05. Doe-eyed as you buried me

433 43 8
                                    

İyi okumalar...


"Taehyung ne zaman gelecek bara?" Pizzadan büyük bir ısırık alıp konuştu Jungkook.

"Gelir birazdan ya, eve uğrayacaktı." Seokjin meraklı bir yüz ifadesiyle karşısına oturunca yemeğini daha hızlı bitirme çabasına girdi. Zira şu an burada olmayan arkadaşı adına ifade vermek üzereydi.

"Şu sarı saçlı çocukla baya çıkıyorlar herhalde, değil mi?" Başıyla onayladı yalnızca. "Bogum ne oldu?"

"Bir şey olmadı işte. Zaten çıkmıyorlardı." Seokjin koluna vurduğunda gerçekten acıtmıştı.

"Aşıktı o çocuk Taehyung'a be. Nasıl çıkmadılar, hiç anlamadım." Jungkook gözlerini devirdi.

"Taehyung öyle hissetmiyormuş demek ki. Jimin'le mutlu görünüyor. Gözünü seveyim, sarma çocuğa geldiğinde." İşaret parmağını kaldırdı Seokjin.

"Peki, sana sarayım o zaman." Jungkook'un yüzünde ağlamak üzereymiş gibi bir ifade belirdi. "Sen son zamanlarda eve hep tek mi dönüyorsun yoksa bana mı öyle geliyor?"

"Hyung daha geçen gün bir kızla çıktım buradan ya. Hatırlamıyor musun?" Doğru söylüyordu. Kısa siyah saçlı, güzel yüzlü bir kızla çıkmıştı bardan birkaç gün önce. Seokjin kızı anımsayınca başıyla onayladı onu. Yine de eskisi kadar sık görmüyordu onu kızlarla. Bu aralar tek başına takılmak gibi bir huy oluşmuştu barın çok talep gören barmeninde.

"Haklısın, unutmuşum onu ben. Neyse gidip Namjoon'a yardım edeyim biraz. Maaş zamanı yaklaşıyor, bar açılmadan sakin kafayla çalışalım." Jungkook ona elini kaldırarak karşılık verdi. Önünde kalan pizza dilimlerine bakarken geçen akşamı düşünmeden edememişti.

Kızla bardan çıktığı doğruydu, kızın tam tipi olduğu da. Ama onun dudaklarına bile yaklaşamamıştı. Bar kapandıktan ve herkes evlere dağıldıktan sonra ara bir sokakta onu öpmek istemişti kız. Jungkook ise sadece geri çekilmişti. İçinden neden gelmediğini anlamıyordu. Seks ve temas üzerine düşünmezdi hiç, öylece adım atmaya alışkındı. Bir şeyler olmuştu. Bunu çevresindekilerin bilmesi gerekmiyordu ama kesinlikle onda bir sorun vardı. Kızı hiç dokunmadan evine bırakmayı teklif etti, bahanesi yediği yemeğin midesine dokunması ve iyi hissetmemesiydi. Midesinde bir problem olmasa da iyi hissetmediği bir gerçekti.

Taehyung yaklaşık yirmi dakika sonra bara geldiğinde ve Jungkook'a altına yattığı adamın bir aseksüel olduğunu söylediğinde içten bir hassiktir çekmişti. İnanılır gibi gelmezdi, hiç hissetmediği kadar zevk hissettirmişti Yoongi denen yeşil saçlı ona. Ama bir yandan da düşündürmüştü. Çünkü o geceki ifadesiz suratını hala anımsıyordu. Çok da mantıksız gelmedi. Aseksüel olduğu halde birileriyle yatmış olabilirdi, deneyimli tavırları buradan kaynaklanıyordu muhtemelen. Ama istemediği bir şeyi neden o gece Jungkook'u kurtarmak için yapsındı ki? Jungkook'u tanımadığı barizdi. Ortaya hiç yoktan çıkıp da onunla sevgili rolü yapması aseksüel biri için ileri bir hareket sayılmaz mıydı?

"Selam Kook." Jimin'in sesini duyunca kendine geldi. Düşünceli halini üstünden sıyıramazken kısıkça mırıldandı.

"Selam." Elindeki içki karışımını sallarken gözleri Jimin'e dönecekti, en yakın arkadaşının sevgilisine suratsız görünmek istemezdi ama odağına giren yeşil kafayla elindeki shaker düşüvermişti. Masaya dik bir konumda inen metal yüksek bir ses çıkardı.

"Selam Jungkook." Gülümsüyor muydu o? Ne yalan söylesin, Chucky'den farksız görünmüyordu şu an gözüne. Aseksüel haline rağmen kendisiyle yatmasına hiç iyi bir gözle bakamıyordu barmen. Sesli bir nefes verip arka tarafa yöneldi. Onu görmek istemiyordu. Birkaç saniye geçmeden arkasından aynı sesi duydu. "Jungkook bekle."

"Ne var? Ne istiyorsun benden?" Yoongi ani çıkışla geriye doğru adımlamıştı.

"Sadece selam verdim Jungkook. Kaçman gerekmiyor." Başını dikleştirdi Jungkook bu söze.

"Kaçmıyorum ben. İçeride işim vardı." Arkasında kalan barı gösterdi kısa boylu.

"İçki hazırlıyordun. Beni görünce içeride işin mi çıktı birdenbire?" Barmenin kaşları çatılınca başını iki yana salladı. "Benden kaçmanı gerektirecek bir şey yok Jungkook. Peşine düşmeyeceğim."

"Biliyorum. Ama hiç öyle davranmıyorsun şu an. Az önce peşimden geldin mesela." Derin bir nefes aldı. "Bak, benden sana hayır gelmez. Ben ilişki falan istemiyorum, senin de istemeyeceğini tahmin edebiliyorum." Yoongi'nin yanıtı hızlıydı.

"Aseksüel olduğumu söylediler sana, değil mi?" Jungkook bakışlarını kaçırdığında konuşmaya devam etti. "Öyleyim evet ama bazı şeylerin bir anlamı vardır Jungkook."

"Ben o gece çok sarhoştum." Çok alakasız bir cümle kurmuştu ama şu an aralarında olanlara anlam yüklememenin en kısa yolu konuyu değiştirmekti. Yoongi şaşkın gözlerle yüzüne bakınca cümlesini pekiştirdi. "Ben iki tekilada gidiyorum komple. Çabuk sarhoş oluyorum yani. Yoksa öyle şeyler yaşanmazdı."

"Sabah da mı sarhoştun Jungkook?" Ani soruyla afalladı. Yine de yakalanmasına fırsat tanımamakta kararlıydı.

"Akşamdan kalmaydım, o da bir şeydir. Kendime gelmem öğleni bulur benim içince. Sabah da erken kalktığımız için..." Yoongi onun lafını hiç zorlanmadan bölmüştü.

"Beni öptün Jungkook. Sabah öpüşüyorduk ve gayet de bunu istiyor gibi görünüyordun. Nasıl olduğunu da anlamadım ki, birdenbire kaçıp gittin. Ne isteyeceğimi sanıyordun? Aseksüel halimle seninle defalarca sevişeceğimi mi?" Jungkook'un yutkunduğunu gördü. "Bak, derdim bu değil tamam mı? Sadece kuzenim en yakın arkadaşınla sevgili ve ben de onun mutlu olduğunu görmek istiyorum. Ama sen böyle düşmanlık taslayarak Jimin'e güvenli bir alan falan sağlayamazsın. Jimin'i tehlikeye atacak bir ortama sokmak istemiyorum. Anlıyor musun beni?"

"Jimin'le bir derdim yok benim." dedi Jungkook aksi bir sesle. Gerçekten de sarı saçlı çocuğu sevmişti, Taehyung'u mutlu ettiğini düşünüyordu ve kendisine de oldukça iyi davranıyordu Jimin. Ona düşman olabileceği bir durumda değildi.

"Benimle ne derdin var peki Jungkook? Hayır, sana söylüyorum da üstelik. Aramızda bir şey olmasını istiyor değilim. Jimin'le Taehyung devam edecek bir ilişkinin içindeler ve ben de daha sık görüşeceğim biriyle aramın kötü olmasını istemiyorum. Sorun çıkmasın, Jimin mutlu olsun. Tek isteğim bu."

Derin bir nefes daha almıştı Jungkook. Onunla derdi neydi? Bu sorunun cevabını kendi bile bilmiyordu ki. Sadece onu gördüğü her an vücudundan kıvılcımlar çıkıyordu sanki. Kaçmasına engel olamıyordu. Yoongi üzerine doğru bir adım daha attığında Jungkook'un sessizliğine anlam vermeye çalıştığı belliydi. Sırtı duvara değince dişlerini sıktı dövmeli çocuk. Gözleri onun yüzünde gezindi ve hep dikkatini çeken yerde duraksadı. Yeşil saçlı onun bakışlarının odak noktasını fark etti. Aklı karışmıştı, Jungkook'un gerçekten de kendisine asla yaklaşmak istemediğini sanıyordu. Sarhoş olduğu için onunla yattığını açık açık söylememiş miydi az önce?

"Ben benim kafamı sikeyim bunun için ama hassiktir ya." Kurduğu cümleyi algılayamadan dudaklarının üzerinde hissetti barmenin dudaklarını. Ona karşılık verirken üzerine düşünmeyi reddetti. Daha karşılaştıkları gece etkilendiği çocuğun içinde yarattığı kıpırtı biraz daha büyümüş, Yoongi'nin geleceğinde kadersel bir değişime neden olmuştu. Ama henüz bunun farkında değildi.


Ne diyorsunuz bu Yoonkook'a?

Yorumlarınızı ve oylarınızı beklerim efenim.

Drunk on You ~ YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin