SARIŞIN / YARI TEXTİNG / TAMAMLANDI

34.

Keyifli Okumalar♡

Gözlerimi zorlukla araladım. Esneyerek üzerimde ki kalın yorganı attım. Hava çok sıcaktı ve bu yorganın üzerimde ne işi vardı? Tahta tavan ile kaşlarımı çattım. En son araba da uyuyordum, demek o kadar derin uyumuştum ki hiçbir şeyi duymamıştım.
Yanımda duran telefonu elime aldım.

08.38

Ayaklarımı oldukça yüksek yatakta sallandırdım. Baya ilginçti bu kadar yüksek olması. Tahta tavanı takip eden duvarlar vardı. Olduğum oda misafir odası olduğunu belli ediyordu. Ayağa kalktım fakat ne yapacağımı bilmiyordum çünkü Baran yanımda yoktu ve mutfaktan sesler geliyordu. Utanma hissim yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyordu.
Alt dudağımı ısırdım ve yeni fark ettiğim üzerimde ki sweete baktım. Duvarda asılı olan kenardan çatlamış aynaya baktım. Siyah oldukça boldu, büyük bir ihtimalle Baran'ındı. Sanırım gece hava soğuk olmuştu.

Kapıyı yavaşça araladım fakat kapı hiç de bana yardımcı olamayacak derece de bir ses çıkartarak gıcırdamıştı. Tek gözümü kırptım.
O sıra çaprazımda kalan kapısı açık odadan yaşlı bir kadın çıktı. Baran'ın babanesi.

Aferin Yare, çok zekisin..

Ellerini beline koydu ve baştan aşağı beni süzdü. Gülümseyerek babaneye baktım. Yüzünde Baran'ı andıran bir şeyler yakalamaya çalıştım ama hiç benzemiyorlardı.
"Oy uyandın mı kuzum gel bakayım." Ona doğru ilerledim ve uzattığı elini öptüm.

"Merhaba efendim." Ne diyeceğimi bilemediğim için saçma sapan bir şekilde hitap etmiştim. "Efendim mi komik kız seni, babane babane." Diyerek saçlarıma getirdi elini ve yavaşça iki defa vurdu. Pamuk gibi bir kadındı.
"Merhaba babane o zaman." Dedim tekrardan. Güldü ve kafasını salladı. "Ha şöyle, hoşgeldin güzel kızım. Neydi senin ismin Sarışın mı? Baran öyle bir şeyler diyordu." Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Büyük bir ihtimalle Baran bana seslenirken duymuştu.

"İsmim Yare." Biraz tanışma faslından sonra mutfağa girmiştik. Bana patates soyma görevi vermişti fakat yaklaşık iki dakikadır patatesle bakışıyordum.  Ben patates soymayı beceremezdik ki. Dudağımı ısırdım ve üzerimde ki sweeti çıkarttım. Terlemiştim ya da daha çok şuan ecel terleri döküyordum.

Fazlası ile kötü bir imaj bırakacaktım anlaşılan. Babane soğanları kesmeyi bırakıp bana baktı. Gözleri ilk cropuma değdi ve başını yana eğdi, sonra da diğer yana eğdi. Bende onla birlikte başımı yana eğdim.
"Ha bunun yarısı nerde? Neyse niye soymuyorsun bakayım sen patatesleri?" Konudan konuya atlaması ile afallayarak baktım. Şuan nasıl davranacağımı şaşırmıştım ve ne yapacağımı bilmiyordum.

"Şey ben doğrasam olur mu, kalın soyuyorum da." Beni onayladı ve patatesleri soymaya başladı. Baran ne zaman uyanırdı acaba, çünkü şuan kendimi fazlasıyla garip hissediyordum.
"Baran sonunda yangınını söylemiş sana."

"Nasıl?" Dedim soyduğu patatesleri doğramaya başlarken.
"Aşıktı ya işte sana onu diyorum, sonunda söylemiş çok aşık sana bu oğlan. Gerçi sen de kuru kızsın, ha bakayım yok totonda." Gözlerimi büyüterek babaneye baktım. Konuşurken totoma bakmış ve kaşlarını kaldırmıştı. Yüzüne baktığım da gülümsediğini gördüm.

"Babane Sarışınımı zora sokuyorsun." Baran'ın uykucu sesi ile ikimiz de ona baktık. Saçları uykudan kalktığı için dağılmıştı ve çok tatlı duruyordu. Bir yandan da elini ensesine atmış kapı pervazına yaslanmıştı.

"Baran bu kızın hiçbir şeyi de yok beğenmedim ben." Gözlerimi sonuna kadar açarak babaneye baktım. Ben biraz daha arkasında olduğum için beni görmüyordu. Baran kahkaha attı ve eli ile yüzünü kapattı.
"Selda hatun sana da beğendiremiyoruz ama." Dedi yalandan sitemle. Ben ise babanenin dediklerini algılmaya çalışıyordum. Gerçekten beğenmemiş miydi beni?