İyi okumalar...
"Hey." Uzun boylunun boğuk fısıltısı diğerinin uykulu yüzünü gülümsetti. Kuru dudaklarına değdi başını avcuna yaslamış çocuğun dudakları.
"Hey, ne zaman uyandın?" Jungkook duvardaki saate bir bakış atmış, yeniden ilgisini Yoongi'ye yöneltmişti.
"Yarım saat olmuştur yaklaşık." Yoongi kaşlarını çatarken ona yanaştırdı bedenini. İri kollar onu hızla sarmalamıştı.
"Beni neden uyandırmadın ki?" Boynunu açığa çıkararak onun yüzüne baktı aşağıdan. "Beni mi izliyordun yoksa uykumda?"
"Hm hm." Mırıltısını Yoongi'nin boynuna sürtünen dili takip etti. "Sana bir şey soracağım." Yoongi ellerini onun omuzlarına koyup iri bedeni kendinden uzaklaştırdı. Sorusunu duymak için tüm dikkati ondaydı.
"Sor bakalım."
Bacaklarının arası Jungkook tarafından dolduruldu ve sırtı yatakla bütünleşti. Onun bir hamle yapacağına kendisini oldukça hazırlamıştı. Bedeni Jungkook'un bedeniyle örtünürken kollarını diğerinin boynuna doladı. Jungkook tek kaşını kaldırarak bakmıştı onun bu hareketinden sonra. Komodinin üstündeki sigara paketini de o an fark etti kısa boylu, Jungkook'un içinden bir dal aldığı sigara paketini. Sigarayı piercingli dudaklarının arasına koydu. Çakmağa da uzanırken düşmemek için dirseğinden destek almıştı.
"Yoon." Yoongi adının kısaltmasına kaşlarını kaldırdı. Çocuk gözleriyle bir yere işaret ediyordu. Anlamadığında bir iç çekme duymuş, kollarından biri Jungkook tarafından yatağa indirilmişti. Diğer kolunu da kendisi indirirken yattığı yerde rahatsızca kıpırdandı. Çakmak ilk seferde sigarayı yakmadığında homurdandı üstteki. Yeşil saçlı onun elindeki ateşi alıp izmaritin ucuna tuttu. Kırmızılık külün ucunda belirerek havaya bir duman salınca Jungkook da eski konumuna geri döndü. Dumanı dudaklarından salarken mırıldandı. "Neden boynuma sarılıyorsun ki?"
"Üstüme çıkan sendin." Kendisinin bile zor duyacağı bir sesle söylediği kelimeler dövmelinin kulaklarına eksiksiz ulaşmıştı.
"Sigaraya uzanıyordum, sigarayı komodinde kendi tarafına bırakmışsın." Yoongi'nin dirseklerinden destek alarak doğrulmasını izledi. Onun çıplak sırtına dikti gözlerini.
"Eve geldiğimizde yatağın bu tarafında sen yatıyordun Jungkook, hatırlatırım. Gece su içmeye kalktım ve dönünce seni o tarafta buldum. Bana buraya yatmaktan başka çare bırakmamıştın." Omurgasına değen dudaklarla irkildi. "Jung." derken sızlanmıştı.
"Benimle..." Sigarasından büyük bir nefes daha çekti. Duman dudaklarından sızarken konuşmayı sürdürdü. "Şu siktiğimin yıl sonu partisine gelsene." Yoongi yüzünü ona çevirdi.
"Siktiğimin partisi diyorsun ama yine de gidecek misin?" Aldığı yanıt bir omuz silkmeydi. Sol bacağını Jungkook'un üzerinden atmış, onun kucağına yerleşmişti. Yatak başlığına yaslanan uzun boylu hafifçe sırıttı. "Ne o? Okulda sikmediğin biri kaldı mı diye kontrol mü edeceksin?"
"Ya evet, alt sınıflara pek zaman ayıramadım şu aralar. Bir bakayım, mutlaka gözden kaçanlar olmuştur." Kaşlarını kaldırdı diğeri.
"Öyleyse onlardan biriyle git partiye. Ben senin sosyalleşme planına katılmak zorunda mıyım?" Jungkook alt dudağını öne çıkardığında ondan bir itiraz duyacağını biliyordu.
"Bir başkasıyla gidemem. Onu partiye götürdüğüm için umutlanmayacak biri lazım bana. Ki bu durumda o sen oluyorsun." Kucağındaki adam gözlerini devirmişti. Onu kendisine daha çok yaklaştırırken mırıldandı. "Hem tüm ekip orada olacağız. Namjoon hyung, Seokjin hyung, Tae, Jimin..."
"Jimin mi? Jungkook o daha yeni..." Lafı tıpkı onun yaptığı gibi bölündü.
"İyi olmak için çaba gösteriyor Yoongi. Göremiyor musun? Taehyung onu iyi ediyor ve sevgilisinin doğum gününde onun yanında olmak istemesi de çok normal." Soru işareti barındıran yüze baktı. "30 Aralık. Kutlamak istedi ve ben de Taehyung'u partiye gelmesi için ikna ettim. Değişiklik olacak. Ve sen de benimle geliyorsun."
"Biz sevgili değiliz Jungkook."
Bu cümle normalde oldukça can acıtabilirdi, dönüp dolaşıp ona vardığı bu yeni yaşam stilinde sevgili olmadıklarını böylece duymak üzücüydü. Ancak Jungkook umursamayı reddetmişti. Tanrı aşkına, bildiği bir gerçeğin dile getirilmesine üzülecek değildi ya. Hem yeşil saçlının varlığı iyi hissettirdiği kadar kötü de hissettirebiliyordu ve bunu bir aşkla bağdaştırmayı hiç düşünmemişti. Düşünmezdi, Jeon Jungkook aşk hakkında bir kara cahilin ötesine geçmezdi.
"Fake falan, sonuçta sevgilimsin." Bu sahiplenici ekli kelime Yoongi'nin yutkunmasına yetti. Kendini ondan uzak tutması gereken bir zaman dilimine girmişlerdi. Aklıyla oynamaktan gocunmayan dövmeli, bedeninde değişik hava akımlarına neden oluyordu. Dişlerini sıktı.
"Bara gitmeliyiz yavaştan. Saat öğleni geçiyor." Konu değiştirme girişimi başarıyla sonuçlandı.
"Beşte orada olsak yeter. Yapsak mı bir tur?" Kalçasını biraz kaldırdı. Diğeri avuçlarını onun göğsüne bastırmıştı.
"Bence gece yaptıklarımız yeter Jungkook. Ama alta geçeceksen ona tamam." Jungkook'un sırtı yatak başlığından ayrılınca Yoongi'yle burun buruna gelmişti. Ellerinden biri Yoongi'nin kalçasını sıktı.
"Kusura bakma ama bu kalçayı boşa harcayamam." Onun boxerını bir parmağıyla aşağı çekti. "Hadi Yoon."
"Hayır." Sert değildi ama net bir reddedişti bu. Yeşil kafayı bundan geri döndüremeyeceğini biliyordu.
"Geliyor musun peki yıl sonu partisine?" Yoongi omuz silkmişti.
"Seni kaçmak istediğin kızlardan kurtaracak bir sevgiliye ihtiyacın var gibi duruyor. Gelirim. Hem Jimin'e de göz kulak olabilirim böylece." Barmen bariz bir ifadeyle göz devirince kaşları çatıldı. "Ne oluyor Jungkook?"
"Jimin, Jimin, Jimin. Anladık kuzenini çok seviyorsun ve onun için çabalıyorsun ama Taehyung bostan korkuluğu mu? Sanki elinden geleni..." Yapışık olan bedenleri Yoongi tarafından ayrıldı.
"Elinden geleni yaptığı için mi Jimin intihar etti? O Jimin'in hayatına girene dek bir kere bile atak yaşamadı çocuk. Hala bana onu savun... Jungkook!" Lafını bölüp bir haykırışa çeviren sırt üstü yatağa düşen bedeniydi. Jungkook onu bir çırpıda altına almıştı.
"Seni bir güzel inletmek lazım. Yoksa böyle böyle yakacaksın devrelerini." Yoongi kollarını yeniden onun boynuna sardığında bu sefer itilmedi.
"Az önce sigarayı bana tercih ettin." Yeni bir dalın onun dudaklarına değdiğini gördü. Tekrar aynı yakma aşamasını yaşamamışlardı, Jungkook bu sefer başarıyla yakmıştı izmariti. İlk dumanı Yoongi'nin dudaklarına üfledi. "Ve yine beni zehirliyorsun."
"Seni zehirlemeyi seviyorum. Ama daha çok sevdiğim başka bir şey var." Yutkundu, geleceğinden gram umudunuz olmayan cümleler vardır ya hani, asla duymayacağınızı bilirsiniz. Duyma ihtimaliniz yoksa bile duyduğunuzu canlandırırsınız kafanızda. Yoongi de tam olarak bu durumdaydı. Jungkook'un daha çok sevdiğinin bomboş bir şey olacağını biliyordu içten içe, hem kendisinin de o taraklarda bezi olmazdı. Onun devam etmesini beklemeden doğrudan sorguladı.
"Neymiş?" Duyacağı yanıttan ürkerek yanağının içini ısırdı. Jungkook dilini dudaklarında gezdirmiş ve ona yanıt vermişti.
"Seni sikmek."
Eh, Jungkook'un dili filtresizdi ve aynı dil Yoongi'nin ağzının içine daldığında diğeri bundan şikayetçi olmamıştı.
Sansürsüzüz, teşekkürler...
![](https://img.wattpad.com/cover/295379953-288-k993053.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Drunk on You ~ Yoonkook
FanfictionAlkol, gece hayatı, güzel kızlar... Hayatından daha memnun olamazken tüm düzene taş koyan geceyi tek seferlik sanıyordu. Ta ki en yakın arkadaşının sevdiği adam yeşil kafalıyla çıkıp gelene dek... Song for You'nun yan çifti Yoonkook'un hikayesidir.