Drunk on You ~ Yoonkook

26. 'Cause baby

İyi okumalar...

"Yeni keşif Jungkook'un ilk albümü için hazırlıklar sürüyor. 22 yaşındaki şarkıcının, çıkışında büyük isimlerle çalıştığı konuşuluyor. Henüz çıkış promosu belirsiz olmakla beraber daha önce eğitim için gittiği Amerika'dan çıkış performansında onu desteklemeye kimlerin geleceği ise merak konusu." Gözlerini devirdi bir spiker edasıyla haberi okuyan arkadaşına.

"Bu kaçıncı oluyor?" Yugyeom bakışlarını yukarı dikerken parmaklarını hareket ettirdi.

"Beş sanırım. En azından benim gördüğüm beşinci haber." Diğerinin omuz silkmesine kaşlarını kaldırdı. "Kardeşim ünlüsün, neyi umursamıyorsun acaba lan?"

"Ne yapmamı bekliyorsun ki? Albüm çıkarıyorum, bu kadar ilgi görmeyi beklemiyordum ama ilgi üzerimde olsun diye de ölmüyorum yani." Yugyeom ona yarısına dek doldurduğu bardağı uzatırken anlayışla başını sallamıştı.

"Sen de haklısın. Ama biraz heyecan bekliyordum senden doğrusu. Yani sence de biraz fazla sakin karşılamıyor musun bu olayı? Müzik dünyası seni konuşuyor." Sodayı bir dikişte içerken iri yapılı çocuğu şaşırtmıştı Jungkook. Tadını normalde pek sevmezdi zira.

"Müzik dünyası senelerdir Yoongi'yi de konuşuyor ama adamın tek bir habere heyecanlandığını görmedim. Bu işin havası burada, anlasana." Bir kahkaha patlattı barmen çocuk.

"Lan Yoongi neye heyecanlanıyor zaten? Karşılaştırdığın şeye bak ya. Adam kapı duvar, bilmem farkında mısın? Hala her karşılaşmamızda ters yapıyor bana." Jungkook yanağını eline yaslarken bar tezgahına yaslandı.

"Harbi mi? Hala alışamadınız mı birbirinize? Ya seni kıskanacağı bir şey de yok ki ortada, neden anlaşamıyorsunuz siz?" Çenesini dikleştirdi ardından. "Anlaşın, ben karışmam."

"Emredersin komutanım. Sanki o kadar kolay insanlarla anlaşmak, söylediğin şeye bak." Ellerini açıp çevresini gösterdi dövmeli olan.

"Barın var lan, herkesle anlaşamayan birinin neden barı olur? Buraya her çeşit insan geliyor, anlaşamadığını kapıdan mı kovuyorsun sen? Batarsın bak böyle."

Yugyeom bir barının olması fikrine hala alışamamıştı, bu yüzdendir ki Jungkook bu cümleleri kurduğunda bir anlığına afalladı. Patronu onun büyük eforlarla sürdürdüğü çalışma temposunu görmezden gelmemiş, zaten emekli olmayı planladığı bar işletmeciliğinden hissenin bir kısmını Yugyeom'a cüzi bir fiyata satarak uzaklaşmıştı. Bar üzerinde hala söz sahibiydi adam. Gelirin bir kısmı da ona gidiyordu ancak barın işletmesi tamamen Yugyeom'un üzerindeydi artık. Barmen iken bir anda müdür olması gerçeği onu hala şaşırtıyordu.

"Benim onunla bir sorunum yok." dedi sadece. Jungkook'sa bu konuyu daha fazla üstelemedi. Yoongi'nin kolay biri olmadığını kendisi de gayet iyi biliyordu.

"Neyse, ben kaçıyorum." Bir süre daha devam eden sıradan muhabbetlerinin ve bir bardak daha sodanın ardından Jungkook'un kurduğu cümle buydu. "Joon hyungun oraya uğramam lazım. Konuşuruz yine."

"Dur ya, oturuyorduk işte. Niye gidiyorsun ki?" Kapıyı işaret etti çocuk ancak yalnızca çıkması gerektiğini pekiştiren bir hareketti bu.

"Jimin'le buluşacağız orada. Gelmiştir çoktan, beklemesin şimdi." Yugyeom omzundan tutunca şaşırdı.

"Nasılsa yabancı bir yerde beklemiyor Kook, biraz daha otur. Amerika'da zaten onlarlaydın lan, bana zaman ayırsana azıcık." Jungkook güldü.

"Oğlum, kıskançlık mı yapıyorsun? Yoongi seni sevmemekte haklı mı yoksa lan? Aşık mısın bana köpek?" Yüzünü hüzünlü bir ifadeye soktu Yugyeom.