ꕥAmelia
Esteban'ın söylediği cümle dudaklarımın hafif açılmasına neden oldu, şaşırmıştım. Öylece gözlerine bakıyordum. "Ben..." Kelimeleri nasıl sıralayacağımla ilgili kendimle savaş halindeydim. Kaşlarımı kaldırdım. "...ah özür dilerim."
Şaşırmıştı. "Ne için?"
"Galiba seni..." Kaşlarımı çattım, nasıl kırmadan dökmeden bu cümle söylenebilirdi ki? "...kendime çok yakın sanmışım, arkadaş gibi." Hafifçe gülümsedim, en azından gülümsemeye çalıştım. "Ben arabadayken sadece şaka yapmıştım." Elimi şakağıma götürdüm ve o kısımdaki saçımı biraz okşadım, yere bakıyordum. "Biraz haddi aştım sanırım."
Aniden elini şakağıma götürdüğüm elimin üzerinde hissettim ve irkildim. Yüzüne baktığımda gülümsüyordu. "Sorun değil." dedi. "Biz arkadaştık hani?" Kaşlarını kaldırmıştı.
Kafamı aşağı yukarı salladım, ama onun gibi gülümseyemedim. Yutkunmamak için kendimle mücadele ediyordum. Aslında Esteban'ın söyledikleri benim için hiçbir şey ifade etmiyordu, ama gülümsemek istemedim, sadece istemedim.
***
Akşam olduğunda arabalara geçtik. Esteban'la o odadaki andan sonra hiç konuşmamıştık. Gözlerim Dorian'a kaydı, onu zaten doğru dürüst hiç görmemiştim. Kurduğu saçma planı hiçbir işe yaramıyordu. Gerçi ne bekliyordum ki? Esteban, Karen'den vazgeçecekti. Fakat havuz kenarında oturmuş kızları izliyorken Esteban'la Karen'in samimiyeti gözlerimi yaşattırmıştı, resmen samimiyet tablosuydu. Gözlerim yaşardı, derken üzüldüğümü sanmayın, ironi yapıyordum.
Kısa süredir alınıma düşen saçlar beni rahatsız ediyordu, ne kadar düzeltsem de rahatsızdım. Telefonun ön kamerasını açıp saçımı düzeltmeye koyuldum. O sırada ortamın iyi olmasını kullanıp selfie de çekmiştim.
Fotoğraflara baktım, baya beğenmiştim. Birini instagram'da paylaşabilirdim.
Araba çalışmaya başladı. Gözlerimi telefondan çektim ve düşüncelerden de sıyrıldım. Gözlerim siyaha boyanmak için can atan gökyüzüne kaydı. Uykum gelmeye başlamıştı. Gözlerim yavaşça yumuluyordu, ama engellemeye çalışıyordum. Aniden telefonuma gelen bildirim gözlerimi gökyüzünden çekmeme neden oldu.
Telefonu elime aldığımda yeniden bilinmeyen numara vakasıyla karşılaşmıştım. Herhalde Stephan yine hatırımı soruyordu, ne hoş ama!
Unknown number: Beni engelleyerek kurtulacağını mı sanıyorsun, Amelia?!
Unknown number: Sana çok güzel bir sürprizim var. Bayılacaksın! Her şey çok farklı olacak! Ben çok değiştim.
Unknown number: Demek tatildesin. Merak etme dönünce buluşacağız zaten.
(Engellendi.)
Cidden bu sersemle uğraşamayacaktım. Güya beni seviyordu, defalarca reddetmiştim ve her seferinde başka kadınlara gidiyordu. Sonra o kadınlar bunu reddedince geriye dönüyordu. Şans mı istiyordu? Hayatımda hiçbir zaman ona şans vermedim ve şans vermeyi de düşünmüyordum.
Stephan zararsız bir erkekti, bunu biliyordum, bildiğim için de rahattım.
***
Gözlerim kapaklarına düşen azgın güneşin ışıklarından acı çekiyordu. Kafamı diğer tarafa yaptım, lakin kafam destek bulamayıp kaymıştı. Bu kayma, elbette, uyanmama neden olmuştu.
Etrafa baktım. Arabadaydım? Sabahtı? Kafamı sağa çevirdiğimde Esteban uyuyordu. Aniden küçük bir çığlık attım, ama aceleyle ellerimi dudaklarıma bastırıp sustum. Gözlerimi kocaman açıp Esteban'ın çığlığımdan rahatsız olmuş ve buruşmuş yüzünde dolaştırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalanlar, Kaçışlar İçin
Teen Fiction"Beraber olamayız, biliyorsun." Omuzlarımı gevşetmiştim. Yüzünde muzip bir gülümseme oluştu. "Neden?" Kırılmıştı. Kaşlarını çatmıştı, ama mavi gözlerinde anlamlı bir şeyler parlıyordu. "Kalbini kırarım diye mi? O yüzden mi? Senin kalbine bir şey olm...