Seslenen kişi tuvaletteki çocuktu. Onu görmezden gelip oradan ayrıldım ve eve doğru yürüdüm. Eve gittiğimde bir şeyi unuttuğumu hatırladım. Anahtarım okulda kalmıştı ve annemde babamda çalıştığı için ikisi de evde değil şuan. En sonunda tek çaremin okula dönmek olduğu düşündüm ve geri döndüm. Yol üstündeyken parka da bakayım dedim, belki gitmişlerdir diye. Umduğum da olmuş gitmişlerdi. Banka doğru ilerledim ve oturdum. Bankın üstünde bir not vardı. Notu merak edip açtım, notta "Gölgelerde saklanmak görünmez olmanı sağlamaz" yazıyordu. Bunu bana mı yazmıştı? Aslında amacım onlardan saklanmak, gizlice izlemek veya kaçmak değildi. Şans eseri onları gördüm ve kulak misafiri oldum. Zaten onları gördüğüm zaman gitmeye karar vermiştim ki kaçmak hiç değil sadece konuşma gereği duymadım.
En sonunda bir süre oturdum ama boş boş oturmak sıkıcı olduğu için okula geri döndüm. Geri döndüğümde bir de ne göreyim güvenlikçi Mahmut abi parkta gördüğüm dörtlüyü azarlıyordu."Lan ne ara kaçtınız, nereden kaçtınız, ben size daha ne kadar göz yumacağım ha"
Sarışın güzel yüzlü bir kız surat asarak konuşmaya başladı.
"Ya Mahmut abi özür dileriz gerçekten bir daha olmayacak-""Sus kız sarı çiyan sen bunlara nereden uyduysan hadi şu çingene Yasemin'i anladım da kızım Buse sen niye yapıyorsun"
"Ama Mahmut abi niye böyle diyorsun sanki bir kötülüğümüzü gördün"
"Sen sus zaten her halt senin altından çıkıyor geçenki kavgada da senin parmağın olduğu ortaya çıktı"
"Yoo kanıt yok ki ben ne alaka"
"Üç yıldır burdasın seni tanımıyoz mu sanıyon her haltı çevirir sonrada hiçbir şey yapmamış gibi suçsuz gösterirsin kendini"
Tamam nöbet yaptığım kızın isminin Yasemin diğerinin de Buse olduğunu öğrendim. Azar işittiklerine göre de son saat dersten kaçmışlar.
"Yürüyün doğruca müdüre""Kanıt yok kaçtığımıza dair" Konuşan Kerem denen çocuktu. Mahmut abi bunu duyunca bir sustu daldı. Niyeyse o an içimden bir şerefsizlik yapmak geldi ama büyüklere bulaşmak her zaman sıkıntılı bir iştir bu yüzden sustum. Bir anda Mahmut abinin gözü bana kaydı.
"Şu dokuzlara bak, sende mi kaçtın lan""Hayır son ders saati dersteydim kanıtım da var" dedim.
"İyi geç" dedi. Sonra tekrardan durdurdu beni.
"Çocuk bunlarla takılmıyon dimi"
Bir kaç saniye onlara baktım ve Mahmut abiyi cevapladım.
"Tanımıyorum bile" diyip gittim. Daha sonra bir ses duydum.
"Ayıp oluyor ama paçayı yırtmak için tanımamazlıktan gelmen ne kadar doğru?"
Konuşan Yasemin'di arkamı döndüğümde yüzünde pis bir sırıtış vardı. Ayaz denen çocukta aynı şekilde sırıtıyordu. Kendi olayınıza beni niye dahil ediyorsunuz lan. Ne yapmışım sanki.
"Hayırsıza bak az daha inanıyordum bende, sende geç şuraya""Mahmut abi tamam sana doğruları söyleyeyim tanıdığım doğru ama alakamın olduğu yanlış ve sadece beni tanıdığını söyledi onlarla takıldığımı değil "
Bu sefer Mahmut abinin böl böl baktığı kişi bendim. En son sinirli bir şekilde bağırmaya başladı.
"Eşekler, ben hangi birinize inanayım şimdi!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZPEŞ
Short StoryKimseye tavsiye vermek bana düşmez ama eğer etrafınızda esrarengiz bir poşet bulursanız oradan uzaklaşın. Ne de olsa içinde ne var bilmiyoruz. Belki çöp, belki kayıp bir oyuncak belkide bir ceset. Benim payıma da belkide tahmin ettiğiniz gibi en k...