Lordun kalesine gelmiştik. İçeriye girdiğimizden beri yaklaşık yirmi dakikayı geçmişti. Cesar'ın sorumlu lordu olan Daniel Helenford ile görüşmek için bekliyorduk, kimliğimiz gizli kalacak şekilde kiralık asker olarak başvuru yapmıştık. Doğal olarak hızlı bir şekilde onaylanan başvurulardan sonra hemen Lord Daniel'in kalesine çağırıldık. Sadece avamlarla görüşmek için kullanıldığı belli olan bir karşılama odasındaydık. Basit eşyalar ve ortalama fiyatta olan küçük dekorasyonların bulunduğu geniş bir odaydı. Genel olarak gümüş ve ceviz ağacı olduğu belli olan eşyalar. Bütün bunlara rağmen bana göre oturduğumuz koltuklar rahattı ve bu odanın böyle olması da rahat hissettiriyordu. Karşımda oturan Yuli uyuklamak üzereydi ve yanımda ki Rias ise tüyleri diken diken olmuş bir kedi gibiydi. Sürekli olarak tetikte duruyordu ve yanında olan kılıcına elini yakın tutuyordu.
"Sakinleş Rias sadece konuşmaya geldik bir şey olacağı yok"
Derin mavi gözleri odayı karış karış incelemeyi bırakıp bana döndü.
"Ne olacağını bilmediğimiz için hazırda olmaktan zarar gelmez lili"
Planıma ilk başta karşı çıkmıştı nedenini biliyorum, Lordun kontrol edilebileceğinden korkuyordu ancak eminim ki William'ın güçleri henüz bu kesime ulaşmamıştı.
"Biliyorum sadece biraz da olsa sakinleşmeni istiyorum, hem Yuli ve Weiss'de yanımızda"
Elimi bacağına koydum ve kafamı hafifçe eğerek biraz da olsa sakinleşmesini umarak ona baktım. Derin bir nefes aldıktan sonra elini kılıcından çekti ve benim elime yakınlaştırmaya başladı. O sırada kapı açıldı ve Lord Daniel içeriye girdi beyazlamış saçlar ve altın rengi gözleri vardı altmışlarında olan birisine göre iyi bir fiziğe sahip duruyordu. Rias elini hızla geri çekti o sırada Yuli de kapının sesine hemen gözlerini açmıştı ve hepimiz ayağa kalktık. Eğilerek selam verdikten sonra oturmamızı işaret etti.
"Öncelikle Cesar'a hoş geldiniz, isimlerinizi öğrenebilir miyim?"
Yuli temsilcimiz olarak konuşmaya başladı.
"Tabii Lord Daniel, ben Yue ve arkadaşlarım da İan ile Serena"
Kimliklerimizi saklamak istiyorsak isimlerimizi değiştirmekle başlamalıydık.
"Pekala Yue, önünüzde ki dosyalar da bugüne kadar korsanlar hakkında öğrenebildiklerimiz var. Daha önce gemi savaşlarına katıldınız mı?"
"Hayır efendim ancak emin olun yeteneklerimize güvenebilirsiniz"
"Anlıyorum o zaman size yardımcı olması için en iyi şövalyelerimden birini görevlendireceğim kendisinin fazlasıyla tecrübesi var."
Kapı tıklatıldı ve içeriye hafif esmer tenli siyah saçlı ve kahverengi gözleri olan geniş ve uzun boylu bir adam girdi kıyafetleri ve belinde duran kılıcı şövalye olduğunu belli ediyordu.
"İyi günler dilerim efendim"
Dedi ve eğilerek selam verdi.
"Bu kişi Theo Alsteris, sizlere bahsettiğim şövalye"
Theo'nun gözleri üçümüzü de baştan aşağı taradı sanki gücümüzü ölçüyordu.
"Theo bu kişiler korsanlar konusunda yardımcı olacak kiralık askerlerimiz, senin de onlarla çalışmanı istiyorum"
"Tabi efendim"
Tok ve boğuk gelen bir sesi vardı ve gözleri aşırı sert bakıyordu, Felix'de bir şövalyeydi ancak hiç böyle durmuyordu bu adam biraz korkutucu duruyordu açıkçası.
"Öyleyse geri kalanını sana bırakıyorum, bol şans dilerim hepinize"
Lord Daniel odadan çıktı...
Uzun konuşmalar ve tartışmalar sonucunda bir kaç plan yapmıştık gece yarısı geçeli çok olmuştu ve ben sadece uyumak istiyordum artık konuları bile takip edemiyordum. Özet geçmek gerekirse; Korsanlar genelde karaya çıkmıyorlardı, çoğunlukla ticaret gemilerini yağmalıyorlar. Onlara saldırmak için sahte bir ticaret gemisine bineceğiz çok fazla insan gücümüz yok o sebeple zorlasak bile otuz kişilik bir takım olabiliriz.
"Serena, toplantı bitti."
Yarım yamalak açık olan gözlerimi Rias'a çevirdim, sonunda! Her ne kadar uykulu olursam olayım Rias'ın dudaklarında oluşan minik gülümsemeyi yakaladım, Tanrı günah işlemem için bir şeytan göndermek isteseydi eğer emin olun bu kişi Rias olurdu. Bir insan nasıl bu kadar yakışıklı olabilir aklım almıyor.
"Ah, hadi gidelim"
Rias kolunu tutunmam için bana uzattı ve bende koluna girdim Yuli kapıyı açtı ve kaldığımız hana doğru ilerledik, iki gün içerisinde hazırlıklarımızı tamamlayıp saldırmayı planlıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanetli Prenses Oldum
FantasíaÖldüğüm zaman uzun bir karanlıkta bekledim , ışığı tekrar gördüğüm zaman bir bebek olmuştum ben ve ikiz kardeşim Orian, Yullisteria Krallığının Prensi ve prensesiydik . Bir dakika bu biraz tanıdık çocukken okuduğum kitabın içine mi girdim !!!