6

1.7K 137 2
                                        

Konağa girdiğimizde ressa beni alıp hızla odama götürmüş biraz azarladıktan sonra ise üstümü değiştirmişti , siyah fırfırlı bir elbise giyinmiş saçlarımı da tarayarak düzeltmişti ve kafama bir taç takmıştı , belimde weiss'in durabilmesi için özel bir kemer vardı.

"Prensesimiz gerçekten güzel "

Demiş ve beni yemek odasına indirmişti , orada babamı görünce şaşırdım ona yaklaştım .

"Doğum günün kutlu olsun Lilith "

Dediğinde beni kucağına almış ve yanağımı öpmüştü , küçük kollarımı boynuna dolarken konuştum .

"Gelemeyeceğini sanıyordum "

"Ne olursa olsun senin doğum gününü kaçırmazdım prensesim "

"Ama ben sizinkileri kaçırıyorum "

Orian hızla konuşmaya başladı .

"Bu senin suçun değil lilith ! "

"o haklı kızım , üstelik sen her zaman bize mektup yazıyorsun  yanımızda olmasan bile her zaman bizimlesin "

Ah gerçekten ailenin olması güzel hissettiriyor . Babam beni yere bıraktı ve bende sandalyeme oturdum karşıma baktığımda rias'ı gördüm , gülümsüyordu .

"Duyduğum kadarıyla rias ile tanışmışsınız "

Kafamı salladım o sırada rias konuştu .

"Evet kralım kızınızı neden böyle özel bir yerde saklıyorsunuz anlıyorum şimdi "

Dedi ve sinsi bir şekilde gülümsedi , hayal gücüm değil bu dimi ? Karşımda bir tilki var sanki . Onun dışında yemek güzel geçti babam ve orian ile uzun zamandır görüşmemiştim ama şu an onlarla olmak bana iyi geldi . Geniş ana salona geçmiş ve çay içerken hizmetçiler hediyelerimi getirmeye başladı ve masaya bıraktılar orion hızla kendi hediyesini bulup bana uzattı .

"al bakalım  lilith "

Hediyeyi açtım içinde bir kaç tane kitap vardı ,

"Okumayı seviyorsun bunları da beyinirsin dedim "

"Teşekkür ederim orian "

Dedim daha sonra rias bana bir kutu uzattı .

"Biraz son dakika oldu ama umarım seversiniz"

Hediyeyi aldım ve açtım , içinde minik bir tasma vardı , bu da ne böyle ?

"Yılanınız olduğunu duyunca yılan tasması aldım "

"Teşekkür ederim rias "

Dedim tanrı aşkına weiss'e asla tasma takmam ben !

En son büyük bir kutuya geldim babamın hediyesiydi , en heyecanlandığım hediye kesinlikle buydu , kutuyu hızla açtım içinden iki uzun kılıç çıktı parıldıyorlardı saplarında ise elmas gibi şeffaf taş vardı . Birisini elime aldığımda çok hafif olduğunu fark ettim , mutlulukla savurdum , rüzgarı kesen ses tüm salonda yankılanmıştı . Hızla babama sarıldım .

"Baba teşekkürler bu kılıçlar harika !"

"Bu kadar seveceğini bilseydim daha erken alırdım "

"Çok hafifler"

Dedim ve diğerine elimi uzattım ama babam durdurdu .

"Daha sonra senin için bir eğitmen tutarım ama şimdilik doğum gününü kutlayalım "

"Anladım"

Dedim ve kılıcı istemeyerek te olsa kutusuna geri bıraktım . Gecenin geri kalanında eğlenmiştim ve ara da sırada benimle konuşmaya çalışan rias'a kesik cevaplar vermiştim .

"Burada kalacak mısınız baba ?"

"Sadece bu gecelik , sabah kahvaltıdan sonra gitmemiz gerek "

Sustum en azından biraz daha burada kalacaklardı .


Geceliğimi giymiş yatağımda yatıyordum , weiss ise yanımda uzanıyordu .

"Weiss , uyuyamıyorum "

"Temiz hava almak için dışarı çıkabiliriz efendim "

"Bahçede dolaşmak sıkıntı olmaz herhalde "

Dedim ve weiss ile birlikte odadan çıktık . Tam hizmetçilerin odasının önünden geçiyordum ki , onların sesini duydum ve durup dinledim .

"Babası ve kardeşinin yanında nasıl davranıyordu "

"Evet o olduğuna inanamadım "

"Söylüyorum kızlar şeytani"

"Haklısın gerçekten şeytan gibi "

Weiss boynuma dolandı ve yanağımı yaladı , fısıldadım.

"Sorun değil weiss nasıl olsa sözler bana zarar veremez "

Dedim ve sessizce bahçeye çıktım . Biraz serin bir hava vardı , bahçede ki gölün kenarına gittim ve oturdum weiss ayaklarımın kenarına kıvrıldı ,çimenler çok güzel hissettiriyordu .

"Weiss sence buradan ayrılmalı mıyım ?"

Kafasını kaldırdı ve bana baktı .

""Efendim bunu istiyorsa ""

"Şimdilik değil , ama hazır olduğumda ayrılmalıyım "

""Nereye gidicez peki efendim ""

"Bilmem , bu dünyayı görmek fena olmaz , maceraya çıkarız sen ve ben ikimiz birlikte tüm dünyayı dolaşırız "

Weiss tısladı , bu evet gibi bir şeydi .

"Prensesin böyle hayalleri olduğunu kimse tahmin etmez herhalde "

Arkamı döndüm , gecenin bu saatinde beni gölün kenarında nasıl bulmuştu acaba .

"Rias ne zamandan beri oradasın ?"

Nedense rahatsız edici .

"Doğruyu söylememi ister misiniz ? "

"Yalancılardan pek hoşlanmam yani "

Dediğimde yüzünde ki sinsi gülüş gitti .

" Nasıl olsa sözler bana zarar veremez'den beri "

"Beni mi takip ediyorsun pek hoş değil "

"Ah sadece denk geldim prenses "

Derin bir nefes aldım ve önüme döndüm . Yanıma geldi ve oturdu .

"Size bir kaç soru sorabilir miyim ? "

Sessiz kaldım , sinir bozucuydu ve kendi kendine ben sanki onaylamışım gibi sormaya başladı .

"Neden öyle bir şey dediniz ?"

"Nasıl bir şey ?"

"Sözlerin sizi incitmeyeceği konusu"

"Bilmem neden acaba ? "

"Siz bilmezseniz başka kim bilebilir ki "

Dedi ve gülümsedi . Göle odakladım gözlerimi .

"İnsanlar bir şeye alıştığında , bir yerden sonra incinmiyor ."

Bunu eski ben gibi söylemiştim , umutsuz ve karanlık bir şekilde ...

Lanetli Prenses OldumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin