21.

15.7K 538 54
                                    

Keyifli okumalar

Gözlerimi araladım hastane odasının tavanına bakıyordum. Hafızam yavaş yavaş yerine otururken hızlıca yatakta oturur pozisyona geldim. Gözlerim bir kaç saniye küçük hastane odasında gezindi.

Kimse yoktu.

Ayakkabılarımı alalacele giyip odadan çıktım. Yoğun bakım ünitesinin olduğu yerde de kimse yoktu. Aklıma gelen bin bir türlü senaryo ile gözlerim doldu. Ceplerimi yokladım ama telefonum yanımda değildi.

"Yare uyanmışsın güzelim." Karşıdan gelen Baran ile adımlarımı ona doğru hızlıca yönelttim.
"Niye burda kimse yok? Ben ne zamandır uyuyorum Baran? Abime noldu?" Sorularımı art arda sıralarken gülümsedi sadece. Kaşlarımı çattım.

"Deniz uyandı sarışın." Ağzından çıkan üç kelimenin beni bu kadar sevindirmesi ile hastanede olduğumuzu unutup çığlık atarak kollarımı boynuna sardım ve saatler sonra üzgün olmaktan değil de mutlu olmaktan dolayı ağlamaya başladım.

"Görmeye gidelim lütfen." Omzularımdan tutup destek oldu ve ayağa kaldırdı. Ne ara yere oturmuştum onu da bilmiyordum.

Kısa bir süre sonra alındığı odaya gittik. Annem, babam, Buğlem, Ferhat abi kısacası herkes buradaydı. Gözleri yarı açık olan abim bana baktı. Dudaklarında bir gülümseme belirirken ağlamam daha da arttı ve yavaşça yatağına oturdum. Yaralarının daha çok yeni olduğunu bildiğimden onu incitmeyecek şekilde sarılmaya çalıştım.

"Uyandın." Dedim sesli bir şekilde dile getirme ihtiyacı duyarak.
"Seni bırakıp nereye gidiyorum cadı?" Bu durumda bile alay içeren sesi kıkırdamamı sağladı.

"Hastamızı yormayalım lütfen." Doktorun sert sesi ile kollarımı Deniz'den çektim ve ayağa kalktım. Adamın azarlayıcı bakışı üzerimde dolaşırken gözlerimi devirdim. Tamam belki çok sıkıştırmış olabilirdik odayı ama normaldi gayet.

Baran yanıma gelmek için adım attı fakat sonra geri gitti. Bunu dikkat çekmemek adına yaptığını anlamıştım. Gözlerimi kapatıp açtım anladığımı belirtircesine.

Herkes odayı birbir boşaltırken biz çıkmamıştık. Doktor sorarcasına bize bakarken nefesimi verdim.
"Durduğumuz yerde hastayı nasıl yorabiliriz doktor bey?" Dedim dayanamayarak. Abim serumdan dolayı olsa gerek uyumuştu bile çoktan.

"Siz de doktorsunuz sanırım bu kadar bilmiş bilmiş konuştuğunuza göre?" Şaşkınlıkla kaşlarım çatıldı. Normalde hiçbir şekilde böyle bir atarlanma göstermezdim. Sağlık çalışanları ve polislere saygım hep incedir. Ama bazıları rütbelerinden dolayı böyle tavırlar gösterince kendimi frenleyemiyordum.

"Üslubuna dikkat et...bence." diyerek sakince konuştu Baran. Abimin uyduğunu görünce elini belime koyup yanına çekmişti. Doktor hafifçe güldü ve ağır ağır kafasını sallayarak odadan çıktı.
Cidden tuhaftı.

"Pezevenk." Ağzının içinden dediği şey ile sırıttım. Abim artık kendine geldiği için hayat enerjim yerine gelmiş gibiydi. İçimden şükrettim ve kollarımı Baran'a sardım. Neredeyse sarılı halde odadan çıkacakken dışarıdakilerin varlığını hatırlayınca bedenimi ondan ayırdım.

Baran bunu beklemiyor olacak ki bana baktı. "Annemler." Diyerek dudaklarımı birbirine bastırdım. Oflayarak kafasını salladı.

Odadan çıktığımızda herkesin yüzünde bir gülümseme vardı. Gözlerim bu görüntüye dolu dolu olmuştu. 
Hepimiz bir yandan da bu bir kaç gün içinde fena şekilde yorulmuştuk. Gözlerim annemlerin yanında ki sarışına takılmıştı. Şuan en kafası karmaşık, suçlu hisseden o olmalıydı.

"Gaye?" Diyerek kollarımı yavaşça ona sardım. Doktorun dediğine göre kurşunları hep sıyırarak geçmiş. O da bana sarılırken gözlerimi kapattım. Kendimi onun yerine koymaya çalışıyordum ve sadece gözlerim doluyordu. Kimsesizlik hissini hiçbir zamam tatmamıştım ama o dibine kadar yaşıyordu belki de.

"Ben her şey için özür dilerim." Dedi ağlayarak. Herkes sessizliğe bürünürken geri çekildim.
"Senin özür dilemeni gerektirecek bir şey yok." Dedim samimiyetle.

"Kendini suçlu hissetme güzel kızım." Dedi annem Gaye'yi kollarının arasına alırken. Bu görüntüye gülümsedim ve arkamda ki duvara yasladım. Banyo alıp uzanmak istiyordum bir an önce. Ama abimi de bırakıp gitmek istemiyordum.

"Baran oğlum sen Yare'yi eve bırakır mısın?" Babamın konuşması ile ona baktım. Baran babamı onaylarken duvardan sırtımı ayırdım.
"Ama siz ne yapacaksınız ya tekrar gelirlerse?" Dedim korkuyla. Babam alnımı öptü ve kafasını sağa sola salladı.

"Neredeyse yakalanmak üzereler birtanem. Herkes evlere dağılsın hepimiz çok yorulduk. Hadi gençler." Bulem, Ferhat abi, Serkan abi ve Yeliz hepsi aynı arabada gidecekleri için ilk onlarla vedalaştık. Hepsi kalkıp buraya gelmişlerdi.

"Biz de gidelim o zaman." Dedi Baran. Annemlerle vedalaşıp birlikte yürümeye başladık.

Sessizce arabaya bindik. Kemerimi takarken üzerimde bir durgunluk gelmişti. İyice sinirlerim bozulmuştu.
"Yare?" Baran'ın sesi ile ona baktım.
"Efendim?" Dedim gözlerim dolu dolu. Kemerimi çıkarttı ve belimden tutup yan bir şekilde kucağına oturttu. Gözyaşlarım akmaya başlarken hıçkırdım. Sinirlerim boşalıyordu sanırım.

"Ağla güzelim rahatla." Dedi saçımı okşarken. Elim göğsünde daireler çizerken diğer eli de belimi sıkı sıkı sarmıştı.
Kafamı kaldırıp beni izleyen yüze baktım.

"İyi misin biraz daha?" Onaylar anlamdan kafamı salladım. Dudağıma art arda öpücükler bıraktı. Onu özlemiştim, beni öpmesini. Geri çekilirken bu sefer dudaklarımızı birleştiren ben olmuştum.
İncitmek istemezcesine yavaş yavaş öpüyordu. Elimi ensesine koyup kendime bastırınca inleyerek hızlandı.

Eli belimi sıkıp kendine bastırınca inleyerek üst dudağını ısırdım.
"Dudakların benim nefesim sarışın." Dedi alnını alnıma yaslayıp. Kalbim hızlıca atarken gözlerimi kapattım.

"Seni çok seviyorum Baran." Dedim dudaklarına öpücük kondururken.

.
.
.
.
Hello, uzun zamandır uğrayamadım buralara nasılsınız?

11 Bin olmuşuzz bu aradaa♡

SARIŞIN / YARI TEXTİNG / TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin