20. But I was doing it with you

224 17 4
                                    

TW (tetiklenebileceğiniz öğeler içermektedir, elimden geldiğince az ayrıntı vermeye çalıştım)

İyi okumalar...



6 yıl önce

"Yoongi, nerdesin?" Tanıdık tekerleme tonu kulaklarına ulaşınca elindeki kağıdı avcunda buruşturdu. Onun kendisine seslenmesinden oldu olası hazzetmiyordu. Görüş alanına eriştiğinde yeniden konuşmuştu. "Ah, buradaymışsın. Neden söylemiyorsun?"

"Görebileceğin bir şeyi neden soruyorsun? Saklanmıyordum." Gayet de yemek masasının başına oturmuş, bir şeyler karalıyordu. Evin salonuna yolu düşen, yani ev halkının tamamı, onu rahatça görebilirdi.

"Amcan geliyor."

Kadının neşeli üslubuna anlam veremiyordu. Babasının yakın bir arkadaşı olan ama sıkça görüştüklerinden kendisine amca dedirten adam ne zaman gelecek olsa böyle anlamsız bir heyecana kapılıyordu. Yoongi pek sevmediği aile bireylerinin böyle coşkuyla karşılanmasına hep karşı çıkmıştı, üstelik amcasıyla bir kan bağı dahi yokken bunu yapmaları saçma gelirdi. Yalnızca biricik kuzeni Jimin krallar gibi karşılanmayı hak ediyordu ancak gel gör ki teyzesi onu doğru düzgün evlerine bile getirmemeye başlamıştı.

"Benim çalışmam gerekiyor." Kağıtlarını toparladı hızlıca. Odasına yöneleceği sırada kadın arkasından seslenmişti.

"Amcanla akşam yemeği yiyeceğiz, saat 7'de burada ol, tamam mı?"

Sözde amcası ve eşinin geleceği saatte camdan atlayıp kaçmalı mıydı? Babası yine çok kızar mıydı? Kimsenin üzülmesini umursamazdı zaten bu evde ancak bir ceza alma ihtimalinden de kaçınıyordu. Para kazanmaya başlasa da çok iyi değildi durumu henüz. Kendisini bu evden çekip çıkaramamıştı ki kuzenini de bu garip insanların elinden kurtarsın. Sadece ona yardım edebilmeyi diliyordu, o bir ucubeymiş gibi davranan tüm aile üyelerinin yüzlerinin önünde birer ayna olduğunu göstermek en büyük isteğiydi şu sıralar. Herkes onları ayrılmaz ikili diye mimlemişti. Sevgili kuzeni onu anlayan tek kişiydi ve Jimin'in psikiyatrı teşhisi bildirdiği an ona farklıymış gibi davranmayan tek kişi de Yoongi'ydi.

Evin sessizliğine alışkın olan Yoongi, odasına çekildikten 15 dakika sonra içeriden konuşma sesleri duyduğunda kaşlarını çatmıştı. Misafirler 7'de akşam yemeğine gelecekse saat altı buçuktan önce burada olmazlardı. Oysa duvardaki saati henüz üçü gösteriyordu. Odadan çıkmak için kapıya yöneldi. Salonda gördüğü tek şey, az önce boş olan koltuğun üzerindeki erkek ceketiydi. Az önce ona yemeğin haberini veren Chinsun şu an mutfakta yiyecekleri hazırlıyor olmalıydı. Ancak çocukluğundan beri onu görmeye alışkın olduğu yerde, tezgahın öte yanında görmemişti şimdi. Kendisinden birkaç yaş büyük kadının nereye kaybolduğuna anlam veremediğinde onun sesini duydu.

"Bekle. Yoongi içeride." Adını duymuştu, adını duyduğuna oldukça emindi. Neyi, hatta kimi bekletiyordu? Başka bir ses tonu doldu kulaklarına bu sırada.

"Bir şey olmaz. O duymaz bizi, merak etme." Kapıya doğru yürüdü. Ses kızın yatak odasından geliyordu, kapının hafifçe aralık olduğunu önüne gelene dek fark etmedi.

"Yapma diyorum. İstemediğimi sana söyledim. Yalnızca konuşmaya gelmemiş miydin?" Kiminle konuşuyordu? Bu evde karışmaması gereken hiçbir şeye karışmazdı Yoongi.

"Hadi ama, gel biraz." Yatağın yaylarını duydu. Ev o kadar sessizdi ki, nasıl Yoongi'nin onları duymayabileceğini düşünmüşlerdi hayret etti. Henüz bir yetişkin olmayabilirdi ancak içerideki ikilinin ne yapacağını tahmin edebiliyordu. Dinlememeliydi.

Drunk on You ~ YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin