Sabah uyandığımda halsiz gibiydim. Kolumu kaldıracak gücüm yoktu hiç. Yataktan kalkmaya ise hiç ama hiç gücüm yoktu.
Yataktan zor bile olsa kalkabilmiştim, ve hemen banyoda bulmuştum kendimi.
(Ben ne ara geldim buraya yaa)
Diye düşünerken, Duygunun bağırmasıyla yerimden dik atıldım."Geceeee musluğu kapat, soğuk su gelmeye başladı duşa. GECEEEEE,
" Diye hala bağırıyordu.
(Bizim evde mutfağın, bahçenin, lavabonun suyunu açarken duşa su ya gelmiyor ya da soğuk geliyordu. Sinir bozucu bir durum aslında da ama biz alışmıştık artık. )"Tamam kızz ne bağırıyon , anladıkk kapatıyorum şimdi"
"Ayğğ donduğmmm, üşüğyorumn" diye bir şey geveliyordu ağzında. Ama anlamıyordum ben tam ne dediğini.
"Kız Duygu ne oldu? Ne diyorsun anlamıyorum. Bir az daha net konuş. " Dedim kapısına vurarak.
"Dondummm diyorum dondumm" dedi ağlamaklı ses tonuyla.
Bilmiyorum niye ama , bu haline gülesim gelmişti. Hatta şu an kahkaha atıyorum."Geceee bak beni oraya getirtme , oraya gelirsem eğer seni o buz gibi suyun altına sokar hasta ederim , hasta olunca da bakmam geberip gidersin haa. " Dedi . Ve bu sefer sesi bir az sinirli çıkmıştı.
" Ben suyu çoktan kapattım şapşal" dedim gülerek
"Sadece bir az zaman alır onun tekrar ısınması" diyerek devam ettim."Haa geldi sıcak su "dedi sevinçle
"Gördünmü kız boşuna suçladın beni" dedim ellerimi havluya silerken.
"Tamam iyi . Hadi koş kahvaltı hazırla. " Dedi duşu kapatarak.
"Emredersiniz Efendim " dedik alayla. Ve onun ne dediğine önem vermeden çıktım banyodan.
Odama geçip üstümü değiştirdim. Saçımı at kuyruğu yaptım, etrafından çıkan saçları da serbest bıraktım. Böyle daha güzel oluyordum. Hem ev kızı( dağınık saçlı, rahat ) , hem cici kız ( tatlı kız , sevimli) , hem de cool kız( havalı, güzel) oluyordum. Bilmem siz öyle düşünüyormusunuz, ama ben hep öyle pozitif düşünürüm. Buna pozitif düşünmek denirmi bilmiyorum ama yinede pozitif düşünüyorum. Yani hep pozitif düşünürem ben , pozitif olmak güzel bir şey. Pozitif , pozitif yaşasın pozitiflik.
Ayyy ben ne diyorum yaa . Sabah sabah yine kafayı yemiş bulunmaktayız aşkolar. Delimiyim ya ben. Beynim yandı ha. Yemin ederim beynim yandı. Aman be deli alalım nolcak ? Hem ne diyordu BEGÜM KORASLAN ---" AKILLI OLUP DÜNYANIN KAHRINI ÇEKİNCE, DELİ OL DA DÜNYA SENİN KAHRINI ÇEKSİN "---. Ağzına salık be kadın, nasılda doğruyu söylemiş değilmi? Valla katılıyorum. Yeterrr bee çok çektik dünyanın , adam olmaz insanların kahrını. Buramıza geldi artık. Boğuluyoruz.
Ayrıca konu ne zaman pozitiflikten deliliye geldi yaa anlamadım ben. Siz okuyun geçin hem. "Ehh Gece yine başladı. " Diyeceksiniz biliyorumm. Ama ne yapayım ya derdimi anlatacak, içimi dökecek kimsem kalmadı. Buraya döküyorum içimi. Sizde nolur anlayın beni.
Her neyse şimdi vaktım çok az diyerek son dokunuşları yaptım ve odadan çıktım.Hızlı adımlarla merdivenleri indim. Mutfağa giderek hemen iki tane tost yaptım. Kahvede demleyip masaya oturdum.
Duygu'nu bekliyordum. Ve artık saniyeleri saymaya başlamıştım bile. Tamı tamına 30 dakika 23 saniye beni şu oturduğum yerde bekletiyordu. Sırf bana gıcık olsun diye yapıyordu hanımefendi. Ne varmış sabah sabah bilmeden suyu açıp kendilerini soğuk suda bekletmişizz, uzunu 4 dk ya 4 dk. Kendisinin yaptığına bak- 35 dakikadır buradayım- ki o ayrı bir mesele , soracam ona bunu- . Ben Duygu'yu ufacık , azıcık bile tanıyorsamm eğer böyle bir şeyi benden hıncını almak için yapıyordu. İllaki de alıcaktı hıncını. Ama bu sefer bu beni kızdırmıştı. Çok kindar biriydi Duygu. Kin tutardı uzun zaman .
Küçüklükten öyleydi. Hiç anlaşamıyorduk onunla. Ama anlaşamayarak nasıl gelip bu günlere varmıştık aklım almıyor. Benmi onu geçiştiriyirdum , yoksa onu beni hakikaten bilmiyorum.Her neyse sinirle masadaki -Duygu'ya hazırladığım -kahveyi alıp mutfak lavabosuna boşalttım. Kendi kahvemi bile içememiştim. Onuda boşalttım. Yaptığım tostlarıda bir poşete koyarak sırt çantama yerleştirdim. Sinirim tepemdeydi şuan. Masanıda öyle bırakıp, ayakkabılarımı giyinip, çantamı alarak hızla evden çıktım.
Selimi aradım hemen gelip beni almasını istedim.
Zaten onun evi bizim yan sokaktaydı. Bu yüzden gelmesi uzun sürmedi.Evden çıkmamdan 10 dakika geçmişti. Ama Duygu çıkmamıştı hala. Muhtemelen benim çıktığımı da anlamamıştı.
Önümde duran arabayla yüzümü ondan taraf çevirdim. Selim aynadan" bana olay ne" ? dercesine bakıyordu . Onu takmayıp arabaya bindim. Ve yola koyulduk. Selim soru sormaya başlamıştı bile.
"Kız Gece noldu? Dudu nerede?
Kavga mı ettiniz? O neden gelmedi?
Ayrı ayrı niye gidiyorsunuz ki okula? " Diye soruyordu.Uzunca bir sabır çektim, ve yüzümü ona taraf döndüm.
"Olm bir nefes falan almayı düşündünmü hiç? Sabahtan beri vıdı vıdı kafamın dibinde. Hiç susmadın da . Ondan diyorum. Beynimin içi şişti ha yemin ederim Selim. Ne yedin sabah sabah ya sen böyle dır dır yapıyorsun? Mikrofon falan mı yuttun yoksa haa? Kanki
Camdan dışarı bakarak ofladı."Ya Gece merak ediyorum. Hadi anlat . Ne olur anlat "dedi yalvarır gibi.
"Tamam anlatıyorum. Ama sözümü kesmek yok tamam mı? Dedim yanağından makas alarak.
"Tamam Prenses, emrin olur" dedi gülerek
Olayları olduğu gibi anlattım Selim'e. Onun söylediklerine bakın birde siz.
"Valla Gece , söylediğim şeye kırılma ama Duygu çok değişti bu aralar. Sen görüyor musun bilmiyorum. Ama ben görüyorum. "Dedi eliyle ensesini ovalarken.
"Allah sonumuzu hayır etsin inşallah" dedim başımı cama yaslayarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALANCILAR Durağı
Ficción General"Gece"dedi uzaktan gelen bir ses "Efendim "demek istedim , ama diyemedim. Ayırdım gözlerimi duvardan çevirdim yüzümü ona taraf , O , gelmişti.. Gözlerimiz kesişti . Öylece durup bir birimizi izliyorduk . Ne o konuşuyordu ne de ben. Konuşmak geliyo...