10. Well, I hope I was your favorite crime

357 38 19
                                    

İyi okumalar...


"Uyan artık." Yatak odasının kapısında dikilen bedene baktı Jungkook. Gözlerini aydınlığa alıştırmaya çalışırken kısmıştı.

"Biraz daha yatsam olmaz mı?" Yoongi elindeki kupayı dudaklarına götürmeden önce homurdandı.

"Oradan bakınca burası tatil köyüne mi benziyor Jeon? Kaldır kıçını, daha barı açacağız." Örtüyü tekmeleyerek üstünden atarken öfkeyle konuşmuştu diğeri.

"Bir bok varmış gibi bu hafta barı biz açarız Namjoon demeseydin şu an tatil yapıyorduk zaten." Koridoru geçip küçük salona doğru yöneldi. Bedenini bu sefer koltuğa bırakınca Yoongi'nin sabrının sonuna gelmişlerdi.

"Ya siktir git yüzünü yıka, üstünü falan giy. Bara gideceğiz diyorum. Duymuyor musun beni?" Jungkook altındaki boxerı gösterdi.

"Bunun bile üzerimde olmaması için yalvaran kaç kişi var, biliyor musun sen?" Aldığı yanıt sözlü değildi, Yoongi ona en yakınında bulduğu plastik spatulayı fırlatmıştı. Jungkook omzuna çarpan mutfak aletiyle canı acımış gibi öne eğildi. "Ya ne atıyorsun ruh hastası?"

"Jungkook bak kaç gündür sinirimi sikiyorsun zaten, git giyin. Bağırttırma beni." Odaya yönelmesini umduğu çocuk ona yaklaştı. Belinden sıkıca kavrayıp yanağını sert bir şekilde ısırdığında Yoongi'nin bu sefer elleri dövmüştü onu. İtileceğini bile bile yaptığı bu hareketin sonrasında omuz silkti ve odaya yöneldi.

"Senin sinirini ben değil kuzenin sikmiş canım. Her bokta beni suçluyorsun."

Yoongi çatık kaşlarıyla baktı onun arkasından. Çenesini tutabilirdi, Jungkook'un hiçbir şeyden haberi yoktu çünkü. Ona Jimin'in hastalığını anlatmamıştı. Durumun ciddiyetinden doğru düzgün haberi yoktu, muhtemelen Jimin'in yalnızca depresif bir süreçten geçtiğini düşünüyordu. Bunun Jimin'in hayatının bir parçası olduğunu, ilaçlarla hastalığı dizginlediğini ve ilaç almazsa her şeyin bir kabusa dönüşmesinin tahmin edemeyeceği kadar hızlı gerçekleşeceğini bilmiyordu Jungkook. Anlatmaktan kaçtığı için değildi. Öncesinde ikisinin de birbirleri hakkında bilgi sahibi olması gerekmiyordu. Jimin artık Taehyung'un hayatının önemli bir parçasıydı ama Yoongi başlarda o ilişkiye de kendi ilişkilerinin biraz fazlası kadar şans vermişti. Jungkook'la bu evreye gelebileceklerine dair bir fikri yoktu. Onun evinde uyuyacağını, gece kollarını kendisine saracağını ve uyumadan önce kelebek öpücükleriyle onu mayıştıracağını hiç aklından geçirmemişti. Çocuk onun için ders alması gereken şımarığın tekiydi, şimdi nasıl dolabının iki bölmesini ona ayırmıştı bilmiyordu. Birdenbire gelişmişti hepsi. Ve giyinip koridora yeniden çıkan Jeon Jungkook, Park Jimin'in mental sağlığından bihaberken kulağına ulaşan ağır birkaç cümleye hazırlıksız yakalandı.

"Bir kez daha Jimin hakkında bu şekilde konuşursan senin ağzına sıçarım Jeon! Sen kim olduğunu sanıyorsun ya? İki evimizde kalmana izin verdik diye hayatıma mı karışır oldun? Kim verdi sana bu hakkı? Sikik herife bak!" Duraksadı, başını kaldırıp ona baktığında Yoongi'nin öfkesi hala dinmemişti ama Jungkook araya girebildi.

"Sikik herif mi? Bu muyum ben senin için? Evinde kalmasına izin verdiğin sikik bir herif mi?" Tuzaktı, tuzak olduğunu bile bile adım atmaktan gocunmadı yeşil saçlı.

"Evet, sikik herifin tekisin. Ben o gece gelmemiş olsam iki kızı aynı anda sikip ortada bırakacak kadar sikiksin üstelik. Onlardan biri bir de sana aşıkmış. İnsanların duygularıyla oynamak senin için çocuk oyuncağından da öte, değil mi?" Jungkook burnundan soludu, öfkelenmemek için kendini oldukça kasıyordu. Ağzının içinde mırıldandı.

Drunk on You ~ YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin