on yedi

113 10 9
                                    


"Yalnız duruyordunuz, yalnızlığınızı paylaşalım istedim. Ben Ta Nakunta, sizin adınız neydi?"

Ta... İsmi bir yerden tanıdık geliyordu ama yüzünü kesinlikle ilk defa görüyordum. Belki de bir tesadüftü veya ünlü biriydi, bilmiyordum. Açıkçası pek umrumda da değildi.

"Oyuncuyum. Siz?" demesiyle parçalar yerine oturdu, gülümsedim utanarak. Ona bunu dedirtmeden kendimi tanıtmam gerekirdi, bense öyle durmuştum. Elimi enseme götürdüm, gözlerimi aşağılara kaydırdım.
"Tinnasit Isarapongporn, Jeff Satur'un korumasıyım."

"Vay, Jeff kendine koruma mı almış?" dediğini duyduğumda zaten birbirine bastırdığım dudaklarımı daha sertçe dişledim. "Bu arada iyi misin sen?" Bir elini koluma götürdü, nazikçe sarstı beni. Gülümseyip kafamı yukarı aşağı salladım, o da gülümsedi.

"Siz de izleyicilerin arasına katılmayacak mısınız, niye burada benimle konuşuyorsunuz?" dediğimde küçük bir kahkaha savurdu, gülümsemeye devam edip sorduğum soruya bir cevap bekledim.
"Hayır, katılmayacağım onlara, eğlencesine burdayım ben."

"Eğlencesine derken?"

"Hm..." onayladı geniş bir gülümsemeyle, daha sonra karşımdaki dikilmeyi kesip yanıma geçti, Bay Jeff'in olduğu yönü izlemeye başladı. "Jeff'in korumaya ihtiyacı olduğunu sanmıyordum, Studio on Saturn'de çalışanlar en son yeterliydi ona..." dedi mırıldanarak, kaşlarımın havaya kalkmasıyla bir şey deme ihtiyacında bulmadım kendimi.

Neyini bu kadar kurcalıyordu anlayamamıştım zaten.

Kolumu saran eli hissetmemle tekrardan yanımdaki adamın olduğu tarafa gözlerimi döndürdüm, gülümsediğini görmemle ben de gülümseyip kafamı biraz yana eğdim.
"Oyun salonlarını sever misin?"

Bay Jeff'in şarkı söylemeye başlamasıyla sesini duymak doğal olarak zorlaşmıştı, dediği şeyi duyabilsem de tamamen emin olamıyordum. Kaşlarımı çatıp kafamı sağa sola salladım. Aramızdaki mesafeyi azalttı, kulağıma yaklaştı.
"Oyun salonlarını sever misin?"

"Severim!" bağırarak cevap verdim, biraz kendimi yana doğru itip ona bakmaya devam ettim. Gülümseyerek tekrardan kulağıma eğildi, bana yakınlaştı. "Yarın, saat 19:00'da. Telefon numaram," eli cebine gitti, telefonun ekranını açıp bana doğrulttu. "Kaydet istersen, oyun salonuna gideriz."

Telefonumu çıkartıp hızlı hızlı önümdeki numarayı kaydettim. Bana da değişiklik olurdu, yeni insanlarla yeni şeyler yapmak iyi gelirdi. Şarkının bitmesiyle boğazımı temizledim, aramızdaki mesafeyi açtım.
"Pek-"

"Ta!" kolumdaki sıcaklıkla birlikte yanımda dikilen Bay Jeff'e baktım, ne ara bizi görüp de buraya gelmişti anlayamasam da Ta'nın karşımıza geçmesiyle dudaklarım aralandı.

Kaşlarını havaya kaldırdı, garip bir gülümsemeyle kıvrıldı dudakları. Bay Jeff ise karanlık tuttuğu gözlerle karşısında duran Ta'ya bakıyordu, çenesini öne çıkarmasına bakılırsa sinirine dokunan bir şeyler varmış gibiydi.

"Ta karşında gördüğün gibi Jeff."

"Bir daha," bir elini kolumda tutarak ileri doğru bir adım attı, baş parmağını Ta'nın göğsünün önüne tuttu. "Bir daha karşıma çıkma."

Dediği gibi kolumdan sertçe tuttu, performans bölgesinden beni arkasından sürükleyerek uzaklaştık. Hızlı adımlarına benimkiler yetişemiyordu ve tutuşu gittikçe canımı acıtıyordu. "Bay Jeff..."

Duymuşa benzemiyordu. "Bay Jeff!" dedim dişlerimi sıkarak. Kolumu elinden kurtardım, arkasından ilerlemeyi durdurdum. Durmamla o da durdu, dönüp Ta'ya gösterdiği gözlerle bana bakmaya başladı.

O kadar kötü hissettiriyordu ki.

"Sen benim korumamsın, bunu sürekli hatırlatmam mı gerekiyor!? İş saatleri dışında ne yaptığın umrumda değil ama iş saatleri içinde başka şeylerle meşgul olamazsın!" Ses tonu sertti, ses tonu soğuktu.

"Biliyorum." Gözlerimi yere kaydırdım, tuttuğum nefesi verdim, dudaklarımı birbirine bastırdım. Şu an bulunduğumuz durum yalnızca kötü hissettiriyordu.

"Siz," dedikten sonra nefes aldım cümlemin devamını getirmeden. "Siz biraz hava alın isterseniz..." Karşımdakinden çekindim, bakışlarının altında ezilmekten korktum. "Ben şirket görevlilerinin yanında olacağım."

Gözlerimi yüzüyle bir kere olsun buluşturmadan hızlıca ilerlemeye başladım, aldırmadan menajerin yanına ulaştım.

Yanında bir süre dikildikten sonra yavaş yavaş konserin bitişiyle Bay Jeff'in yanında ilerlemeye başladım, arabaya bindikten sonra camın arkasında kayıp giden dünyayı izledim bir süre.

Araba şirkete gidiyordu ve benim şirkette işim yoktu.
"Bay Jeff, bana ihtiyacınızın olduğu başka bir şey var mı, ben şirkete geçmeden yakında insem olur mu?"

CK ও jeffbarcodeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin