakış açısı değişmedi, beni yargılamadı. Sadece yanımda oldu, geçmişime saygı duydu, iğrenç depresif hallerimde moralimi yerine getirmeye çalıştı.

Ondan hoşlanıyor muydum bilmiyordum fakat onu sevdiğimi biliyordum, Junior'u ve Kylian'ı nasıl seviyorsam onu da seviyordum. Belki onun istediği bu şekilde sevmem değildi fakat beni ben yaptığını bildiğim özelliklerimin değiştini fark ettiğim bu dönemde, kendi duygularımı anlayamazken ona karşı içimde beliren duyguları hiç anlayamıyordum.

Sabırlı bir adamdı, en azından ben konusunda ve bu sabrı hoşuma gidiyordu. Beni bir şey için zorlamıyordu, gereksiz temas etmiyor, etmeyede çalışmıyordu. Dudaklarını hissettiğim o günün ardından kendine çeki düzen vermiş gibiydi.

"İki kilo aldım biliyor musun?"

"Aman ne fazlaymış, kaç kilosun?" Alaylı ifadesine güldüm.

"60 oldum."

"Bende 80'im."

"Boyun var ama senin." Dedim kendimi savunmaya geçerken.

"Birde kaslarım..." Omzuna vurduğumda vücut gösterisi yapmaktan çekinmediğini anladığım tehlikeli gülümsemesi dudaklarında belirdi.

"Benimde kaslarım var," dediğimde inanmadığını belli eden ifadesi yüzünde belirdi.

"Görmek ister misin?" Elim tişörtümün eteklerine gittiğinde ona yaptığım gibi kolumu tuttu. Yapmayacağımı biliyordu, ikimizde işin dalgasındaydık.

Ineffable | mauro icardiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin