Ailem yoktu.
18 yaşında ortaokuldan beri biriktirdiğim parayla uçak bileti alıp Paris'e geldiğimde babamın beni pek merak ettiğini düşünmüyordum. Annemin dediğini yapmıştım, 18 yaşıma bastığım gün evden kaçmıştım ve asla pişman değildim.
Annem ortaokula girmeden babamla beni terk etmişti fakat ona hiçbir zaman kızamadım, evet belki beni de yanına alabilirdi fakat çok korkmuştu. Doğru zamanı bulduğu anda babamdan kaçmıştı.
İlişki konularında bu yüzden biraz hassastım. Çünkü annemle babam birbirlerini asla sevmiyorlardı, babam annemi defalarca aldatmıştı ve bunu gizli yapmıyordu. Annemle kendisinin yatak odasında başla bir kadınla yatarken evde bizim olmamızı umursamıyordu.
Annem her şeye dayandı fakat konu şiddete gelince... İkimizin de gücü babama yetmiyordu ve sonunda gerekeni yapıp babamdan kurtuldu.
Bana bir kağıtla veda etmişti, zarfın içine koyduğu bir miktar para ve kocaman bir kağıt ile. Ve o kağıttan sonra her şeyi anladım, işe başladım, paramı biriktirdim ve 18 yaşıma bastığım an kaçtım.
O kadar sene boyunca paramı en ufak şeye bile harcamadım, çünkü zor olacağını biliyordum. İlk önce kendime bir ev tuttum ve hemen sonra iş buldum. Kasiyer olarak çalışıyor olsam da en azından kirayı ödemeye param yetiyordu. Tabi bu çoğu akşam aç uyumamın önüme geçemedi ama sorun etmedim. Az yemeye bu yüzden alışıktım.
Soy adımı değiştirdim, o adamın soy adını biraz daha taşıyamazdım. Resmi olmayan hiçbir yerde soy adım bilinmez.
Sadece Emilie. Bu ismi buradan alıyordum.
Bu hikayeyi bilen tek kişi Neymar'dı. Kylian'a bile anlatmamıştım ve arada beni darlayıp duruyordu. Onu susturup başımdan alan hep Junior olurdu.
Uzun süre yalnız bir hayat çektikten sonra onlar gibi arkadaşlarım olduğu için mutluydum.
Yine beraberdik, onların her zamanki mekanlardan biriydi ve ben yine yalnız bir şekilde etrafa bakıp duruyordum.
İlk önce bir bardak içtim, sonra bir tane daha ve sonra bir tane daha. Genelde kendime hakim olan biriydim fakat bu gün aklıma dolaşan geçmişim benim önüme geçmişti. Neden bilmiyordum ama bu günlerde biraz fazla yalnız gibi hissediyordum.
Junior dediğini yapmış Bruna'ya çıkma teklifi etmişti, bu yüzde artık evime eskisi kadar sık gelmiyordu. Kylian ise işine her zamankinden daha fazla asılmıştı.
Eee?
Etrafıma bir bakış daha attım. Başka kim vardı?
Hakimi'ye ulaşmıştı gözlerim, her zamankinden daha mutlu görünüyordu bu gün. Sonra Sergio'ya gördüm, her zamanki sert bakışlarından birini atıyordu etrafa. Daha sonrasında ise ona kaydı gözlerim. Göz göze geldik, uzunca baktı bana bende ona baktım.
Biliyordum, o mavi gözleri bir daha yakından göremeyecektim.
Sonra biraz daha içtim, ayağa kalktım. Kalabalığın arasından geçerek çıkışa atmak istiyordum kendimi.
Bazen kendimi zorla bir kalıba sığdırdığımı düşünüyordum. Her zaman güler yüzlü ve insanları memnun eden bir tarafım vardı evet, fakat ben gerçektende öyle miydim?
Her zaman kendimi iyi olmaya zorlamıştım, güler yüzlü davranmıştım fakat son zamanlarda bu özelliklerin benden uzaklaştığını hissediyordum. Sanki artık gerçektende mutlu değilmişim de, mutlu olmak zorundaymışım gibi.
Yalnızlık beni bunlara itmişti.
Yalnızlığı sevdiğimi biliyordum, yoksa o da mı değişmişti? Beni ben yaptığını bildiğim özellikler neden benden tek tek gidiyormuş gibi hissediyordum? Neden artık yaşadığım hayattan keyif alamıyordum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ineffable | mauro icardi
Fanfiction"Ona benziyorsun." ____ Ineffable, kelimelerle anlatılamayacak kadar güzel. ____ final 11.07.23 ____ #fransa 'da 1. #neymarjr 'de 1. #mbappe 'de 1. #psg 'de 1.