Son birkaç günüm yine eskisi gibi sıradandı -ve sıkıcı- tek farklı şey servise yeni bir kişi gelmesiydi. Farklı okullarda okuyorduk, o fen lisesinde ben ise kolejde okuyordum.
Bunun dışında her şey normal, aslında bu da normal sanırım. Sabah uyanıp üzerimi giyindim ve mutfağa gittim. Hızlıca yemeğimi yiyip dış kapıya gidiyordum ki annem bana seslendi."Metin bir şeyi unutmadın mı?!"
"Neyi unuttum" diyerek annemin yanına gittim. Bana yanağını işaret etti. Gülerek yanağını öptüm sonra o da beni öptü. Ben daha adımımı atmadan babam seslendi.
"Beril tutma çocuğu, servisi kaçırıcak."
"Aman be. Hadi oğlum Allah zihin açıklığı versin." diyip, tekrardan öptü beni.
En sonunda evden çıkıp kapıda beklemeye başladım. Servis gelince boş yerlerden birine oturdum. Biraz sonra da yeni çocuk bindi."Yanına oturabilir miyim?"
"Niye soruyorsun ki? Otur."
"Sen Metin'sin sanırım. Metin Karacı."
"İsmini nereden biliyorsun"
Kim lan bu soyadıma kadar öğrenmiş."Ben Ayaz abinin kuzeniyim sana bir notu vermemi rica etti"diyip cebinden bir mektup zarfı çıkardı. İletişim için fazla ilkel bir yol demek isterdim ama şuan en mantıklısı bu herhalde çünkü iletişim için numara veya sosyal medya hesaplarımız yok okulda veya dışarıda da konuşamıyoruz bu yüzden tek çare herhalde. Aldım daha sonra cebime koydum.
"Sağol"
"Rica ederim, Ayaz abiyle nereden tanışıyorsunuz."
"Bir parkta karsılaştık muhabbet dönünce de arkadaş olduk."
Tam olarak yalan olmasa da yalan söyledim. Hem hemencicik güvenmek doğru olmaz. Ben okula gidene dek konuşmadık servisten inerken sonra görüşürüz dedi. Bende kafamla işaret yapıp gittim. Servisten inince dörtlüyü Mahmut abinin önünde azarlanırken gördüm. Konuşmak istiyordum ama okul sınırları içinde olmazdı. Ayaz'ın beni fark ettiğini gördüm cebimden mektubu ucundan gösterip aldığımı belli ettim. Kafasıyla onayladı. Ben yanlarına yaklaşınca kenara çekildiler biraz. Bende geçip gittim. Sınıfa girip yerime oturdum. O sırada bir kızın bana seslendiğini duydum bu yüzden de kafamı kaldırıp oraya baktım.
"Arkadaşların gelmiş mutlu musun bari"
"Olayı bilmeden fazla konuşuyorsunuz "
"Olayı mı varmış onlarla takıldığın için biz ızdırapını çekiyoruz"
"Gerçekten azıcık mantık yürütemiyor musunuz? Kimin sadece alt sınıfıyla veya üst sınıfıyla konuştu diye uzaklaştırma aldığı görülmüş?" Anlamamış gibiydi.
"Neyse ne boşver ve olayları bilmeden yorum yapma" ben bunu dedikten sonra geri önüne döndü. Tenefüste Hakan beni dışarı çıkamak için çağırdı ben de kabul ettim. Sonuçta boş boş oturmak sıkıcı ve Hakan da kötü çocuk değil.
"Bir olay olduğundan bahsetmiştin, ne oldu?"
Söylemekle söylememek arasında kaldım. Daha sonra onu test etmeye karar verdim.
"Sır tutabilir misin?"
"Tabi"
"Şu Kerem denen herifle kavga ettiğimiz için uzaklaştırma aldım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZPEŞ
Historia CortaKimseye tavsiye vermek bana düşmez ama eğer etrafınızda esrarengiz bir poşet bulursanız oradan uzaklaşın. Ne de olsa içinde ne var bilmiyoruz. Belki çöp, belki kayıp bir oyuncak belkide bir ceset. Benim payıma da belkide tahmin ettiğiniz gibi en k...