Konağa girdiğimizde ressa beni alıp hızla odama götürmüş biraz azarladıktan sonra ise üstümü değiştirmişti , siyah fırfırlı bir elbise giyinmiş saçlarımı da tarayarak düzeltmişti ve kafama bir taç takmıştı , belimde weiss'in durabilmesi için özel bir kemer vardı.
"Prensesimiz gerçekten güzel "
Demiş ve beni yemek odasına indirmişti , orada babamı görünce şaşırdım ona yaklaştım .
"Doğum günün kutlu olsun Lilith "
Dediğinde beni kucağına almış ve yanağımı öpmüştü , küçük kollarımı boynuna dolarken konuştum .
"Gelemeyeceğini sanıyordum "
"Ne olursa olsun senin doğum gününü kaçırmazdım prensesim "
"Ama ben sizinkileri kaçırıyorum "
Orian hızla konuşmaya başladı .
"Bu senin suçun değil lilith ! "
"o haklı kızım , üstelik sen her zaman bize mektup yazıyorsun yanımızda olmasan bile her zaman bizimlesin "
Ah gerçekten ailenin olması güzel hissettiriyor . Babam beni yere bıraktı ve bende sandalyeme oturdum karşıma baktığımda rias'ı gördüm , gülümsüyordu .
"Duyduğum kadarıyla rias ile tanışmışsınız "
Kafamı salladım o sırada rias konuştu .
"Evet kralım kızınızı neden böyle özel bir yerde saklıyorsunuz anlıyorum şimdi "
Dedi ve sinsi bir şekilde gülümsedi , hayal gücüm değil bu dimi ? Karşımda bir tilki var sanki . Onun dışında yemek güzel geçti babam ve orian ile uzun zamandır görüşmemiştim ama şu an onlarla olmak bana iyi geldi . Geniş ana salona geçmiş ve çay içerken hizmetçiler hediyelerimi getirmeye başladı ve masaya bıraktılar orion hızla kendi hediyesini bulup bana uzattı .
"al bakalım lilith "
Hediyeyi açtım içinde bir kaç tane kitap vardı ,
"Okumayı seviyorsun bunları da beyinirsin dedim "
"Teşekkür ederim orian "
Dedim daha sonra rias bana bir kutu uzattı .
"Biraz son dakika oldu ama umarım seversiniz"
Hediyeyi aldım ve açtım , içinde minik bir tasma vardı , bu da ne böyle ?
"Yılanınız olduğunu duyunca yılan tasması aldım "
"Teşekkür ederim rias "
Dedim tanrı aşkına weiss'e asla tasma takmam ben !
En son büyük bir kutuya geldim babamın hediyesiydi , en heyecanlandığım hediye kesinlikle buydu , kutuyu hızla açtım içinden iki uzun kılıç çıktı parıldıyorlardı saplarında ise elmas gibi şeffaf taş vardı . Birisini elime aldığımda çok hafif olduğunu fark ettim , mutlulukla savurdum , rüzgarı kesen ses tüm salonda yankılanmıştı . Hızla babama sarıldım .
"Baba teşekkürler bu kılıçlar harika !"
"Bu kadar seveceğini bilseydim daha erken alırdım "
"Çok hafifler"
Dedim ve diğerine elimi uzattım ama babam durdurdu .
"Daha sonra senin için bir eğitmen tutarım ama şimdilik doğum gününü kutlayalım "
"Anladım"
Dedim ve kılıcı istemeyerek te olsa kutusuna geri bıraktım . Gecenin geri kalanında eğlenmiştim ve ara da sırada benimle konuşmaya çalışan rias'a kesik cevaplar vermiştim .
"Burada kalacak mısınız baba ?"
"Sadece bu gecelik , sabah kahvaltıdan sonra gitmemiz gerek "
Sustum en azından biraz daha burada kalacaklardı .
Geceliğimi giymiş yatağımda yatıyordum , weiss ise yanımda uzanıyordu .
"Weiss , uyuyamıyorum "
"Temiz hava almak için dışarı çıkabiliriz efendim "
"Bahçede dolaşmak sıkıntı olmaz herhalde "
Dedim ve weiss ile birlikte odadan çıktık . Tam hizmetçilerin odasının önünden geçiyordum ki , onların sesini duydum ve durup dinledim .
"Babası ve kardeşinin yanında nasıl davranıyordu "
"Evet o olduğuna inanamadım "
"Söylüyorum kızlar şeytani"
"Haklısın gerçekten şeytan gibi "
Weiss boynuma dolandı ve yanağımı yaladı , fısıldadım.
"Sorun değil weiss nasıl olsa sözler bana zarar veremez "
Dedim ve sessizce bahçeye çıktım . Biraz serin bir hava vardı , bahçede ki gölün kenarına gittim ve oturdum weiss ayaklarımın kenarına kıvrıldı ,çimenler çok güzel hissettiriyordu .
"Weiss sence buradan ayrılmalı mıyım ?"
Kafasını kaldırdı ve bana baktı .
""Efendim bunu istiyorsa ""
"Şimdilik değil , ama hazır olduğumda ayrılmalıyım "
""Nereye gidicez peki efendim ""
"Bilmem , bu dünyayı görmek fena olmaz , maceraya çıkarız sen ve ben ikimiz birlikte tüm dünyayı dolaşırız "
Weiss tısladı , bu evet gibi bir şeydi .
"Prensesin böyle hayalleri olduğunu kimse tahmin etmez herhalde "
Arkamı döndüm , gecenin bu saatinde beni gölün kenarında nasıl bulmuştu acaba .
"Rias ne zamandan beri oradasın ?"
Nedense rahatsız edici .
"Doğruyu söylememi ister misiniz ? "
"Yalancılardan pek hoşlanmam yani "
Dediğimde yüzünde ki sinsi gülüş gitti .
" Nasıl olsa sözler bana zarar veremez'den beri "
"Beni mi takip ediyorsun pek hoş değil "
"Ah sadece denk geldim prenses "
Derin bir nefes aldım ve önüme döndüm . Yanıma geldi ve oturdu .
"Size bir kaç soru sorabilir miyim ? "
Sessiz kaldım , sinir bozucuydu ve kendi kendine ben sanki onaylamışım gibi sormaya başladı .
"Neden öyle bir şey dediniz ?"
"Nasıl bir şey ?"
"Sözlerin sizi incitmeyeceği konusu"
"Bilmem neden acaba ? "
"Siz bilmezseniz başka kim bilebilir ki "
Dedi ve gülümsedi . Göle odakladım gözlerimi .
"İnsanlar bir şeye alıştığında , bir yerden sonra incinmiyor ."
Bunu eski ben gibi söylemiştim , umutsuz ve karanlık bir şekilde ...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanetli Prenses Oldum
FantasíaÖldüğüm zaman uzun bir karanlıkta bekledim , ışığı tekrar gördüğüm zaman bir bebek olmuştum ben ve ikiz kardeşim Orian, Yullisteria Krallığının Prensi ve prensesiydik . Bir dakika bu biraz tanıdık çocukken okuduğum kitabın içine mi girdim !!!