İyi okumalar~
Aşağıya baktığımda yokuşun git gide azaldığını fark ettim. Eğer bir şekilde aşağıdaki ağaçlara kayabilirsem düz bir zemin bulabilirdim belki. Bulunduğum ağacın çaprazında, hemen ayağımın altına bir ağaç daha vardı. Sağ ayağımı ağaca uzattım, ardından ellerimle bulunduğum ağaca sıkıca tutunarak diğer ayağımı da çaprazımdaki ağacın üzerinde koydum. Kendimden emin olduğum bir anda sol kolumdan ağacı tutup sağ kolumu serbest bıraktım en sonunda sol kolumu da bıraktım. Ne bekliyordum ki gerçekten işe yaramasını mı? Tarzan değilim maymun değilim gerçekten işe yarayacağına nasıl inandım? Tekrardan yuvarlanıyordum ama bu sefer daha kısa sürede ağaca çarptım. Keşke bu kadar uğraşıp ellerimi çizmek yerine direkt yuvarlansaymışım, cidden daha az -belimin kırılması dışında- canım acımıştı. Eğer biraz daha yuvarlanırsam görünen düz alana düşebilirdim ama onun yerine ağaçtan inip yerde sürüklenerek kayacaktım. Biraz daha yukarısında bunu yapsaydım net kafamı yarardım ama şuanda eğim azaldığı için en azından kafam yarılmayacaktı. Aşağı indiğimde yol görmeyi beklemiyordum, hemde aktif bir yol! İlk üç arabayı kaçırmıştım ama belki diğer arabaları yakalayabilirdim. Bir süre bekledikten sonra bir taksi geldi. Şanslıydım ki şehre çok uzak bir yerde değildik. Tabi başta beni almak konusunda tereddüt etti, ben olsam bende ederdim kim böyle pasaklı gözüken ve üstü başı yara içinde birine güvenir ki. Evi tarif ettim yaklaşık yirmi dakika gittikten sonra eve geldik abiye iki dakika beklemesini söyleyip evin kapısını çaldım, kapıyı annem açmıştı."Allah'a şükür geldin!" Deyip sarıldı.
"Bu zamana kadar nerelerdeydin, sana bir şey oldu diye canımız çıktı!"
"Olmayan kalmadı zaten anne, ama öncesinde taksiciye parasını ödesek."
Babam taksiciye parayı öderken biz annemle içeri girdik. Babam polisi aradıktan sonra yanımıza geldi. Biz annemle biraz sarıldıktan sonra beni temizlemek için ıslak mendil yeni kıyafet falan almaya gitti."Ne oldu baştan anlat, polisler bir kızı taciz ettiğini söylediler ama kaç yıllık oğlumsun öyle şey yapmayacağını herkesten iyi biliyorum." Babamın bu sözleri beni derinden etkilemişti çünkü şimdiye kadar bana kimse güvenmezken sadece onlar güvendi.
"Hani biz okulun arkasında bir ceset görmüştük ya, o kızı öldüren katil benim bazı şeyleri öğrendiğimi fark etmiş."
"Neyi öğrenmiştin?"
"İsmini, yaşını, görüntüsünü hatta bu konu hakkında konuşurken onu duydum bile."
"O da bu yüzden sana iftira atıp senden kurtulmayı mı düşündü?"
"Hayır, iftira ve hapis sadece bir araçtı." Biliyorum eğer orada kalsaydım o kızlardan farkım kalmayacaktı, beni de öldürecekti.
Annem gelene kadar aramızda sessizlik oluştu. Annemin şefkatli halleri yorgunluğumu daha çok ortaya çıkarıyordu. Annem yüzümü sildikten sonra başımı annemin dizlerine koyup uzandım. Tam dalacakken kapı çaldı, babam bana uzanmam konusunda komut verip kapıyı açmaya gitti. İçeri birkaç polis girdi, umursamayıp gözümü kapattım.
"Ne zaman geldi?"
"Bir- bir buçuk saat olmuştur."
"Ne anlattı?"
"Katilin iftira attırdığını daha sonra da hapisten kaçırdığını."
"Nasıl kurtulmuş elinden."
"Bilmiyorum ama muhtemelen ormanlık bir alandan kaçmış üstü başı kir ve yaralarla doluydu. Birkaç yaprakta üzerinde kalmıştı."
"Yakup, kolları ve boynu-" annemin dediğiyle uykumu bir kenara atıp oturdum ve boynumu sakladım. Annemin yaşlı gözleri canımı yakıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/312983435-288-k411068.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZPEŞ
Short StoryKimseye tavsiye vermek bana düşmez ama eğer etrafınızda esrarengiz bir poşet bulursanız oradan uzaklaşın. Ne de olsa içinde ne var bilmiyoruz. Belki çöp, belki kayıp bir oyuncak belkide bir ceset. Benim payıma da belkide tahmin ettiğiniz gibi en k...