yedi

171 15 31
                                        


"Altındaki şort da Calvin Klein'den, ondan dedim."

Kafamın içinde dönen her şeyi, tüm cümleleri okuyabiliyormuş, soruları seçip istediğini cevaplıyormuş gibiydi.

"Fark etmedim... Ama evet, bu markayı seviyorum." Dedikten sonra elimi enseme götürüp gözlerimi halıya diktim. Ne zamana kadar böyle oturacaktık bilmiyordum ama yine de ilk başta ettiği kadar rahatsız etmiyordu.
"Neyse, ben seni ararım. Malum kahvaltı etmiyormuşsun, boşuna geldim."

Kafamla onaylayıp gülümsedikten sonra onun kalkmasıyla birlikte ben de ayağa kalkıp odanın kapısına kadar eşlik ettim, daha sonra tekrardan yatağa oturup telefonumu elime aldım.

isimsiz

tinnasit
günaydın

Cevabı beklemeden telefonu yanımda duran komodine bıraktım, ses etmeden boşluğu izlemeye başladım.

Bir anda hayatıma giren bir adam ve teklifi yüzünden şu anda Singapur'daydım, düşününce hayatım çok acele gibi geliyordu. O kadar aceleydi ki ben bile yetişemiyordum bazen.

Her şey bir sigara yüzündendi. Tek bir sigara dalı yüzünden buradaydım, daha önce hiç gelmediğim bir ülkenin bir köşesindeydim.

Telefonumun titremesiyle birlikte komodinden elime alıp parlayan ekranına gözlerimi diktim. Gözlerime ilişen isimle gülümseyip telefonu kulağıma tuttum, boğazımı temizledim.
"Efendim?"

"Efendin miyim gerçekten?" Dedi Tanawat sesini incelterek. Her dediğim şeyle dalga geçmeyi seviyordu ve artık eskiden yaptığım gibi durmasını söylemiyordum, bunun yerine enerjisine uymayı tercih ediyordum.

"Değilsin."

"Tin'imiz ne yapıyor ya?" Dediğinde karşımda olmasa bile gülümsediğini görebildim. Oturduğum yerden kalkıp komodinin üstünde duran tarağı aldım, lavaboya doğru yürümeye başladım.
"Saçımı tarıyorum. Sen?"

"Hiç. Sıkıldım yürürken, biriyle konuşayım dedim. Jakapan da Wichapas da cevap vermedi, telefonu kapatıyordum ki elim isminin oraya çarpmış, ne yaparsın?" Dediğinde gözlerimi devirdim boşluğa.

"Son seçiminsem hiç olmayayım kardeşim yani..." Dedim dudaklarımı büzüp, bir yandan tarağı saçlarımda gezdirmeye devam ettim. Tanawat hep böyle işlerin dalgasında olduğundan onunla konuşurken diğerlerine göre daha rahat hissediyordum, aramızda ciddi bir diyalog bile geçmiyordu.

"Ağlama be... Ne yapıyorsun, koruyup kolluyor musun Jeff Satur'unu?" Dedikten sonra kıkırdadı sinir olacağımı bilmenin verdiği zevkle.

Boşluğa o kadar fazla göz deviriyordum ki yakın zamanda bana daralacak diye korkmuyor değildim.

"Hm, koruyorum. Dokunamıyorlar bile. Harikayım işimde, döktürüyorum bir görsen." Dedikten sonra tarağı da elimdeki telefonla birlikte bir tarafa bırakıp suyu açtım, yüzümün hizasına getirecek şekilde eğildim.

"Kesin. Ne dersen de Tin ama ben o adamı sevemedim, iten bir şeyler var beni ondan."

"Daha ne yararını ne de zararını gördüm açıkçası, ne savunurum ne de onaylarım..." Dedikten sonra yüzüme çarptım soğuk suyu, yüzümü kısaca yıkadıktan sonra musluğu kapatıp havluyu yüzüme bastırdım. "Ama sen her zamanki gibi önyargılısın Tan."

"Lağım borusundan mı konuşuyorsun oğlum, bu ses kalitesi ne?" Dediğini duymamla birlikte güldüm boğuk boğuk, havluyu yüzümden uzaklaştırıp telefonu tekrardan elime aldım.
"Yüzümü yıkıyordum, ne lağımı ne borusu?"

"Şaka yaptık şaka."

"Gelen geçen şaka yapıyor bugün bana." Dedikten sonra lavabodan çıkıp yatağı düzelttim, dağınık olmasa da birkaç kırışıklık bile sinirimi bozuyordu.
"Başka kim yaptı lan sana şaka?"

"Bay Jeff işte."

"Ay aman dursun o..." Dediğine gülümsedikten sonra elimdeki telefonun tekrardan titrediğini tüm vücudumda hissetmemle birlikte kaşlarımı çatarak ekrana baktım.

Bay Jeff beni arıyordu.

"Ben sana geri döneceğim." Dedikten sonra acele acele konuşmayı sonlandırıp Bay Jeff'in isminin üstüne bastım. Elim ayağım birbirine girmişti yine, beklenmedik şeylerden oldum olası nefret ederdim.
"Buyrun?"

"Provadan önce etrafta gezineyim dedim, sen de sıkılıyorsundur diye aradım." Dediğinde tuttuğum nefesi verdim fark ettirmemeye çalışarak, boğazımı temizledim.

Tüm gün otel odasında durmasam harika olurdu ama onunla gezmek de pek tercihim olan bir mesele değildi. Yakın olmamamızı bir kenara bırakacak olursak yanında gerçekten geriliyordum. Ama burada kalasım da yoktu.
"Peki, şimdi mi çıkıyordunuz?"

CK ও jeffbarcodeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin