1.Bölüm: Zavallı Çocuk

185 25 10
                                    

Güneş ışığı yeryüzünde yaşayan canlıların üzerinde parlarken, bu sırada bir genç adam alnından damlayan teri elinin tersiyle siliyor ve gökyüzüne bakarak, havanın çok sıcak olmasından dolayı şikayet ediyordu.

"Kahretsin, neden bu kadar sıcak?"

Sıcaktan dolayı bunalmış ve sıkılmış hisseden Albert, önünde duran uzun insan kuyruğuna bir bakış attı ve derin bir nefes alarak, içinde bulunduğu boğucu duygulardan kurtulmaya çalıştı.

Galyndor köyünde yaşayan ve 14 yaşında sıradan bir çocuk olan Albert, annesinin onu doğururken ölmesi ve henüz 10 yaşında bir çocukken babasının avlanmak için dışarı çıktığı bir gün hayatını kaybetmesi üzerine yetim kalmıştı.

Bu yüzden karnını doyurmak ve hayatta kalmak için küçük yaşlarda çalışmaya başlayan Albert'in hayatı çok zor ve sert şartlar altında geçti.

Şimdi yetim kalmasının üzerinden tam 4 yıl geçmiş olmasına rağmen, Albert hayatta kalmayı başarmış ve bu süre zarfında mücadele etmeye devam ediyordu.

"Haha, bu küçük Albert değil mi?"

Birden kulağına giren tanıdık sesi duyan Albert, sıradaki insanların önünde duran adamın yüzünde küçümseyen bir ifadeyle ona baktığını ve dudağının kenarının yukarı doğru kıvrılmış olduğunu gördü.

"Ethan..." diye mırıldanan Albert, bu adamla yollarının kesişmesi konusunda son derece rahatsız oldu ve kötü şansına küfretti.

Ethan, Galyndor köyünün şefi William'ın en büyük oğluydu ve kendisini Albert gibi yetimlerden çok daha üstün gören bir kişiliğe sahipti.

"Bugün şansın nasıl? Yiyecek takas etmek için bir şeyler buldun mu?" diye soran Ethan, Albert'in elinde tuttuğu sepete bir bakış attı ve alaycı bir ses tonuyla sordu.

Albert ise elinde tuttuğu sepeti sıkıca tuttu ve Ethan'a cevap vermeyi utanç verici bulduğu için sessiz kalarak, son derece soğuk bir ifadeyle ona baktı.

Galyndor köyünde yaşayan kişilerin hayatlarını idame ettirmek için yaptıkları 4 çeşit meslek vardı.

Bu mesleklerden ilki çiftçilik, ikincisi zanaatçılık, üçüncüsü askerlik ve dördüncüsü ise toplayıcılık yapmaktı.

Bir kişinin çiftçilik yapmak için kendine ait bir arazisi olması, bir kişinin zanaatçılık yapmak için ise belirli bir meslek türünde derin bilgi birikimi ve kendisine ait bir dükkanı veya işletmesi olması, bir kişinin askerlik yapmak için son derece güçlü olması ve köy şefi tarafından davet edilmesi gerekiyordu.

Öte yandan bir kişinin toplayıcılık yapmak için sahip olması gereken herhangi bir koşul veya şart yoktu.

Toplayıcılık, daha çok hayatta kalmak için bu mesleği yapmaktan başka çaresi olmayan, her gün karnını doyurmak için hayatlarını tehlikeye atmak zorunda kalan zavallı insanlara verilen ortak isimdi.

Toplayıcılık mesleğinin içinde avcılık, madencilik, ağaç kesiciliği, balıkçılık vb. gibi Galyndor köyünün dışında yapılan iş çeşitleri bulunuyordu.

Ayrıca hayatta kalmak için madencilik yapmak zorunda kalan Albert, her gün terkedilmiş maden ocaklarına gidiyor ve akşama kadar kazma sallayarak, karnını doyurmak için köy ile bulduğu şeyleri takas ediyordu.

"Hmp, bana bakmaya nasıl cüret edersin, pis yetim?"

Albert'in soğuk bakışını gören Ethan, böyle bir zavallının ona bu kadar iğrenç bir şekilde bakmasını rahatsız edici buldu ve herkesin içinde ona hakaret etti ve herkesin içinde onu küçük düşürdü.

Bu sırada hala sırada olan köylülerin küçümseyici bakışlarını üzerinde hisseden Albert, son derece öfkeli olmasına rağmen, yine başını eğmekten ve Ethan'a bakmayı bırakmaktan başka çaresi yoktu.

"Böylesi daha iyi, pis solucan!"

Ethan, Albert'in başını indirdiğini ve orada bulunan herkesin küçümseyici bakışlarına maruz kaldığını görünce keyfi yerine geldi ve kendisini daha üstün hissederek, ona hakaret etmekten zevk aldı.

'Bu duyguyu seviyorum, Hahaha!' diye kendi içinden düşünen Ethan, Albert'in bu sırada ne hissettiği umrunda değildi ve bu üstünlük duygusu içinde kendini mest olmuş hissetti.

Bu olayın ardından arkasını dönen ve mutlu bir şekilde oradan ayrılan Ethan'ı birkaç asker takip etti.

Geride kalan Albert ise sessiz kalmaya ve başını aşağı indirerek ayaklarına bakmaya devam etti.

'Çok zavallıyım!'

Gözlerinin kenarında biriken birkaç damlanın toprağa düşmesini izleyen Albert, yumruklarını son gücüyle sıktı ve ağlamamak için elinden geleni yaptı.

Albert, Galyndor köyünde yaşayan tek yetim değildi ve onun gibi olan birkaç arkadaşı vardı.

Ancak bu arkadaşları ondan daha şanslıydı çünkü, bu arkadaşlarının ölen ailesinden geriye kalan birkaç arazisi veya dükkanları vardı.

'Hayatım yeterince zor değilmiş gibi... NEDEN?!'

Albert, Ethan'ın neden ona karşı bu kadar düşman olduğunu ve kötü davrandığını bilmiyordu.

Tabii ki, Galyndor köyünde Albert'in ailesi gibi geride hiçbir şey bırakmadan ölen birkaç yetim kişi daha vardı ancak bu kişiler ne onun kadar küçük düşürüldü, ne de Ethan tarafından hakarete uğradı.

"Ne istiyorsun?"

Bu düşünceler içinde kendini kaybeden Albert, sıranın ne zaman ona geldiğini bile fark etmedi ve nihayet onunla konuşan bir kişinin sesini duyunca kendine geldi.

Başını kaldırıp konuşan kişiye bir bakış atan Albert, elinde tuttuğu sepeti bu kişiye gösterdi ve sessiz kaldı.

"Huh, bir bakalım neyin var?"

Albert'in sessiz kalmasına sinirlenmeyen bu adam, bu çocuğun biraz önce Ethan tarafından küçük düşürüldüğünü görmüştü ve bu zavallı çocuk için daha fazla işleri zorlaştırmak istemedi.

"İşlenmemiş birkaç bakır ve gümüş madeni. Bu çok iyi bir hasılat, genç adam. Şanslısın, bunlar sana en az 1 haftalık yiyecek takas etmen için fazlasıyla yeterli." diyen bu adam, Albert'in şansını övdü.

Daha sonra sepetini adamın vermiş olduğu yiyeceklerle dolduran Albert, hiç bir şey söylemeden arkasını döndü ve köyün varoşlarında yer alan küçük kulübesine doğru yürümeye başladı.

"Ah, zavallı çocuk."

Bu sırada Albert'in uzaklaşan sırtına bakan bu adam, onun için üzülmekten ve iç çekmekten başka bir şey yapmadı.

(Devam Edecek)
_________________________________________

Değerli Okuyucular,

Kitabımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Sizlerden geri bildirimlerinizi duymak benim için önemli. Kitabı beğendiyseniz, lütfen oy verin, yorum yapın ve kütüphanenize ekleyin. Sizlerin desteğiyle daha fazla insanın bu gizemli dünyaya adım atması mümkün olacak.

Teşekkürler ve sevgiler,
[ShadowThrone01]

Shadow Throne: Gölge TahtıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin