6 | Bir kesik daha..

163 21 55
                                    

• • •

"Tek yapman gereken bana güvenmek."

Ne zaman yaklaştığını anlamamıştım ama bu sözleri kulağıma fısıldamıştı. Bu ortam gayet romantikti, güzelce devam etti.

"Bundan sonra sen benimsin bende seninim. Birbirimize aidiz. Tıpkı şey gibi olacağız..." Birkaç santim uzaklaşıp dudağını yaladı. Görmemiştim ama çıkan sesten anlamıştım. Yüzünü göremiyordum, zaten görseydim herhalde şuan bile deli gibi atan kalbim yerinden fırlardı.

"İki kalp tek beden..."

~ ~ ~

Kalbim tekliyordu, onun söyledikleri benim kalbimi duracak ratteye getiriyordu. 4 kelimeden ibaretti halbuki. Peki bu 4 kelime neden bir paragraf dolusu kelimeye bedeldi?

Tam o mükemmel kokusuna alışmışken benden ayrıldı. Elleriyle uzaklaştırdı, sonra kollarımı kavrayarak kalktığım yere oturmamı sağlayınca kendi de oturmuştu. Biraz yüzüme baktıktan sonra ellerini yüzüme götürmüştü. Nazikçe yanağımın üzerinde gezdirirken hissettiğim ıslaklıklarla irkildim. Ne ara ağlamıştım. Farkına bile varamamıştım.

"Sakin. Üzül veya duygulan diye söylemedim. Bundan sonra olacakları bil sadece. Alış ve yadırgama." sözlerini bitirdikten sonra eliyle
gözyaşlarımın hepsini silmişti ve geri çekmişti elini. Bana bakarken ki gülümsemesi asla silinmiyordu. Benimde onun artık bağımlı olduğum ifadesine benzer bir ifade vardı yüzümde. Hepsi hoşuma gitmesine rağmen bunun aksiymiş gibi konuştum.

"Neden Minho? Neden böyle davranıyorsun? Neden koruyorsun beni? Neden herkes gibi sende ezmiyorsun beni? Neden herkes gibi değilsin?" Gülümsemesi artarken gözlerindeki bakış derinleşti.

"Çünkü yardıma ihtiyacın var."

Elini tekrar bana doğru yönlendirip başımın üstüne koydu. Eli usulca saçlarımda geziniyordu.

"Unuttun mu? Seni kurtarmamı istedin. Fakat sadece şimdi olan bir çırpınış da değildi bu, daha önce de yaptın. İlk karşılaştığımızda gözlerindeki bakış anlattı bana, kurtulmak için herhangi bir mucize bekleyen bir Yalnız Çocuk olduğunu."

Bu düşünceleri... onlar öyle değerliydi ki benim için. Bir insanın bana bu kadar duyarlı olması, bu da yeniydi benim için. Her hareketi sevgi ve şefkat doluydu bana karşı. O kadar hoşuma gidiyordu ki bu halleri. Bu denli korumacı ve sevgi dolu olması. Bu tavrı her önüne gelene göstermiyordu biliyordum. Belki ailesine bile göstermediği bir yanıydı. Bundan emin değildim, emin olduğum tek şey sadece sayılı kişilere göstermesiydi.

Belki de normal olan budur. Belki insan yakın olduğuna böyle davranmalıdır. Hatta sadece yakın olanlara değil, insan olan ve insan gibi muamele görmeyi hak eden herkese böyle davranılması gerekir. Açıkcası bilemiyordum. Hayatım boyunca insan gibi yaşayamadığım için bilmiyordum bunun gibi normal duyguları, karşılaştığımda garipsiyordum, bunu hak edecek ne yaptığımı sorguluyordum. Sanki güzel olan hiçbir şeyi katiyen hak etmiyormuşum gibi geliyordu.

Lakin hayatı boyunca 'nasılsın?' gibi bir soru bile duymayan bir insan kendine yapılmış en ufak iyi niyetli bir hareketi bile sorgulardı. 'Ben buna layık mıyım' diye düşünürdü. Deneyimlemediği şey karşısına çıkınca böyle tepetaklak olabilirdi insan. Bu yüzden o böyle devam ederse benimde alışmam uzun sürecekti.

Lost | Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin