1.8

1.3K 85 25
                                    

İki ay sonra, İstanbul

"Baba!" Duyduğum çocuk sesiyle kaşlarımı çattım, baba?

Ayağa kalkarak, Mauro'nun saniyeler önce çalan zille açtığı kapıya doğru adımladım. Bana birini beklediğini söylememişti, o biri eski karısı ve çocuklarıysa hayır, hiç söylememişti. Onun kapıda kızlarıyla sarılmasını izlerken gözlerim benim gibi ayakta dikilen Wanda'yla buluştu. Wanda Nara, namı değer eski karısı.

Gözlerini benimkilerden çekip deviren o olmuştu, ben ise sadece derin bir nefes almakla yetinmiştim.

"Mauro," diye mırıldandım varlığımı hatırlatmak için.

Çocuklarından ayrılıp ayağa kalktı ve mutlu ifadesiyle bana döndü. Kızlarını çok sevdiğini biliyordum, onun neşelenmesi benimde neşelenmem için bir sebepti zaten.

"Sizi hiç tanıştıramadım," elini birinin üzerine götürdüğünde onu tanıtmaya başlamıştı. "Franscesca ve Isabella." Onlara gülümsediğimde bana ifadesizce bakmakla yetindiler.

"Emilie ben, memnun oldum." Onların ufakta olsa gülümsemesini beklerken duyduğum sesle bu sefer göz devirme isteğimi tutamadım.

"Pekala, kızlarımızla tanıştığına göre," Mauro'ya döndü sinir bozucu ifadesiyle. "Artık konuşabilir miyiz? Hemen."

Mauro izin ister gibi bana baktığında gülümsedim içini rahat tutmak için. Sonuçta o eski karısıydı, ortada bir sorun varsa konuşmaları gayet normaldi. Kızlara dönüp konuştum.

"Size evi gezdireyim mi?" Onlar çocuksu mutlulukla yanıma adımladıklarında hala bakışları üzerimde olan adama döndüm. Bana her zamanki kendimi mükemmel hissetmemi sağlayan bakışlardan birini atıyordu. Aramızdaki göz teması tekrar Wanda yüzünden kesilirken, çocukları da peşimden sürükleyerek içeriye geçmiştim.

"Sizin odalarınız üst katta, anneyle babanız konuşup aralarındaki sorunu çözdükten sonra üst katı gezersiniz. Olur mu?"

"Çözecekler mi ki?" Büyük olan Francesca'nın bana sorduğu soruyla derin bir nefes aldım.

"Umarım çözerler,"

"Peki çözerlerse birlikte yaşamaya devam edecek miyiz?" Sustum, annesiyle babasının barışmasını istemesi kadar normal bir şey yoktu fakat bu soru biraz zoruma gitmişti. Beni, annesiyle babasının arasına giren biri olarak görmelerini istemiyordum.

"Sen anneme benziyorsun," Isabella'ya döndüm bu sefer ve bu daha çok zoruma gitti. Belki küçük çocukların böyle konuşmasına bozulmam saçma olabilirdi fakat doğru olduğu için zoruma gitmişti zaten.

"Size film açayım mı?" Sorduğum soruyla ikiside bana sevdikleri prenses filmlerini sıralamaya başlamışlardı. İkisinin ortak istediği bir film açtıktan sonra bir süre yanlarında oturdum ve sorun olmadığını anladığımda kalkıp bir bardak su içtim. Ne kadar inkar etsemde gerilmiştim işte, onlar yukarıda baş başa konuşuyorlardı ve ben içimdeki gerginliği atamıyordum.

Telefonumu elime alıp uzun zamandır görmediğim ve eksikliğini fazlaca hissettiğim adam yazdım.

İcardi ile eski karısını konusmaları icin yalnız bırakırsam aptal olur muyum

Anında mavi tik olurken direkt yazmaya başlamıştı.

gidip onları gözetle

Mesajla kısa bir süre bakıştım, yanlıştı fakat diğer şekil içimi rahatlatamazdım.

seni sonra arayacağım

Ve telefonumu kapatıp sessiz adımlarla merdivenleri çıktım. Hafif aralık olan kapıdan sesleri geldiği için oraya yöneldim.

Ineffable | mauro icardiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin