CK ও jeffbarcode

yirmi beş

bay jeff
Yaran nasıl

Tinnasit
acıyor

yazıyor...

çevrimiçi

yazıyor...

teşekkür ederim sorduğunuz için

bay jeff
Çok mu acıyor?

Tinnasit
dokununca çok
siz sordunuz ya, hiç/

bay jeff
Tişörtün kumaşı dokunsa acıtacak derecede mi?
Eğer öyleyse durum ciddi.

Tinnasit
biraz

bay jeff
Sargı varsa sarabilirsin.
Geçmiş olsun.

Tinnasit
teşekkür ederim

Gülümsememi kesmeye çalışarak telefonu koltuğa fırlatıp mutfağa ilerledim.

Derin derin nefes alırken bir anda nefesimi ayarlayamadım, öksürmeye başladım. Gözlerim doldu, sinirlerim bozuldu. Nefes almayı bile beceremiyordum ve yara gerçekten acıyordu.

Gözlerimden aniden benden habersiz yaşlar süzüldü, burnumu çekip elime aldığım bardağı sıkıca tutarak ağlamaya başladım. Şu an neden ağlıyordum ben de bilmesem de sıkıntı değildi. Sonuçta evde tektim.

Bardağa soğuk su doldurduktan sonra burnumu çekip suyu kafama diktim, dolabı açıp gözüme ilişen birkaç çilek yedim. Çilekler tatsızdı, ya da ağladığımdan dolayı tadını düzgünce alamıyordum.

Mutfakta boş boş dikilmeyi kesip salona geçtim, televizyonda başı boş konuşan programı değiştirdim hızlıca. İzleyecek güzel bir şeyler aramaya başladım telefonumdan, bu saatte yapabileceğim başka bir şey yoktu.

Zaten uyku da tutmuyordu, yatakta dört dönmeye salonda oturmayı tercih ederdim.

Acaba şimdi o ne yapıyordu? Yorulmuş muydu, şimdiye uyumuş muydu? Uyumadıysa niye ayaktaydı? Yarın ne yapacaktı, boş gününü kimlerle ve nelerle geçirecekti? Nelere gülecekti?

Nemli yanaklarımı elimin tersiyle silip televizyon ekranına baktım. Her şey sıkıcı geliyordu.

isimsiz

tinnasit
uyuyamıyorum 😕
02.04

Telefonu tekrardan kapatıp etrafa bakındım. Koridorda dolaşan kedimin adımlarını duyup gülümsedim, yanımdaki masanın üzerindeki tel tokalardan birini saçıma geçirdim.

Gözlerim yanıyordu ama yatağa yatsam uyuyamazdım, biliyordum. Sabaha gözlerim kızarmazsa iyi olurdu, Ta'yla buluşacaktım. Çok samimi olduğum biri değildi, karşısına düzgünce çıkmak isterdim.

Jeff şimdi benimle olsa ne güzel olurdu.

Yanımda olsa şimdi, tatlı tatlı konuşsa, ben dinlesem. Derin sesiyle kalbime dokunsa yine, o duruşuyla tekrar tekrar aşık etse beni kendine. Teni belki tenime değse, gözlerini benimkinden ayırmasa.

Ya da ayırsa, ben onu izlesem ses etmeden. Kusursuz olan her detayını, her hareketini izlesem. Dakikalarca, saatlerce, günlerce. Gözlerini, burnunu, yanaklarını, saçlarını, dudaklarını...