Buse yanında melekler gibi uyan iki masum çocuğa sevgiyle bakıp derin bir iç çekti. Berke ile birkaç saat önce nerdeyse dönülmez bir yola girmişlerdi. Adama "biraz bana zaman ver" demesine rağmen ilk fırsatta kollarına atlamıştı. Sanki meraklısı gibi durduramamıştı kendini. Zeyno Buse'yi tam zamanında aramıştı doğrusu... Nas gece yarısı uyanıp sesiyle Kaan'i da uyandırmış ve bir türlü susmamıştı. Zeyno da mecburen Buse'yi aramak zorunda kalmıştı. Buse Berke ile gittiği yoldan telefonun sesi ile geri dönerken heyecandan bir türlü telefonu bulamıyor, bir yandan da Berke ile bu duruma nasıl geldiğini düşünüyordu...
Sonunda arayanın Zeyno olduğunu görünce panikle telefona sarıldı. "Zeynooo, n'oldu? Nas mı hasta? Kaan'a mı bir şey oldu?"
Zeyno geceyarısı aradığı için çekinerek "Abla Nas uyandı ağlayıp duruyor, susturamadım. Onun sesine Kaan da uyandı." diyerek durumu anlattı.
Buse annelik rolüne hızlıca geçiş yaparak "Anladım canım... Tamam, ben oteldeyim, şey asansördeyim zaten, hemen geliyorum," diye cevap verdi.
Zeyno "Tamam abla..." derken arkadan Nas'ın ağlama sesi geliyordu.
Berke asık suratı, kırgın gözleri ile Buse'ye baktı "Bakma bana öyle Berke. Gitmem lazım..."
Berke kırgınca sessiyle "Biliyorum gitmen lazım da neden asansördeyim dedin?" diye sordu.
"Yani ne dememi bekliyordun acaba? Zeyno dur abinle neredeyse sevişecektim mi?" sinirle Berke'ye bakarken adamın gülmesine iyice sinirlendi. "Sana bana zaman ver dedim ama duruma bak bir saat geçti kollarındayım. Biraz yavaş gidelim, lütfen..." derken duvarla Berke'nin arasından sıyrılarak çıktı.
Berke aslında Buse'ye hak veriyordu ama herkese de bu kadınla beraberim diye ilan da etmek istiyordu. Anlayışla baktı sevdiği kadına "Tamam, hadi git bakalım, geleyim mi ben de?" diye sordu.
"Yok, bir şey olursa ben haber veririm sana," derken üzerini ve saçlarını düzeltti ve hızlıca kapıya doğru ilerledi. Berke'ye aceleyle iyi geceler dileyerek odadan kaçarcasına çıkıp kendini nasıl dışarı attığını bilemedi. Yaşadıkları anlar çok özel olmakla beraber ilerisi için çok da erkendi. Aralarındaki çekim nasıl oldu ise bir anda tutkuyla sanki alev almış, Buse kayıtsız sorgusuz kendini Berke'ye bırakmıştı. Bunda aldığı alkolün etkisi ne kadar vardı bilemiyordu ama tek bildiği kendisinin de o anda Berke'yi sorgusuz sualsiz istediğiydi. Gelecekte Berke ile paylaşacağı bir yaşam varsa içinde pişmanlık olmamalıydı. Yavaş adımlarla, bu sefer hayal kırıklığına uğramadan emin admlarla ilerlemeliydi.
Kafasında bu düşüncelerle odaya geldiğinde Nas ve Kaan yatağın ortasına oturmuş, Zeyno karşılarında onları uyutmaya çalışır halde buldu. Buse'yi gören çocuklar hemen ona doğru hareketlendiler. Nas'ı kucağına alıp "Noldu annecim?" derken Kaan'ın saçlarını okşayarak "Kötü rüya mı gördünüz siz? Bu uyanma neden?" diye iki çocuğuda sarıldı.
"Zeyno'cum hadi sen yan odana geç, ben ilgilenirim," diyerek Zeyno'yu dinlenmesi için yatağına yolladı. Kendi de hızla üzerini değiştirdi ve büyük yatakta iki çocuğu yanına alarak denizkızı masalını anlatmaya başladı. Çocuklar Buse'nin sakinleştirici sesiyle hızla uykuya dalarken Buse yeniden çocukların üstünü kontrol etti ve üçü birlikte uykuya daldılar.
Berke de Buse'den farklı değildi. Tek başına kaldığında önce telefonun gelmesine sinirlendi fakat ardından bu çekimin ilerde pişmanlığı da beraberinde getirceğinin de farkına vardı. O da Buse gibi emin adımlarla, güvenle adım adım ilerlemenin doğruluğuna inanarak ve telefonun tam zamanında gelmiş olmasına şükrederek kendini uykuya bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buselik
RomanceMerhaba, Buselik benim ilk romanım. Yıllar önce Hayal mahsulleri forum'da yazılmaya başlandı daha sonra ise Önce Kitap ve Postiga Yayınları aracılığı ile siz okurlarla kitap halinde buluştu. baskılarımızı kısa zaman da tüketen tüm okurlarımıza bura...