78. Bölüm: Birlik

16 10 0
                                    

Kendi kendine söylenmeye başladı.

" Ne saçmalıyor bu yine? ne yapmaya çalışıyorsun Berk."

Ares deliye dönmüştü adeta... Hemen Berk'i aradı. Berk uzun bir bekleyiş sonrasında telefona cevap verdi.

- Alo?
- Berk ne yapmaya çalışıyorsun sen? söyler misin gerçekten.
- Yaptığım bir şey yok sadece senden intikam alıyorum. Hepsi bu kadar, şaşırılacsk ne var anlamadım ki?
- Seni gerçekten tanıyamamışım ben... bana yazıklar olsun gerçekten seni nasıl sevdiğimi düşünüyorum hâlâ Allah seni ıslah etsin.
- Eder eder.

"Sen kafanı fazla yorma böyle şeylere bak dalgana" diyerek güldü ve telefonu Ares'in yüzüne kapattı. Ares sinirlenmişti ağzına ne geldiyse söyledi, bu kadar inandığı bir ilişkide sevdiğinin homofobik çıkması onu çokça üzmüş, bir nevi kimseyi tanımadan etmeden güvenilmemesi gerektiğini öğretmişti hayat ona...

Bu olayın üstüne " Giden geri gelmez zamanı da geriye alamam bu yüzden daha fazla düşünerek kendimi üzemem" dedi.

Kendince bu ilişkide tek taraflı da olsa çabaladığını, elinden geldiğince onunla ilgilendiğini düşündü şöyle dedi;
" Aşk hiçbir zaman tek taraflı değildir, aşk iki
canlı arasında geçer tek taraflı olursa bu zaten aşk kavramına girmez." dedi

Ares biraz olsun kötü düşüncelerden uzaklaşmak için birisiyle konuşmaya ihtiyacı vardı. Herkesin içinde olduğu bir grup oluşturdu.

Abel, Alara, Kumsal ve Deniz'i o gruba ekledi.
Ares yazmaya başladı.

- Canlar bu saatte rahatsız ediyorum ama size bir şey söylemem gerek. Berk yaklaşık on dakika önce bana yazdı saçma sapan şeyler söyledi. " Sana bunu ödeteceğim." dedi. Anlamadım ne olduğunu aradım, bu dünyayı sana dar edeceğim demediği kaldı resmen.

Alara yazdı.

- Nedir bu herifin olayı? anlayamıyorum gerçekten.

Deniz atıldı.

- Harbiden ya nedir bu uğraştırdığı homofobiksen, homofobiksin uğraşman mı gerekiyor.

Abel atıldı.

- Ne oluyor oğlum benim hiçbir şeyden haberim yok.
- Anlatacağım kanka.
- Nedir bu çocuğun olayı?
- Homofobik çıkıp herkesin önünde Ares'e eşcinsel dedi.
- NE şaka mı?
- Değil çocuktan nasıl kurtulacağız bilmiyorum.

Kumsal atıldı.

- Hiçbir fikrim yok ama onun o okuldan gitmesi gerek.

Abel atıldı.

- İyi de nasıl gidecek ki? kalmış okulların kapanmasına bir ay müdür hayatta durduk yere değiştirmeyeceğine göre.

Ares atıldı.

- Aga Abel haklı, kalmış zaten şurada bir ay Müdür biz istesek de kendi istese de nakil yapmaz başka bir şey düşünmeliyiz.

Alara atıldı.

- Ares, sen mesajları silmedin değil mi?
- Yok silmedim neden?
- Heh iyi en azından elimizde kanıtımız olur suçlar isek kanıt isterler.
- Bir sorun var ki  biz çoğu şeyi aramada konuştuk o yüzden biraz sıkıntı.
- Tamam ya bir şey olmaz illaki bir çözüm buluruz, sakin olalım.

Abel atıldı.

- Bencede fazla kasmayalım, ne yapabilir allah aşkına artislik taslıyo sadece bildiğimiz insan o da ne eksiği ne de fazlası var.

Ares atıldı.

- Orası öyle de ne bileyim her an kapıya gelecekmiş gibi denyo.

Deniz atıldı.

- Hiçbir şey yapamaz o denyo neyine güveniyor ki?
- Ya bilmiyorum sorgulamak da istemiyorum da açıkçası, sıkıldım çünkü. Neyse geç de oldu sizi de rahatsız ettim gecenin körü kusura bakmayın yarın okulda görüşürüz.

" Gönderildi."
Son görülme: 23.43

Ares telefonunu şarja takıp sessize aldı yatağına uzandı, çarşafını üzerine çekip uyudu.
Ertesi gün olmuş, gün çoktan ağarmıştı, Ares alarm sesiyle uyandı. Gerinerek yataktan kalkıp banyoya yöneldi.

Yüz bakımını yapıp dişlerini fırçaladı ardından kendisine enfes bir kahvaltı yapmak üzere ekmeği çıkardı bir sandviç hazırladı, çay içmezdi genellikle hiç asitmiş şöyleymiş, böyleymiş demeden her sabah kolasını bardağına doldurur keyifle içerdi.

Tabii bunu gün içinde okul dışında her zaman yapardı. Bu sabah birlikte kahvaltı masasına oturduklarında hiç kimse birbiriyle konuşmadı Ares tabağındaki sandviçten bir ısırık aldı. Düşünmeye başladı, derinlere daldı. Dalmak istediği, gitmek istediği yere daldı. Hiçkimsesiz bir dünya'nın sadece kendisinin var olduğu bir dünya düşündü.

Ne kadar yalnız bir o kadar da karanlıkta olduğunu farketti... Bir ışık bekledi... belki de o beklediği ışık bir anda hayatına girecekti.

Derin düşüncelerden sıyrıldı masadan kalkmadan önce sandviç'in son lokmasını da ağzına attıktan sonra çantasını alıp evden ayrıldı. Otobüs durağına yürümeye başladı, bir anda telefonu çaldı.

" Arayan Deniz..." açtı.

- Alo efendim kanka?
- Alo Ares.

Ares şaşırdı konuşmada Deniz'in olduğunu düşünürken Kumsal'ın da sesini duymuştu.

- Biz de buradayızz

Ares daha da şaşırmıştı buna birkaç dakika sonrasında konferans yapıldığını anlamıştı.

- Ne oluyor la? Deniz aradı hepiniz konuşuyorsunuz.

Alara atıldı.

- Konferanstayız aşkım.
- Hee ya öyle doğru bir şey mi oldu?
- Olmadı kanka da sadece konuşmak için aramıştık.
- Sen napıyorsun?
- Otobüs durağına geldim şimdi siz?
- Biz de otobüsteyiz ineceğiz şimdi.
- Heh tamam okulda görüşürüz o zaman.
- Tamamdır canım.

BİZ BİR "BİZ" OLAMAYIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin