Rose ile ormanda yürürken birden Rose yere düşmüştü. Ben daha ne olduğunu anlamadan uykum gelmiş ve ben de yere düşüp gözlerimi kapatmıştım.
Hissettiğim büyük bir acıyla gözlerimi açtığımda kalbimdeki acı çok fazlaydı. Rose, Rose yoktu!
Bi sandalyeye bağlanmıştım ve bi kürenin içindeydim. Gücümü kullanmaya çalıştığım zaman işe yaramıyodu, bu küre sanırım gücümü kullanmamı engelliyodu.
Birden bi çığlık sesi duydum. Siktir bu Rose'nin çığlığıydı.
"ROSE!!!" avazım çıktığı kadar bağırıyodum.
"İMDAT!!!!" Rose bağırıyodu, onun canı yanıyodu. Hissediyodum hem de çok yanıyodu canı. Ben bişey yapamıyodum ve onun canı yanıyodu.
Olduğum odaya biri girmişti. Kim olduğuna baktığımda bi adam sırıtarak bana bakıyodu.
"İki güzel peri yakalamışız kendimize!" Adam içinde olduğum küreye girip yüzüme doğru eğildi.
"Sana bi seçim yaptırıcam küçük peri. Kardeşin mi sen mi zarar görmek istersin?"
"Rose'yi bırakın, lütfen bırakın. Gerekiyosa öldürün beni ama onu bırakın!" adam sırıtmış ve kulağındaki kulaklığa basmıştı.
"Kendisini seçti. Kızı bırakın. gözlerini bağlayıp ormanın ortasına atın onu." Rose kurtulduğu için mutluydum ama bana ne yapıcaklardı ki?
(Yoongi)
"HİSSEDİYORUM, ROSE'Yİ HİSSEDİYORUM! SAĞA DÖN!" dediğini yaptım. Lisa yolu tarif ediyodu. Ben de gidiyodum.
En sonunda yerde ağzı, kolları, bacakları ve gözleri bağlanmış şekilde Rose'yi bulduk.
Lisa hemen onun yanına gidip onu çözdükten sonra sıkıca sarıldı.
"İyi misin peri kızı!?"
"Öhö, iyiyim. Ölmedim en azından." telaşla etrafa bakınıyodum.
"O orda kaldı, ÖHÖ!"
"Ne?"
"Jimin orda kaldı, bana sadece 'kardeşin kendini seçti, serbestsin.' dediler ve beni buraya bıraktılar."
"Siktir, siktir, siktir, SİKTİR!" yanımdaki ağacı yumrukluyodum, birden ağaç vurduğum yerden kırılmış ve yere düşmüştü.
"YOONGİ!" yere çöküp boş boş yer baktım."
"Rose siz şu an ayrısınız, canın yanmıyo mu?"
"Yanımda Lisa olduğu için hayır. Lan, Jimin'in yanında değilsin. Onun canı yanıyodur!"
"Onun canı yanıyo ve ben hiçbişey yapamıyorum. LANET OLSUN, ONUN CANI YANIYO VE BEN BURDA SADECE BOŞ BOŞ OTURUYORUM!"
"Keşke onu görmezden gelmeni söylemeseydim, keşke buraya seninle gelseydi." Rose ağlamaya başlamıştı.
(Jimin)
"Kardeşin gitti, ah canın mı acıyo pericik?" ben yerde acılar içinde kıvranırken o karşımda kahkaha atarak beni izliyodu.
"Şimdi, yapıcağımız şeye gelelim, kanatlarını çıkar peri, kanatların artık bizim. Onları koparıp incelicez." sırıtarak konuşuyodu.
Tabii ki de kanatlarımı çıkarmicaktım.
"Eğer kendi isteğinle yapmazsan ilaç kullanarak bunu yapıcaz. O kanatların her türlü bizim peri!" yine de çıkarmadım. Sonuna kadar direnicektim.
Beni omzumdan tutu düz döndürmüş ve bana vurmaya başlamıştı. Önce yüzüme bi tokat atmış ve yumruklarını yüzüme geçirmeye başlamıştı.
Kalkıp karnıma tekme atmaya başlamış sonra da sırtıma atmıştı sert tekmelerini.
"O kanatlarını çıkar artık peri!" ağlayarak hala direniyodum. Kimse beni kurtarmicaktı sanırım. Ama Rose iyiydi, iyi olduğunu hissediyodum. O da bana ayrı güç veriyodu.
"İlla ilaç istiyosun demek pericik." elindeki şırındayı birden sırtıma bayırmasıyla çığlık atmıştım.
Şırınganın içindeki bütün ilacı vücuduma aşılamış ve şırıngayı çıkarıp kenara atmıştı.
Kanatlarımın ucu yavaş yavaş çıkmaya başlamıştı ve bunu engelleyemiyodum. Kahretsin!
"İşte böyle pericik, kanatlarını bize ver!" hala direniyodum, en azından çıkma hızlarını azaltıyodum.
"Direnmen bişey değiştirmez, her türlü o kanatlar bizim olucak!" ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Selooooo
Kaosa dewamkeeee
Umarım beğenmişsinizdir 💗 Umarım güzel yazabilmişimdir 💖
Beğendiyseniz ne mutlu bana 💕
Oy vermeyi unutmayın!
Sizleri seviyoreeeeee 💋
Yoonmin💚🧡 ve Chaelisa'yla💛 kalın
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
