- Silip atmak zorundayız çünkü.
- Atmak zorundayız mı?
- Evet.
- Peki Hayri Amca'nın dükkanı?
- Ne olmuş ona?
- Ne ne olmuş Hayat o dükkana ne olacak?
- Kiraya vereceğiz.
- Öyle mi?
- Evet Selma daha neyi sorgulayacaksın yeter ya.
- Hayat az önce kulaklarımı kapatmak istedim biliyor musun.
- Neden?
- Çünkü Hayri Amca'nın Ares'e bıraktığı dükkana bile sahip çıkmadınız. Adamcağızın kemikleri sızlıyordur.
- Selma yeter.
- Doğruları söyleyince işine gelmedi tabi.
Hayat sinirlenerek ayağa kalktı
- Selma çık dışarı.
- Ne?
- Çık dışarı dedim birdaha evime gelme.
Hayat Selmayı anlık kapının ardına ittirmiş bulundu, yere düşen Selma atıldı.
"Gerçekten bunu sen mi yaptın, tanıdığım Hayat yerine bambaşka bir Hayat gelmiş seni tanıyamadım bile... Ayrıca o çocuğu hiçbir yere götüremeyeceksiniz." Deyip doğrulduktan sonra yoluna devam etti.
Hayat ve Selma sanki teyze çocuğu değil de iki düşman gibi olmuşlardı. O gündem sonra ne Timur, ne Hayat Selma ile görüşmediler. Ares ailesine çok kızgındı ve bu yaptıkları hoşuna gitmediği için Amerika fikrinden vazgeçmişti. Üstünden bir kaç gün geçti, karne günü gelmiş çocuklar karne almak için sınıflarına girmişlerdi. Herkes bir hışımla ayaklanıyordu. Ares ve diğerleri karnelerini alıp okuldan çıkmış ve bir kafeye oturmuşlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİZ BİR "BİZ" OLAMAYIZ
Teen Fiction" Hayat hassas ruhlar için bir cehennemdir." Bu hikaye eşcinsel bir bireyin, içinde kaybolduğu hayatını aile içi yaşanmışlıklarını, hayallerini, pişmanlıklarını ve yaşadığı zorluklarla kalkınmaya çalıştığı mücadele ettiği, çevresindeki homofobik in...
