Merhaba arkadaşlar nasılsınız, umarım iyisinizdir he he he :) nerdesin sen yazar boş ver hoş beşi de bölüm neden bu kadar geç geldi dediğinizi duyar gibiyim 😂 Uzun zaman oldu haklısınız ama biraz zor bir dönemden geçtim diyelim✨ Her şey yoluna girmeye başlarken ben de yavaştan yarım bıraktığım işlerime yoğunlaşmaya başlayayım dedim...
Keyifli okumalar❣️
•••Hala tam olarak kendinde değildi. Odada bir süre daha oturduktan sonra ayaklarının dibinde yere çömelerek oturan Ayça Aslan'ın çıkışta onu beklediğini, onu eve götürmesi için bilerek çağırdığını anlatmaya çalışıyordu.
Zehra, normal ruh halinde olsa kesinlikle Ayça'ya çıkışır ve Aslan'ı neden böyle işlere alet ettiğine, onu buraya çağırdığına kızardı ancak bugün o günlerden biri değildi. Ağzını açacak takati yoktu. Gözyaşlarının kuruduğu ve yüzeyini sertleştirdiği yanağından akmaya devam eden sıcak gözyaşlarının ona sağladığı bulanık görüşüyle kirpiklerini kaldırıp Ayça'ya baktı. Ve hiçbir şey söylemeden ayağa kalkarak kapıya doğru yürüdü.
Bir anda karmaşık bir buhranda sürüklenircesine onlarca duyguyu aynı anda hissettiği için şu an tüm hisleri geçici bir süreliğine yok olmuş gibiydi. Alışkanlık edinmiş gibi hâlâ ağlamaya devam etse de gözyaşları yanağından süzülürken yüzünün genel ifadesi donuktu.
Bir robottan farksız bir şekilde ayaklarını koridorda sürükleyerek asansöre binip, yine aynı yavaş adımlarla açık olan otoparka yürüdü. Avlanmak istemeyen ruhsuz bir zombi gibi öylesine başıboş bir şekilde arabasına doğru yürürken bir anda elindeki çantayı bagajına koymak isteyen Hande'yle dip dibe geldi. Dakikalardır hissiz ve yavaş olan adımları bir anda keskin bir şekilde dururken yüzündeki ifade değişmedi.
Hande'nin yüzünde derin bir üzüntü apaçık bir şekilde kendini ön plana çıkarsa bile Zehra bununla ilgilenmiyordu. Şu an değil, birkaç gün öncesinde hayatının aşkını bulduğuna inandığı kadın şimdi en son görmek isteyeceği kişi bile değildi...
"İyi misin?"
Aslan'ın sesi Hande'nin arkasından duyulduğunda Hande'nin gözlerindeki keder bir anda yerini tıpkı Zehra'nın gözlerindeki gibi kayıtsız bir ifadeye bıraktı. Ama özünde bu durum acısını gizleyen aptal bir kamuflajdan başka bir şey değildi.
Zehra, hiç kıpırdamadı. Gözlerini bile Aslan ona tamamen yakınlaşıp avucunu koluna sarmadan önce kırpmadı.
"İyi misin?"
Aslan, bir kez daha sorusunu tekrarladı. Zehra ise cevabında sadece kafasını sessizce sallayarak bakışlarını nihayet Hande'nin yüzünden çekip tekrar yürümeye devam etti.
Yanından geçerken omuzu neredeyse Hande'nin omuzuna sürtündü ama bu sefer hiçbir şey hissetmedi. Derin bir boşluk dışında hiçbir şey...
——
Hiçbir yarışmanın ardından herhangi bir spor salonunun otoparkında bu kadar beklediğini hatırlamıyordu. Arabasına oturduğundan beri ön cam sileceklerini çalıştırıp durgun bir şekilde Zehra'nın yerinden ayrıldığı aracının bıraktığı boşluğa bakıyordu. Aslan'la gitmişti. Hâlâ onunlaydı. Sırf ona ilgi vermiyor diye ona kızıyordu ama neden ilgisiz yaklaştığını hiç sorgulamıyordu. Nişanlanacağını öğrendiğinde buna üzülmüştü evet ancak bu üzüntü Hande'nin beklediği gibi bir üzüntü değildi. Herkesten sonra ona söylediği için kendisine kızgındı belli ki. Belki de her şey için artık çok geç kalmıştı. Tüm duygularını unutup onunla sadece takım arkadaşı olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NKBİ ~ gxg | hanzeh
Literatura KobiecaSöyle bana kalbim neden böyle yanıyor Senin yüzünü görünce?