MAPHUS

16 4 4
                                    

Bu bölümden ve diğer bölümden sonra galiba psikoloğa görünmeliyim...
İyi okumalar lütfen ana bacı katmadan sövün sövecekseniz de.😅🥲
_______________________

Gerçekten de gelmedi. Haklıydı da ben olsam bende gelmezdim. İşin garip tarafı Enes artık yanıma yaklaşmıyordu. Belki de en başından beridir bana bulaşma sebebi de Kerem'di. Birkaç ay sakin dertsiz geçti. Artık hepimiz emindik, konu kapanmıştı. Yinede biraz mutsuzdum, sonuçta o kız onca şey yaşadı ama biz hala onun katilini hak ettiği yere gönderemedik. Haftaya karneleri alacağız. Artık onuncu sınıfa geçeceğim ve onlar da mezun olacaklar. Bu durumdan memnunum demek isterdim ama emin değilim. Umarım Enes daha fazla kişiye zarar vermez. Yakalanacağını hiç sanmıyorum bu yüzden diyebileceğim tek şey bu. Konuşmak duyduklarımı anlatmak isterdim ama Enes peşimi bırakmışken yine aynı şeylerin yaşanmasını istemiyorum, daha fazla korku içinde yaşamak istemiyorum. Vicdanım sızlıyor ama yapamam, o kadar cesaretim yok. Ailem de artık yasakları kaldırmaya başlamıştı. Karneye bir hafta kaldığı için arkadaşlarla dışarı çıktık ama biraz fazla oyalandığımız için saat geç olmuştu. Dönüş yolundan eve giderken nedense yolda şeritler vardı ve etrafı çevirilmişti. Daha da garibi polisler kapatmıştı. Yalnız olduğum için sormakla sormamak arasında kaldım en sonunda fazla merakın başıma neler getirdiğini hatırlayıp vazgeçtim. Aşağı mahalleden dolanınca pek tekin olmasa da bizim mahalleye giden bir yol vardı. O taraftan giderken yolun ortasında bir kızı gördüm. Bu saatte neden böyle tekin olmayan bir yerdeydi ki? Aslında biraz endişeliydim Enes şimdiye kadar -bildiğim kadarıyla- okuldan başka kimseye bir şey yapmamıştı ama kesin değildi. En son etrafta ondan ve benden başka kimse olmadığı için endişeye gerek olmadığını düşünüp yolumda ilerleme kararı aldım. Yanından geçerken hala dikilmesini garip bulup o tarafa baktım, bana bakıp gülümsüyordu. En son dayanamayıp arkamı döndüm tam neden bana baktığını soracakken gülmesi soldu. Anlam veremediğim için boş boş bakıyordum. Nedense bir anda gözleri doldu bende bir anda ne oldu diye endişelendiğim için tam soracakken bir anda çığlık attı. Sesini duymamla kulaklarımı kapattım. Ne olmuştu bir anda? Acaba benden mi korktu? Tam sakin olmasını söyleyecekken yaklaşmamama rağmen bir anda uzak dur benden gibi şeyler söylemeye başladı o sırada da yan mahalledeki polisler bu tarafa geldi. İster istemez panik oldum, ya yanlış anlaşılırsam?

"Ne oldu çocuğum biri bir şey mi yaptı, kime yaklaşma dedin?"

Ben daha ne olduğunu algılayamadan bakışlar bana döndü.

"Bu çocuk mu yoksa?" Dedi polislerden bir diğeri. Kızın dediğine ağzım açık kaldı. İyi de neden? Neden böyle bir şey yaptı?

"O beni taciz etmeye çalıştı!" Diyerek ağlamaya başladı. Kendimi anlatmaya çalıştım. Yapmadığıma ikna etmeye çalıştım.

"Gerçekten böyle bir şey yapsam niye karşınızda bu şekilde dikileyim kaçmak yerine. İnanmıyorsanız kameralara bakın!" Diyip etrafıma baktım. Emindim. Bu mahallede kamera olduğuna emindim. Daha bir hafta önce eve giderken bu mahallede birkaç kamera vardı. Hatta çocuklar nah çekiyordu. Yüzde yüz eminim, burada kameralar vardı. Polisler kolumdan tutup karakola götürüldü. Telefonuma el koydular ailemi aramama bile izin vermediler. Endişlenmeme asıl sebep olan şey ise kızı şahit olarak  getirmemeleriydi ayrıca bizim yaşadığımız ilçeden başka bir karakola götürüyorlardı. Birkaç kez uyarmama rağmen duymazdan geldiler. İyice korkmaya başlamıştım. Karakola geldikten sonra direkt hiç konuşulmadan nezarete atıldım ve hiç mahkemeye bile gitmeden aileme bile haber verilmeden beni bir cezaevine görderdiler. Hem de yetişkin cezaevi! Kaç kez bağırdım bilmiyorum. Hiç susmadan aralıksız isyan ettim. Sesim kısılana kadar. En son beni hücreye koydular. Durmadan devam ettim. En son dayanamayıp duvara yaslandım. Nasıl her şey bu kadar kısa sürede gerçekleşmişti? Göz yaşlarıma hakim olmadım. O an anlamıştım, bunca zaman boyunca bana bulaşmaması artık beni rahat bıraktığı için değildi. Bu anı fırsat kolluyordu. Onun işiydi, bu kadar rahatlamamam gerekirdi fazla rahattım. Yaşadığım onca şeye rağmen fazla umursamazca ve dikkatsizce davranmıştım. En son biri kapıyı açtı ve yere yemek koydu.

"Lütfen en azından ailemi arayayım! Çok endişelenirler."

"Endişelenmesi gereken sensin." Diyip kapıyı öylece kapatacaktı ki kalkıp kapıya uzandım. Kapatamazdı, suçsuz yere beni burada tutamazlardı! Ama bu çabalarım boşaydı kapı en sonunda kapandı kaç defa tekmeledim. Bilmiyorum ama en sonunda "Bir gün boyunca yemek yeme de akıllan!" Sözünü duyunca tekmelemeyi bıraktım sonunda. Oturup yemeğin önüne çöktüm. Resmen barınaktaki köpek muamelesi ediliyordu. Yoksa buradaki herkese böyle mi davranılıyor? Yemeklere öylece baktım. Güvenemiyordum, beni buraya o tıktıysa yemeklerine de güven olmazdı. Kaç saat geçti bilmiyorum. En sonunda dayanamayıp oturduğum yerde uyudum. Yatağa bile yaklaşmadım. Kapının açılma sesiyle irkilerek uyandım. Dünki görevliydi. Kolumdan tutup beni kalırdı. Kurtulmaya çalışsamda boşunaydı. Benden kat ve kat daha güçlüydü. Yemekhane gibi bir yerin içerisinden geçtik gözler bu tarafa bakıyordu. Bakmasalar şaşırırdım zaten sabahtandır bağırıp çağırıyorum doğal olarak. En son bir odaya girdim içeride sadece bir masa iki sandalye vardı. Ne bir pencere ne de başka bir şey vardı, kamera dışında. Bir ihtimal annemler öğrendi mi diyerek ayakta bekledim. Gerçekten de kapı açıldı.

"Ne o çok mu özledin beni, yollarımı ayakta gözlüyorsun bakıyorum da?" İçimde tek bir duygu  vardı, korku. Gözlerim doldu yine ağlamaya başladım.

"Niye peşimi bırakmıyorsun, kimseye söylemiyorum işte!"

"Umrumda mı sence? Baştan hatalıydın. O serserilerle konuşarak. Katili bulmaya çalışarak. En  saçma olanı ise poşeti açarak. Ama daha da komiği ne biliyor musun?"

Sadece boş gözlerle bakıp dinliyordum ağzımı bile açamıyordum. Haklıydı, sonuna kadar hemde.

"Tek güvenceni, sana daha fazla yaklaşamama sebebimi kendi ellerinle kovdun. Sence neden sana yaklaşamıyordum? Çünkü Kerem ve diğerleri polisin iş birlikçisiydi. Seni onlardan nasıl uzaklaştırabileceğimi düşünüyordum ama gerek bile kalmadı sen kendin onlardan kurtuldun. Buradaki herkes farklı farklı suçlardan burada ama işe gel onca iğrenç şey yapmalarına rağmen belki de kendileri de yapmış olmalarına rağmen tecavüzden nefret ediyorlar. Sana hayatta kalmada başarılar." Gözümün içine bakıp mutlulukla sırıtıyordu en sonunda odadan çıkıp kapıyı kapattı. Hiç bir şey diyemedim. Tek yapabildiğim yere oturup hıçkırıklara boğulup ağlamaktı. İstemiyordum, hak etmediğim halde ölmeyi istemiyorumdum! Ban sakinleşene kadar kimse içeri girmedi. En sonunda birisi girdi ve beni odaya götürdü.

" Yarın koğuşa geçeceksin hareketlerine dikkat et. Orada kimse senin çenene katlanmaz direkt verirler payını."

GİZPEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin