Bölüm 4

273 44 3
                                    




Özür diliyorum, tatilde olunca günlerim karman çorman oldu. Pazartesi bölümü yerine Bayram bölümü okuyalım :)

Herkese İyi Bayramlar!!!

***

En sonunda Saner mezun olmuş, Buse yazın çalışmaya gittiği otelde bunu öğrenmiş ve rahat bir nefes almıştı. Ne kadar sürecekti bu rahatlık hiç bilmeden sanki tümüyle hayatından çıktığını, kâbus gibi bir yılın en sonunda bittiğini düşünerek hem çalışıp hem de tatil yapmıştı.

Buse mizacı gereği hemen herkesle kaynaşabilen, herkesi dinleyebilen bir yapıya sahipti. Gittiği otelde de kendisini hemen sevdirmiş bir dahaki yaz, hatta mezuniyet için söz almıştı iş yerinden. Ankara'ya biraz daha kendini yenilemiş biri olarak gelmiş, geçmişe sünger çekmişti. Tabii insan yaşadıklarını yok sayamazdı. Hem sevgili hem arkadaş tekmesi yiyen biri hele hiç unutmazdı ama yoluna devam etmeliydi etti de. Saner hakkında bilerek konuşmuyor, konuşulduğu zaman ise tepkisizce dinliyordu. Tek dert ortağı Seda olmuştu. Aşkına yenilip arada bir Seda'ya anlatıyordu. Okuldaki son yılını her şeyi silerek, belki de buradaki arkadaşlarını bir daha göremeyeceğini düşünerek yaşamıştı. Hem derslere çalışıp hem de okul dışında elinden geldiğince dışarı çıkıp partilere katılıyordu. Evde yapılan ya da dört kız "Corvus"a gidilip dağıtılan "kızlar günü" en favori günleriydi. Corvus genellikle öğrencilerin gittiği, devamlı aynı insanların gelip gitmesi ile masaları belli olan sevimli bir pub'dı. Kızlarla orada rahatça buluşup içkilerini içip sohbet edebiliyorlardı, arada yapılan karaokeler ise apayrı bir eğlence oluyordu.

Saner mezun olmasına, askerde olmasına rağmen bir yerden hayatına giriyor, haberler alıyordu. Kayıtsız kaldığı haberleri içinde sevinçle yaşıyor sonra hiçbir şey olmamış gibi devam ediyordu. O gece ilk defa içti içti içti... Tek nedeni "Belki ağlarım da içimdeki acı akar gider," diye düşünmesiydi... Bir tek o gece itiraf etti Seda dışında Birce ve Duygu'ya "Evet ben onu seviyordum," diye.

Meşhur kızlar gününden sonra o gece orada yaşanmıştı, bir daha dile gelmemesi konuşulmuştu. Buse sanki o gece hiç olmamış içini kemiren o duyguyu en sonunda dışa vurmamış gibi hayatına geri dönmüştü. Artık mezun olmasına, diplomayı almaya tam bir ay kalmıştı. Seda ve Buse öğrencilik hayatının son sınavlarına girip yeni bir hayata yelken açıp bu şehirden kaçmak için çaba sarf ediyordu.

İki arkadaş üniversite birinci sınıfta tanışmıştu, bir anda çok sıkı dost olmuşlardı. Buse her arkadaş toplantısında takılır "Ahh Can, iyi ki o zamanlar bana Buse git şu kızla tanış dedin," der tanışmalarını anlatır kahkahalarla gülerlerdi.

Seda okulun en kaba tabiri ile "inek" denen ama güzelliğiyle de adından bahsedilen kızlarındandı. Buse ve Can daha okulun hazırlık sınıfında tanışmış ve arkadaşlıklarını sağlamlaştırmışlardı. Can bir gün gelip "Buse sana bir kız göstereceğim lütfen git onunla tanış," demiş mikroekonomi sınıfında Seda'yi işaret etmişti.

"Kim? Ay Allahım! Şu kız mı, rahibeler grubunda olan mı? Tamam dur!" diyerk hemen ayağa kalkıp Seda'ya doğru gitmişti. Amfide Can'ın "Saçmalama yaa, otur şimdi değil..." fısıltılarına aldırmadan biraz da sinir etmek için gitmişti kızın yanına.

Buse çaktırmadan arka sıralardaki arkadaşlarına bakarak Şey Seda, selam... Ben Buse. Şey diyecektim, Econ notların var mı?" dedi.

Seda şaşırmış, Buse'ye de bir şey diyememişti "Tabii... Var tabii de bu defterde işte," diye karşılık vermişti.

"Peki, ben alabilir miyim fotokopi için? Bak şurada oturuyorum" diyerek parmağı ile Can'ı göstermişti. O an arkasını dönüp Can'ın koca bedeni ile masanın altındaki halini görünce kahkahayı basmıştı.

BuselikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin