Buse
El ele içeri giriyoruz salona geldiğimizde Berk'nin yavaş adımları ile ona dönüyorum, yüz ifadesi o kadar karmaşık ki ne hissetiğini ne düşündüğünü anlamıyorum."Ne oldu?" diye sorarken heyecanla âşık olduğum gözlere bakıyorum.
"Ben burada yatarım hadi sen çık yat, bugün yoruldun."
"Ne demek burada yatarım. Berke..."
Bir anda içimdeki kelebeklerin yavaş yavaş öldüğünü hissediyorum. Ben o kadar heyecanlanırken ona sarılıp uyumayı düşlerken, o burada yatmayı düşünüyor... Bu kadar mı beni istemiyor, Tanrım şu an avazım çıktığı kadar ağlayabilirim. Yavaş adımlarla yanıma geliyor ve o yumuşacık elleri ile yüzümü avuçlarının içine alıyor.
"Busem asma hemen suratını... Ben sen rahatsız olabilirsin diye burada yatayım dedim, yoksa uzun zamandır kollarımda olman hayali ile yaşıyorum."
O eski karabasanlar yattığı yerden kalkıp geri geliyor "İyi ya o hayale bu kadar yaklaşmışken neden geri adım atıyorsun? Yoksa beni tanıdıkça..."
O güzel parmakları ile dudağıma dokunuyor "Hşşt sakın sakın... Eğer sen de istiyorsan, rahatsız olmayacaksan olmak istediğim yer senin yanın."
Bu sözleri duyar duymaz elimi ellerine uzatıyorum ve tekrar el ele tutuşarak yukarı odama çıkıyoruz. Tanrım bu adamla aynı mekân içinde olduğumda bile heyecandan ölecek gibi oluyorum şimdi yatağımı onunla paylaşmak... Benim bugün nefesim kesilmezse hiç kesilmez. İki acemi liseli âşık gibi odanın ortasında duruyoruz, öyle dikkatle odama bakıyor ki...
"Sen taşınmadan önce de bu odaya gelmiştim ama şimdi odaya ruhunu, kendini katmışsın... Burası resmen Buse diye bağırıyor."
"Bu iyi mi kötü mü şimdi?" diyorum gülümseyerek.
Ellerimi okşarken "Çok iyi hem de çok... Şey sen üzerini değiştir ben bir çocuklara bakıp geleyim," diyerek odana çıkıyor.
Berke'nin çıkması ile hızlıca üzerimi değiştiriyorum, her zaman giydiğim şortlu takımımı giyemem olmaz, sanki ilk günden hevesli gibi. Yazlık uzun bir pijama altımı ve askılı bir body seçiyorum, onun için de kardeşim giysin diye aldığım şort-tişort takımını hazırlayıp banyoya geçiyorum.
*****
Berke mışıl mışıl uyuyan iki meleğin başında yüzünde o safça gülümsemesi ile onları izliyordu. İkisi de öyle güzel uyuyorlardı ki... Biraz daha oyalanıp, iki meleği izledikten sonra Buse'nin odasına geçti, kapıyı çaldı. Içeriden ses gelmeyince tekrar çaldı. Biraz bekleyip yavaşça kapıyı araladı. Berke'nin içeri girmesi ile Buse'nin banyodan çıkması bir oldu. İkisi de üzerlerinde saçma bir gerginlik ile birbirine bakabiliyordu sadece...
Buse yatağın üzerinde duran kıyafetleri işaret etti. "Şey bunları senin için hazırladım, üzerindekilerle hayatta yatağa sokmam haberin olsun."
Berke gülümseyerek kafasını salladı "Sağ ol, ben aslında yatarken bir şey giymem ama şu an durum farklı, en iyisi banyoda üzerimi değiştireyim."
Buse kızaran yanaklarıyla "Tamam..." diye karşılık verdi ve sabit durduğu yerden bir iki adım yana çekilip Berke'ye yol verdi.
Berke'nin banyoya geçmesi ile Buse yatağın kenarına oturdu, içindeki heyecanı bastırmak için nefes alıp verdi. Birkaç dakika sonra hayatına bomba gibi düşen ve her şeyi baştan sona değiştiren bu mükemmel adamın kollarında uyuyacaktı, ama nasıl?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buselik
RomanceMerhaba, Buselik benim ilk romanım. Yıllar önce Hayal mahsulleri forum'da yazılmaya başlandı daha sonra ise Önce Kitap ve Postiga Yayınları aracılığı ile siz okurlarla kitap halinde buluştu. baskılarımızı kısa zaman da tüketen tüm okurlarımıza bura...