*8*

1.3K 150 25
                                    


Anlamını çözemiyordu ancak masaya oturduğu andan beri sıkılıyordu. Aslan'la buluşmak için aylarca beklemişti ve şimdi o fırsat ayağına gelmişti ancak karşılıklı aynı masaya oturdukları andan itibaren onunla konuşmak için kendini hevesli hissetmiyordu. Haftalar öncesinden ona sormak istediği soruların hiçbirini sormuyordu. Belki de tüm gün Hande ile gezdiği için yorgundu. Evet, kesinlikle neden bu olabilirdi.

Hande'nin ismini zihninden geçirmesiyle gözlerinin önünde beliren gülümseyen yüzü dudaklarına tebessümün konmasını sağladı.

"Sonunda gülümsedin."

Dalgın bakışlarını tabağından Aslan'ın yüzünü kaydırdığında kibarca kafasını sallayarak onu gülümseten gerçeğin ne olduğunu flörtüyle paylaşmadı.

"İstiridye sever misin?"

Galiba bu gece Hande Baladın'ı anma gecesi olacaktı.

Yeniden yüzüne tebessüm yerleştiğinde omuzlarını silkerek dürüst bir şekilde cevapladı.

"Handanım çok sever. Beni de yemeye o alıştırdı, eskiden tiksinirdim."

"Hmm," dedi Aslan ve yüzündeki gülüş anlaşılır bir şekilde solarak yerini ciddi bir ifadeye bıraktı.

"Onunla çok yakınsınız değil mi?"

Zehra, gülümseyerek başını salladı. En güzel anları, özellikle de bu sabah yaşadıkları tüm maceraları film şeridi gibi gözlerinin önünden geçip giderken dudakları iyice gerilerek beyaz dişlerini ortaya çıkardı.

"Bazen iki farklı bedeni paylaşan aynı ruhlar olduğumuzu düşünüyorum."

"O kadar değerli senin için."

Bu bir soru değildi, varsayımdı ve Zehra bunu cevaplamak istemedi. Onun yerine içinde yaranan boşluğun dakikalardır canını sıkan tek şey olduğunu fark etti. Hande'yi özlemişti, bu yüzden burada Aslan'la otururken bu kadar sıkılıyordu.

Parmağı telefonunun ekranına kayarken Aslan'a fark ettirmeden telefonun ekranına dokunup ışığını açtı. Saat 23:00'a varmak üzereydi. İki saatten fazladır aynı mekanda oturdukları için artık sıkılmaya başlamıştı.

Acaba Hande şu anda ne yapıyordu?

Kafasından bu düşünce geçerken Aslan, masanın diğer ucundan elini uzatarak elini tuttu. Zehra, düşüncelerinden sıyrılıp genç adama baktığında onu izleyen kahvelerin heyecanla parladığını fark etti.

"Zehra, uzun zamandır bu anı bekliyordum."

Aslan, bakışlarını gözlerinden çekmiyordu. Yüzündeki heyecanı Zehra'nın yanaklarının utançtan kızarması için yeterliydi.

"Benim için fazlasıyla değerlisin. Uzun süredir kimsenin yanında senin yanında olduğum kadar mutlu ve heyecanlı hissetmiyordum. Sen benim için herkesten daha farklı olmayı, beni etkilemeyi başaran tek kadınsın. Uzun bir süre hatta devam ederse, benden bıkmazsan her zaman yanımda olmanı isterim."

Bir an konuşmayı bırakıp gülümsediğinde Zehra da gülümseyerek avucunun arasındaki eli sıktı. İlk defa bir erkek onun için bu denli içten sözler söylüyordu ve her kadın gibi o da bu durumdan etkilenmişti.

"Benimle evlenir misin demeyi her şeyden çok isterdim ama sanırım ondan önce benimle sevgili olup olmayacağını sormam gerek."

Aslan'ın yüzündeki gülüş sırıtışa dönüştü. Diğer elini de uzatıp Zehra'nın boşta kalan elini tuttu.

"Benimle çıkar mısın?"

Bu soru karşısında afallamamıştı. Aslında uzun zamandır Aslan'ın onunla ilgilendiğini fark ediyordu ancak yine de karşısındaki adamın ona karşı olan duygularının bu denli yoğun olduğunu düşünmemişti.

"Sanırım teklifimi kabul etmek niyetinde değilsin."

Aslan alayla ona sataştığında Zehra kıkırdayarak, "İsterim," dedi. "Bu kadar güzel konuşmasını bilen anlayışlı bir erkekle çıkmak isterdim."

Mutlu hissetmiyordu. Eski heyecanı bir yerlere kaybolmuş gibiydi. Sanki karşısındaki kişi hayran olduğu Aslan değil de bir başkasıydı. Kafası karmakarışıktı. Bir sürü kapısı olan odalardan ibaret perili bir malikanenin içinde kaybolmuş gibi hissediyordu. Korkuyordu hafiften, ya da bu hissettiği karmaşıklık tamamen düşüncelerinin dağınık olmasından kaynaklı bir tedirginlikti.

Yine de bildiği tek şey şu an için Hande'ye ihtiyacı olduğu gerçeğiydi. Onunla konuşmaya, her zaman olduğu gibi onun yine onu bu sıkıntısından çekip çıkarmasına, kafasındaki karmakarışıklığı çözmesine ihtiyacı vardı.

"Yarın erkenden antrenmanım var," dedi, aslında öyle olmadığını bilse de. İçindeki garip ve yersiz tedirginlikle daha fazla Aslan'ın yanında oturmak istemiyordu.

Restorandan ayrıldıklarında saat on ikiye gelmek üzereydi. Otelleri hemen restoranın yakınlığındaki caddedeydi. Zehra, Aslan'la vedalaşıp otele girdiğinde bile içindeki huzursuzluk büyümeye devam ediyordu.

Lobiden geçip asansöre binmek üzereyken lobideki tanıdık silueti fark etmesi uzun sürmedi. Hande Baladın, şöminenin yanındaki koltukta oturmuş dalgın bir şekilde şömineyi izliyordu.

Zehra'nın yüzündeki tedirginlik onu fark ettiği an anında dağıldı, dudaklarına hafif bir tebessüm konarken artık daha rahat nefes aldığını hissetti. Ancak yine de tamamen huzurlu hissetmesi için ona sarılmaya ihtiyacı vardı. Bu yüzden de hızlı adımlarla takım arkadaşının oturduğu koltuğa doğru yürüdü.

"Baladınım, neden uyumuyorsun?"

Hande, sesiyle yüzünü ona döndüğünde Zehra uyarmadan önüne geçerek kollarını sırtına sardı. Yüzünü koltukta oturmaya devam eden genç kızın boynuna göndüğünde içindeki huzursuzluğun tamamen geçtiğini hissetti.

"Bana ne yaptığınla ilgili hiçbir fikrim yok ama bu sarılmaya kesinlikle ihtiyacım vardı."

"Hayırlı olsun," dedi Hande, soğuk bir şekilde ve Zehra genç kızın ona sarılmadığını ancak o an fark etti.

"Ne için?"

Soruyu sorarken doğrularak beraberinde kaşlarını da çattı. Yüzünde kaybolmuş, şaşkın bir ifade vardı. Ancak Hande buna rağmen susmaya devam ediyordu. İçindeki tedirginlik aralarına buz gibi bir mesafe girdiği anda yeniden aralarına bir duvar gibi örülerek Zehra'nın nefes almasını engelledi.

"Neler oluyor Hande?" diye sordu telaşla. Hande ise cevap vermek yerine sessiz bir şekilde ayağa kalkarak elini hafif bir şekilde omuzuna bıraktı ve daha avucunun ısısını teninde hissetmeye fırsat bulamadan elini tekrar geri çekerek, "Yorgunum," dedi. "Bugün çok dolaştık. Uyuyacağım Zehra, iyi geceler."

Lobiden ayrılarak peşinde dalgın, şaşkın ve kafası daha da karışmış olan bir Zehra Güneş bıraktı.

Tamam beni delirten Hande Baladın faslına geçiş yaptık. Bu hikayede Hande'yi benden hiç okumadığınız kadar farklı bir karakterde okuyacağınızı söylemiştim. Haydi bakalım bismillah diyelim o bölümlere geçiş yapıyoruz. Alın elinize balta, küreğinizi Baladın'ı her bölüm biraz daha dövmek isteyeceğiz çünkü 😂

NKBİ ~ gxg | hanzehHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin