37.

9.9K 362 33
                                    

Keyifli Okumalar ♡

Sıkıntıyla dersten çıktım. Zaten ingilizceydi ve benim bu konuda sıkıntım yoktu. Hala niye bu dersi gördüğümüzü sorguluyordum.
Kol çantamı omzuma geçirip çimenlere oturdum. Babamla mevzuyu konuşmamızın üzerinden bir hafta geçmişti ve bir haftadır evde soğuk bir rüzgar esiyordu.

Daha önce babamla hiç böyle olmadığım için aşırı zoruma gidiyordu. Akşamları evde olmak zorunda kalıyordum çünkü babam Baran'ın yanına gideceğimi düşünüyordu. Ama zaten Baran'ın başında bir sürü iş vardı.
Deniz dün gece yanıma gelip artık ağlamamam konusunda nutuk çekmişti ama nafileydi. Bir şekilde ağlıyordum istemsizce.

Ev resmen ikiye ayrılmıştı. Gaye ve Deniz heyecanlılardı çünkü düğün yapacaklardı. Evet Ocak ayının ortasında düğün yapacaklardı. Yaklaşık iki hafta falan vardı ve apar topar bize ait olan eve yerleşmeye çalışıyorlardı. Açıkçası baya şaşırmıştım haberi duyunca. Ayriyetten benim için düğün yazın olurdu ama abimler fazla sabırsızlardı.

Biraz hızlı yaşıyorlar gibime geliyordu ama mutlularsa sıkıntı yoktu ne de olsa.

Havalar artık soğuyordu. Üzerime giydiğim monta rağmen hafif bir üşüme vardı ama kafeteryaya gitmek de istemiyordum.

Arkamdan boynuma dolanan kollar ile şaşkınlıkla başımı çevirdim. Gördüğüm yüz ile ayağa kalktım ve sevinçle kollarımı ona sardım. Sanki aklımı okumuştu da gelmişti. Kollarını sıkı sıkı belime doladı ve kafasını boynuma gömdü.
"Baran iyi ki geldin ya." Gözlerimi kapattım ve kokusunu içime çektim. Bir insanın kokusu sizin için nefes olabiliyordu ve bilirsiniz insan nefessiz yaşaması zordu.

"Sarışın'ımı çok özledim." Dudaklarıma kısa bir öpücük bıraktı ve ardından yüzümün her yerini öptü. Kıkırdadım ve az önce ki öpücüğü yetmeyince tekrar dudaklarımızı birleştirdim. Açıkçası etrafımız da ki insanlar pek önemli değildi, çünkü her gün bizden daha ileri hareketlerde bulunan çiftleri görüyordum.

Dudağımı ısırarak geri çekildi. "Bize gidiyoruz, güzel bir Sarışın'a yemek borcum vardı." Gözlerim ışıldadı ve kafamı salladım. Baran'ın yemeklerini özlemiştim, ben ne kadar yemek konusunda beceriksizsem o o kadar yetenekliydi.

İlk önce durağımız market olmuştu, açıkçası ne yapacağımızı bilmiyorduk ama bir şeyler alacağımızı söylemişti Baran. Bir tane araba aldı ve çenesi ile arabayı işaret etti. "Yok daha neler." Diyerek güldüm. Arabaya binememi istediğinin farkındaydım ama görevlilerin tepkisini düşünemiyorum. On dokuz yaşındayım neredeyse canım ben. Koskoca kız.

"Ben bindiririm seni ama." Koltuk altlarımdan kavradı ve sanki çuval kaldırıyormuş gibi arabaya bindirdi. Çığlık atmamak için elimle ağzımı kapattım. Ayaklarımın sığmayan kısmı dışarı taşıyordu ve şuan çok komik bir haldeydim. Bedenimi arabaya oturtup yüzüme eğildi ve dudaklarıma öpücük bıraktı.

"Ben varya sana çok pis aşığım." Beklemediğim sözü karşısında yutkundum. Sanırım bizim ilişkimizi en çok güçlendiren şeylerden birisi de araya giren günler ayrılıklardı. Tabi ki ayrılıklarımız fazla uzun değildi ama yine de birbirimizin kıymetini anlamak için yeterliydi.

Çünkü birisinin değerini en çok o yanında yokken anlardınız.

"Bende sana çok aşığım onu ne yapacağız?" Ben söylerken o çoktan arkama geçmiş ve arabayı sürmeye başlamıştı. İlk durağımız abur cubur reyonu olmuştu. Evet yemek yapacaktık falan biz..

"Sen hep kollarını bana sar yeter Sarışın'ım." Ağzım kulaklarıma varana dek gülümsedim ve sevdiğim şeyleri almaya başladım.
"Bunların hepsini sana yedirmeyeceğimi biliyorsun dimi, sonra karnın ağrıyor." Ben umursamayarak omuz silktim ve milka paketini de kucağıma koydum. Evet dediği doğruydu, geçen yıl doğum günümde birisinden bir kutu çikolata hediye gelmişti.

SARIŞIN / YARI TEXTİNG / TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin