"Prens Orian da aynı şekilde Büyük olasılıkla tüm saray insanları ve merkez ile büyü kulesine yakın olan insanlar da "
"Ne demek istiyorsunuz Prenses Lilith ,ele geçirilmek mi tüm krallığı saydınız neredeyse "
"Maalesef doğru Dük Horifen , William Winter Büyü kulesinin baş büyücüsü aslında kara büyü kullanıyor ve kralımız da dahil olmak üzere çoğu insanımız kontrol altında "
Dedi Rias o sırada Dük Horifen dehşete düşmüştü , oğlunun da ondan bir farkı yoktu .
"Ben ve Dük O'neill kaçmayı başarabilen tek kişileriz , dükkalığınızda olan büyü kulesi ile bağlantılı birisi var mı ?"
"Hayır şu anlık yok ancak bir büyücü gelecekti , yaklaşık bir hafta sonra burada olur "
"İçeriye almayın , hiç bir büyücüyü sınırlarınıza kabul etmeyin ve gözleri donan insanları da almayın "
Rias'a baktım gözleri yarı açık oturuyordu karşımda saat gece yarısını geçeli çok olmuştu . Dük Horifen konuştu .
"Tabii ki de Prenses Lilith , pek iyi olmasa da misafir odalarımız hazırlanmış olmalı , sabah olduğunda durumu konuşmaya devam edelim lütfen "
"Tabii ki "
Dedim ve hepimiz odadan çıktık Rias ve ben bir hizmetçiyi takip etmeye başladık yan yana duran kapılar da bizde durduk .
"Sağ tarafta ki oda sizi dük O'neill ve sol tarafta ekselanslarına aittir "
Kapıları açtılar ve içeriye girdik , odalarımızın yan yana olması iyi bir şey , güzel bir banyo yaptıktan sonra hazırlanan geceliği giyindim ve uyumak için yatağıma girdim .
'Weiss ortaya çıkabilirsin '
'Efendim eğer biraz daha orada kalsaydım cidden ölebilirdim '
'Ejder değil misin sen bu kadar kolay ölmen çok saçma olmaz mı ?'
'Efendim kaç gündür ne kadar çok enerji tükettim saklanırken haberiniz var mı? '
'Tamam tamam , artık çok sıkıntı olmadıkça saklanmana gerek yok , Weiss kartal olarak kalabilir misin ?'
'Tabii efendim '
Dedi ve yılandan kartal formuna geçiş yaptı , bu haliyle etrafı gözlemlemesi daha kolay olurdu .
***
Kahvaltı yaptıktan sonra , dün gece ki gibi dük Horifen'i ofisinde toplandık . Gerçekleşen olaylar anlatıldı ve daha sonra gelecek hakkında planlar yapıldı . Dük Horifen bize at ve yol için gerekli şeyleri verebileceğini söyledi aynı zaman da en büyük oğlu olan Yuli'yi de bizimle gelmesi ve yardımcı olması için görevlendirdi . Işınlanma taşlarını kontrol ettiğimizde hepsi parçalanmıştı , hiç bir yere ışınlanamayacaktık . İki gün sonra şafak vakti yola çıkmak için kapıdaydık .
Yuli ailesi ile vedalaşıyordu Rias atın kemerlerini sıkılaştırdı ve bende ıslık çalarak Weiss'i yanıma çağırdım . Dük Horifen yanıma geldi
"Prenses Lilith , başarılarınızın haberlerini bekliyor olacağız"
"Ve bende sizinkileri dük Horifen "
Dedim atıma bindim , ve Horifen dükkalından çıktık .
***
"Yuli tam olarak neredeyiz ?"
Diye sorduğumda Yuli elinde ki harita ve pusulaya bakarak nerede olduğumuzu anlamaya çalıştı .
"Şu anda Horifen'nin kıyı bölgesindeyiz "
Deniz kenarı mı ? Uzun zamandır görmemiştim , Rias'a baktım hep yaptığı o sinsi tilki ifadesi suratındaydı yine ve ne diye gittikçe daha yakışıklı oluyordu acaba bir şey mi kullanıyor .Gözlerimi ondan çekip ileriye baktım önümüzde ki tepeyi aştıktan sonra denizi görebilecektim keşke bu anı Orian ve babamla yaşayabilseydim . Hey bakın artık kalabalık çokta rahatsız etmiyor çünkü.. Kalabalıktan daha büyük bir korkum var artık ailemi kaybetme korkusu .
Tepeye çıktığımızda mavi deniz ve o ferah tulu kokusu etrafımı sarıyormuş gibi hissettim aşağıya doğru baktığımda bir liman kenti gördüm .
"Kıyı bölgesi dediğin şu liman kenti mi ?"L
"Aynen öyle "Y
Rias'ın bayadır konuşmadığı dikkatimi çekiyordu ama bir şey demiyordum , sadece benim ailem değil onun ailesi de ele geçirilmişti az çok birbirimizin durumunu biliyorduk .
"Rias , Lilith burada bu gece kalabiliriz uygun mu ?"
İkimiz de aynı anda
"Olur"
Dedik , kentte inip bir ucuz bir han bulduk ve iki oda tuttuk , böyle durumlarda tek kız olduğuma sevinmeliyim galiba . Yemek vakti geldiğinde gittiğimiz restoran da ızgaralanmış balık yedik ve bir süre orayı dolaştık. Hava iyice karanlık olduğunda han'a döndük Weiss odamın camından içeriye girdi ve yılana dönüşerek omuzuma çıktı .
"Etrafta tuhaf bir şeyler var mıydı ?"
'Bir kaç korsan dışında tuhaf denilebilecek bir şey yok efendim '
Ne donuk bakışlı ne de bir büyücü ile karşılaşmıştık bu iyi bir haberdi hala yeteri kadar yayılamamışlardı . Weiss'i yatağıma bıraktım ve uyumak için hazırlandım , kapı tıklatma sesi duyduğumda anlık bir irkilsem de gidip kapıyı açtım .
"Rias ? Ne oldu ?"
"Lili bu gece senin odan da kalabilir miyim ? "
Affedersin , What dedin düküm ? "
"Efendim ? "
"Bu gece senin odan da kalmama izin ver aptal Yuli odanın kapısını içeriden kilitletip uyumuş kaldıramadım da "
Ah şimdi anladım evet evet bu mantıklı oldu işte . Sinsi tilki'nin kafası o tür şeylere çalışmaz zaten .
"Sorun değil kalabilirsin "
Dedim ve kapıyı iyice açıp içeri girmesine izin verdim , biraz alkol kokuyordu sanki .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanetli Prenses Oldum
FantasyÖldüğüm zaman uzun bir karanlıkta bekledim , ışığı tekrar gördüğüm zaman bir bebek olmuştum ben ve ikiz kardeşim Orian, Yullisteria Krallığının Prensi ve prensesiydik . Bir dakika bu biraz tanıdık çocukken okuduğum kitabın içine mi girdim !!!