80. Bölüm: Ziyaret

16 10 0
                                    

Ares düşündüğü baloncuğu patlatıp akşam olmadan otobüse binip eve varmıştı. Ares içeri girerken Hayat onu karşıladı

- Hoş geldin oğlum.
- Hoş bulduk anneciğim, nasılsın?
- İyiyim annem sen nasılsın?

Ares uzun süre sonra annesini mutlu, neşeli, hayata güçlü bir şekilde dimdik duran bir kadın profili görmüştü. Ona bakıp gülümsedi. Yüzünü ellerinin içine aldı yanaklarını öptü onunla konuştu.

- Anneciğim benim önceden sana kızardım, benim hayatıma fazlasıyla karıştığın için hâlâ içimde kırgınlık olsa bile "seni seviyorum" demiş ona sarılmıştı.

Gözleri doldu Hayat ellerini onun omzuna koymuş sıkıca sarılmıştı. O da bir kaç cümle kurmuştu.

"Oğlum ben senin hiçbir zaman kötülüğünü istemem ki... istemedim de" demişti gözünden bir yaş akmıştı.

Ares annesinin yüzüne baktı o yüzünde hâlâ kısıtlayıcı bir anne yüzü vardı. Ares annesini tanıyordu onun bu bakışları, tavırları hiçbir zaman değişmeyecekti. Hayat'ın yüzünden ellerini çekti, eşyalarını bırakmak üzere odasına çıktı. Mırıldanmaya başladı

- Ne yapmaya çalışıyorsun anne seni anlayamıyorum.

Kapı tıklatıldı. Ares karşılık verdi.

-Girin!

Kapı açıldı, gelen Timur idi, seslendi.

- Gelebilir miyim evlat?
- Tabi babacığım gel.

Timur Ares'in yanına oturdu ona gülümsedi, ellerinden tuttu ona seslendi.

- Canım oğlum benim.

Ares şaşırarak babasına baktı.

- Baba ne oluyor birden neden böyle dedin?
- Hiç oğlum öyle içimden geldi.
- Anladım babacığım, bir sorun yok değil mi?
- Yok oğlum ne olabilir ki?
- Bilemem.
- Ares oğlum seni çok ihmal ettik, okulunu arkadaşlarını sosyal aktivite planlarını önemsemez hale geldik.
- Yaa baba deme öyle, siz de haklısınızdır kendinizce bir ailenin iyi olması için önce aile bireyleri iyi olmalı ki evlatlarına örnek olsun.
- Ne güzel konuşuyorsun sen öyle oğlum.
- Ee kitap okumanın ve kendini geliştirmenin sonucu diyebiliriz.
- Helal olsun sana canım oğlum gerçekten gurur duyulacak, takdir edilecek birisisin.
- Baba beni utandırıyorsun yapma
- Utanacak bir şey yok ki oğlum gerçekler.

Ares mırıldandı
" Keşke birileri de yaptığım davranışlar, çabalarıma rağmen gurur duysaydı."

- Efendim oğlum bir şey mi dedin?
- Yok baba öyle mırıldandım işte.
- He tamam oğlum ben çıkıyorum o zaman.
- Tamam babacığım sen nasıl istersen.
- Tamam birazdan inersin aşağı annen yemeği hazırlarken yardım ederiz. Kadıncağız bütün gün yoruluyor ona da yazık.

Ares atıldı

- Haklısın babacığım beraber inmek en iyisi Ares ve Timur aşağı inip hep birlikte sofrayı hazırladılar. Ares sofraya oturmadan önce lavaboya geçip ellerini yıkadı. Kendisine baktı boyadığı sarı saçını topuz yaptı ve içeriye geçti, masaya oturdu.

"Hadi o zaman afiyet olsun." Diyecek iken kapı çaldı. Ares kapı zilini duymuş, kapıya yönelmişti. Kapıyı açtı gelen Abel ve Selma idi. İlk başta şaşırdı içeri davet etti.

Hep birlikte içeri girdiler yemek masasının olduğu odaya geçmişlerdi. Hayat ayağa kalkıp Selma ile Abel'i karşıladı sarıldılar.

Hayat atıldı.

- Hoş geldiniz canım, buyurun masaya
- Hoş buldum Hayatcığım, rahatsızlık verdik size de çat kapı oldu böyle de
- Ne çat kapısı hayatım olur mu öyle şey elalem değilsin sonuçta.
- Olsun canım belki müsait olamayabilirsiniz.
- Ay Selma saçmalıyorsun iyiyce.
- Tamam tamam sustum, ee ne yapıyorsunuz nasılsınız?
- İyiyiz baldız sen nasılsın?
- Ben de iyiyim ya öyle gelelim dedik özledik ayol!
- İyi ettiniz, uzun zaman olmuştu gerçekten hadi yiyelim.

Hep birlikte yemek yediler daha sonra oturma odasına geçtiler. Birlikte kahve içtiler sohbet etmeye başlayacak iken çocuklar Ares'in odasına çıktılar. Birlikte odaya girdiler yatağa oturup sohbet etmeye başladılar

Ares atıldı.

- Ee ne yapıyorsun bakalım görüşmeyeli?
- Okul - ev - ev- okul kanka bildiğin gibi finalleri de verdim sonunda rahata erdim yani. Sen nasılsın neler yapıyorsun?
- İyiyim diyelim iyi olsun kanka
- İyi kankam, bizimkiler ne yapıyor, iyiler mi?
- Bizimkiler?
- Kumsal, Alara ve Deniz yani.
- He görüşmüyoruz kanka.
- Nasıl yani?
- Baya kanka ara verdik anlaşmalı olarak.
- O nasıl oldu kanka?
- Bunlar birbirilerini yanlış anladı ve birkaç olay daha falan öyle işte anlaşmalı olarak görüşmemeye karar verdik.
- Kanka biraz saçma geldi ama siz bilirsiniz.
- Yok bence gayet mantıklı, en azından birbirimizle kavga etmekten iyidir.
- Orası da doğru kanka, sal akışına boş ver.
- Saldım zaten
- En iyisi kanka, ee okul bitince ne yapacaksın?
- Bilmem kendime vakit ayırırım herhalde kanka ya.
- İşe girerim herhalde kanka ya.
- Aslında ben de girsem iyi olur kanka ya uzun zamandır almak istediğim bir ceket var onu almak istiyorum.
- Tamam kankam okul kapanınca ilanlara bakarız.
- Tamam canım.
- Bizim yedisinde kapanıyor sizin?
- Yedi mi oha çok erken...
- Ee üniversiteli olmanın avantajı.
- Yaa ne demezsin bizim de on yedisinde...
- Olsun be kanka geçer zaman çabucak takılma sen.
- Evet evet gelir.

Abel konuşmasının sonunda aşağıya inmek istedi. Ares ile birlikte tekrar aşağıya indiler.
Selma paltosunu giymiş Abel'e seslenecekti ki Abel merdivenlerden aşağıya inmişti. Atıldı

- Gidiyor muyuz anne?
- Evet oğlum gidiyoruz.
- Tamam anne ceketimi giyip çıkalım

Abel ve Selma evden ayrıldılar. Ares uğurladıktan sonra odaya çıktı. Kendi kendine söylendi. " Ölüyorum yorgunluktan, bir an önce uyusam iyi olacak."
Ares kendisini yatağa attı biraz debelendikten sonra uyudu.

BİZ BİR "BİZ" OLAMAYIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin